Tesisat Dergisi 324. Sayı (Aralık 2022)
65 TESİSAT • Aralık / 2022 meydana gelen bir doğal havalandırma mevcuttur [1], ancak, çok daha fazla hava sızdırmaz olarak yapılan, modern evlerde kirleticiler iç ortam havası içinde birike- cektir. Bu da konsantrasyon sorunları, yorgunluk ve diğer ciddi sağlık etkileri gibi, daha büyük bir risk oluşturur. Dolayısıyla, içeri temiz hava getirmek ve kirlenen havayı dışarı atmak için tasarlanan, tercihan konforlu bir şekilde, bir havalandırma sistemine ihtiyaç vardır. Sürekli, sabit, hava akışlı havalandırma sistemi iyi bir iç hava kalitesini garanti edecek, ancak içeriye de daha fazla soğuk hava girecek ve konforun sağlanması için mutlaka ısıtılması gerekecektir. Bu da enerji kullanımın artması sonucunu getirecektir. Batı Avrupa’daki konut havalan- dırma sistemlerinde enerji kullanımındaki bu artışın üste- sinden gelmek için kullanılan iki ana yöntem havadan-ha- vaya ısı değiştiricilerin (ısı geri kazanımı) kullanılması ve iç ortam hava kalitesini ölçmek için kirlilik sensörlerin kullanılması ve iç hava kalitesinden ödün vermeksizin mümkün olduğu yerde ve zamanda havalandırmada hava akış oranını azaltmak, yani talep kontrollü havalandırma sistemleridir (DCV). Talep kontrollü bir havalandırma sistemi konutun, havalandırma ile ilgili ısıtma enerjisini ve havalandırma sisteminin elektrik kullanımını %20 ila %50 oranında azaltabilir [2]. Günümüzde, bir DCV sisteminin değerlendirmesi kon- for kriteri olarak sadece algılanan iç hava kalitesini (CO₂, nem ve koku gibi) [3]. Bununla birlikte, bir DCV sisteminin en büyük dezavantajı, mekânın kullanımının az olduğu zamanlarda iç ortam havasını kirleticileri biriktirmesidir. Hava akış hızları azaltıldığında, yapı malzemeleri ve mobil- yaların yaydığı uçuşan organik bileşik (VOC) emisyonları iç mekan havasında birikecek, zararlı VOC konsantrasyonu ve kötü iç ortam hava kalitesi (IAQ) sonucunu getirecektir. Bu nedenle bir DCV sisteminin değerlendirilmesi sadece konfor kriterleriyle değil hem konfor hem sağlık kriterlerini de kapsayacak şekilde genişletilmelidir. 2. ARAŞTIRMA YÖNTEMLERI 2.1. Simülasyon modeli Simülasyon modeli Modelica dilinde modeller geliştir- mek için entegre bir ortam olan Dymola'da yapılmıştır. Bu, ısı, nem, hava akışı ve iç mekan konsantrasyonlarının birle- şik etkisinin simüle edilmesine imkân sağlar. Bu çalışmada, hava akışlarını ve kirletici kaynakları modellemek için IDEAS kütüphanesi [4] patentli modeller ile kombinas- yonlar halinde kullanılmıştır. Şekil 1, modellenmiş üç yatak odalı dairenin kat planını göstermektedir. Bu tipik Belçika apartman dairesi şimdiye kadar birkaç kez modelleme için kullanılmış ve Heijmans, Van Den Bossche Jansens (2007); Laverge, Janssens (2013) ve De Jonge, Janssens, Laverge (2018) tarafından tanımlanmıştır. Modelleme sırasında apartman dairesinin çok bölgeli (multi-zone) temsiline, çeşitli havalandırma sistemlerinin elemanlarına, binanın kabuğuna, kullanıcıların çalışma veya yaşam programla- rına, havalandırma kontrollerine, kullanıcı faaliyetlerinden kaynaklanan emisyonlara ve aynı zamanda bina malzeme- leri ve mobilyaların emisyonlarına çok dikkat edilmiştir. 2.2 İncelenen DCV sistemleri İki talep kontrollü mekanik çekişli havalandırma sis- teminin (DCV) performansı bir sürekli mekanik çekişli havalandırma sistemi (MEV) performansı ile karşılaştırıl- mıştır. İki DCV sistemi de aynı prensipleri uygulamaktadır: temiz hava kuru mekânlara doğrudan sızıntı menfezleriyle alınmakta ve ıslak mekânlardan mekanik olarak çekilmek- tedir. İlk DCV sisteminde (DCV1) halen Belçika pazarında yaygın olarak kullanılan teorik kontrol sistemine (tam zamanlı kontrol sistemi) dayanan kontroller bulunmaktadır. Havalandırma akış oranları (Q) bir taraftan yerel algılama ve ıslak alanlarda yerel kontrol ile ayarlanmaktadır. Banyo neme, mutfak CO 2 'ye ve tuvalet VOC’ye göre kontrol edilmektedir. İlave olarak kuru mahallerde mahaldeki CO 2 konsantrasyonunun çok yüksek olması durumunda çekiş akış oranının artıracak ilave CO 2 sensörleri bulunmaktadır. Çekiş akış oranının artması için sadece maksimum CO 2 konsantrasyonu olan kuru mekân dikkate alınacaktır. Çekiş oranının artması binada negatif bir basınç yaratacak ve bu da sızıntı menfezlerinden daha fazla temiz hava girmesini sonuç olarak kuru mekânlara daha fazla temiz hava bes- lemesine neden olacaktır. İkinci DCV sistemi de (DCV2) halen Belçika pazarında yaygın olarak kullanılan teorik kontrol sistemi bulunmak- tadır. Havalandırma akış oranları (Q), aynen DCV1 gibi, bir taraftan yerel algılama ve ıslak alanlarda yerel kontrol ile ayarlanmaktadır. Islak mekânlardaki bu çekişe ilave olarak kuru mekânlarda yerel CO 2 sensörlerine dayanan ilave çekiş bulunmaktadır. Kuru mekânlardan doğrudan çekiş nedeniyle sızıntı menfezleri ile beslenecek temiz hava miktarı garanti edilmektedir. İlave olarak, çekiş iki bölgede yani, yatak odaları ve yaşam alanlarında çalışmaktadır. En yüksel CO 2 konsantrasyonu olan zon (bölge) bu konsant- rasyona göre kontrol edilecek ve diğer bölgenin akış oranı minimal akış oranına azaltılacaktır. Bu şekilde, en yüksek kullanım olan bölge en yüksek akış oranını alacaktır. Her ilki DCV sisteminin çalışma prensipleri Şekil 2’de grafik olarak gösterilmiştir. NBN-D50-001’e göre (konutlar için havalandırma sistemleri standardı, Belçika) nominal havalandırma akış oranları her bölge için Tablo ÇEVİRİ MAKALE
Made with FlippingBook
RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=