Tesisat Dergisi 314. Sayı (Şubat 2022)
78 TESİSAT • Şubat / 2022 ÇEVİRİ MAKALE Bağıl Nemin Virüsler ve İnsan Tepkileri Üzerindeki Etkileri (*) C OVID-19 bağlamında, iç ortam bağıl nemi- nin (RH) enfeksiyon riski üzerindeki etkileri kapsamlı bir şekilde tartışılmaktadır. Bu, bağıl nemin etkilerini araştırmacı ve uygulayıcıların dikkatine getirmiş ve yeni deneysel kanıtlarlar ve bilinçlendirme ile sonuçlanmıştır. COVID-19'dan önce, RH etkileri üzerinde bilimsel tartışmalar bir azalma eğilimi göstermiştir. Birçok olumlu ve olumsuz etkiler listelenmiş ancak IEQ (Indoor environmental quality _İç Ortam Çevre Kalitesi) kontrolü ile ilgili net karar alınmamıştır. RH, Avrupa iklimlerinde nemlendirme ve nem almanın gereksiz olduğu tavsiyesiyle, EN 16798-1 ve ISO 17772- 1'de ele alınmıştır. Ancak COVID-19’u ilgilendiren bağıl nem üzerine tartışmalar, bağıl nem ve insan üzerine olan etkileri üzerinde ne bildiğimizin tekrarlanmasını hak ede- cek kadar, önemli olduğunu göstermiştir. Genel olarak, bağıl nem ve sıcaklık, enfeksiyon riski üzerine üç ana mekanizma ile katkı yapar: • Virüs canlılığını, yani virüsün havada inaktivasyon süresinin yani etkisiz hale gelme süresi uzunluğunu, etkileyerek, • Atılan damlacıkların ve aerosollerin (havadaki parçacıla- rın) kurumasını ve havada kalma süresine etki yaparak; • Burun sistemlerinin ve mukoza zarlarının hassaslığı vasıtasıyla insanların duyarlılığını etkileyerek. Birçok çalışma, bağıl nem ve sıcaklığın belli bir yer için COVID-19’un meydana gelme sıklığını önemli ölçüde etkilediğini, daha soğuk ve daha kuru iklimlerin hastalığın tekrarlanma sıklığını artırabileceği ortak bulguları paylaşa- rak göstermiştir (Mecenas ve arkadaşları 2020, Tobías ve arkadaşları, 2021, Yuan ve arkadaşları 2021). Her ne kadar, SARS-CoV2 virüsünün değişik bağıl nem ve sıcaklık koşul- larında aerosol durumda hayatta kalmasıyla ilgili birkaç yeni deneysel çalışma, (Dabisch ve arkadaşları, Schuit ve arkadaşları 2020, Smither ve arkadaşları 2020), bu ilişkinin tam olarak doğasının çok da az açık olduğuyla ilişkilidir. Aksine, yerçekimi dolayısıyla çökme eve bağıl nem vasıta- sıyla birikme kaybı arasındaki ilişki açıktır: enfekte olmuş parçacıkların birikme kayıpları damlacıkların çökmesi veya son noktadaki hızlarıyla belirlenir ve bu da parçacığın ölçüsüne bağlıdır. Solunum sisteminden çıktıklarında (%95 bağıl neme sahip oldukları varsayılmaktadır), damlacıklar hızla buharlaşma be doymamış büzüşmeye uğrar. Damla- cığın nihai boyu ortam nemine bağlıdır ve boyut aerodi- namik davranışı ve Damlacın yere süratle çömesini veya havada olası bir ikinci bulaşma yapacak kadar yeterince uzun süre asılı kalıp kalmayacağını belirler. Düşük bağıl nem nedeniyle, damlacıkların çok daha fazla hava da asılı kalacak hayati damlacıklar oluşturacak çok daha küçük bir ölçüye buharlaşacağı ve nihai olarak JAREK KURNITSKI REHVA Teknoloji ve Araştırma Komitesi, Tallinn Teknoloji Üniversitesi Tallinn/Estonya JPAWEL WARGOCKI Danimarka Teknik Üniversitesi, İnşaat Mühendisliği Fakültesi Kopenhag/ Danimarka AMAR AGANOVIC Norveç Arktik Üniversitesi, Otomasyon ve Proses Mühendisliği Fakültesi, Tromsø/Norveç (*) Bu makale The REHVA European HVAC Journal Aralık 2021 sayısından alınmıştır. Bağıl nem etkilerinin iki önemli pratik anlamı vardır: COVID-19 bağlamında, %40-60 orta bağıl nem seviyesinde nemlendirmek yararlı değildir, fakat soğuk kışlarda %20’den daha az, aşırı düşük, bağıl nem, nem geri kazanımı veya diğer teknik yollarla çözülmesi gereken bir sorun olmaya devam etmektedir.
Made with FlippingBook
RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=