Tesisat Dergisi 310. Sayı (Ekim 2021)

tesisat.com.tr 48 Tesisat / Ekim 2021 GÖRÜŞ ARI KOLONİSİ Mİ? FİL SÜRÜSÜ MÜ? Hayatın Bir Parçası Olarak Entropi PROF. DR. HÜSEYİN GÜNERHAN Ege Üniversitesi, Termodinamik Anabilim Dalı Başkanı D eğişikliklere neden olma yeteneği olarak tanımlayabilece- ğimiz enerjiyi günlük hayatta sıklıkla kullandığımız halde entropiyi aynı sıklıkta kullanmayız. Oysa entropi de enerji gibi hayatımızın içinde olan bir olgudur. Entropi, moleküler düzen- sizliğin veya rast geleliğin bir ölçüsüdür ve bir sistem düzensiz hale geldikçe moleküllerin yerleri giderek belirsizleşmekte, dolayısıyla da konumları daha az tahmin edilebilir duruma gelmektedir. Bunun sonucunda da entropi artmaktadır. Tüm doğal süreçler geri döndürülemez şekilde ilerler. Sürecin geri döndürülemezliği ile düzensizlik artar. Düzensizlik ne kadar büyükse entropi de o kadar yüksek olur. Bilindiği gibi büyük pat- lamadan sonra evren de sürekli genişlemektedir ve düzenli bir durumdan (büyük patlama öncesi) düzensiz bir duruma doğru yol almaktadır. Bu nedenle, evrenin de entropisi sürekli olarak artmaktadır. Düzenli insanlar son derece verimlidir. Bu nedenle, düşük ent- ropili yaşamlar sürerler. Belirsizliği en aza indirerek doğru şeyleri doğru yerlerde tutarlar ve aradıkları bir eşyayı bulmak için az mik- tarda enerji harcarlar. Öte yandan düzensiz insanlar verimsizdir ve bu nedenle yüksek entropili yaşamlar sürerler. Bir eşyayı bulmaları çok daha fazla zaman alır. Yüksek entropili yaşam tarzlarına öncülük eden insanlar her zaman koşarlar ama asla yetişemezler! Bir arı kolonisi ile bir fil sürüsünü entropi açısından ele alalım: Burada dikkatimizi bu canlıların sosyal yapısına, yaşama biçimine ve beslenme alışkanlıklarına odaklamalıyız. Sosyal yapı ne kadar orga- nize olursa, entropi o kadar düşük olur. Bilindiği gibi, arılar koloniler halinde filler ise sürüler halinde yaşar. Yani aşağı yukarı aynı entropi noktasını kazanırlar. Saldırıya uğradıklarında-rahatsız edildiklerinde arı sürüsü harekete geçer. Davetsiz misafire toplu halde daha orga- nize bir şekilde saldırırlar. Ve onların birleşik eylemleri kovanı yok olmaktan kurtarır ve kraliçelerini tehlikeden korur. Ancak filler tehdit edildiklerinde tek başlarına saldırıya geçerler. Fil sürüleri asla sürü halinde saldırmazlar. Bir yırtıcı tarafından saldırıya uğradığında, kurban konumundaki fil hayatta kalma savaşıyla kendi başına yüz- leşmek zorundadır. En güçlü kara hayvanı olmasına rağmen yalnız fil gururuna yenik düşer. Tabii ki, bir sürüde yaşamak daha fazla güvenlik sağlar, ancak yırtıcılar tarafından saldırıya uğradıklarında daha düzensiz hale gelirler. Yani filler, hayatta kalma savaşlarında arılardan daha dezavantajlıdır. Ayrıca arılar, karmaşık ve iyi örülmüş bir sosyal yapıya sahip- tirler, her üye iyi tanımlanmış görev ve sorumlulukları paylaşır. Arı toplumu kraliçelerinin etrafında toplanmıştır. Kraliçeleri, erkekleri, dişileri, askerleri ve işçileri vardır. Askerler arı kovanını ve varlıkla- rını kurtarmak için ölümüne savaşırlar. İşçiler bal toplar ve kovanı besler. İyi şekilde düzenlenmiş iş dağılımı fillerde mevcut değildir. Her sürü, ölümü sürünün bütünlüğünü bir sonraki en büyük kız kardeşine devreden bir anaerk tarafından kontrol edilse de, bir yavru filin hayatta kalması, arı ailesinin aksine yalnızca annesine aittir ve bu kolektif bir sorumluluk değildir. Annesi bir yırtıcı saldırı sonucu ölürse, yavru fil açlıktan ölmeye veya bir avcının saldırısına uğramaya mahkumdur. Erkek yavru filler, olgunluk düzeyine ulaştığında baskın erkek tarafından sürüden kovulur. Arılar ise, erkek-dişi veya işçi arıyı hiçbir şekilde kovmazlar. Fil toplumunda bir sosyal hiyerarşi vardır, ancak bu gevşek bir şekilde örülüdür, herhangi bir üye bir sürüyü terk edebilir ve başka bir sürüye katılabilir. Dolayısıyla bu sosyal davranış açısından arılar; fillere göre daha düzenli ve daha sıkı örülmüş gibi görünmektedir. Bu nedenle filler, arılara göre daha yüksek entropi noktalarına sahiptirler. Arıların evleri olan kovanlar, karmaşık bir tasarım ve farklı kat- manlarda birden fazla oda içeren doğal bir harikadır, sadece hafif ve sağlam değil, aynı zamanda yağmur suyunun depolanan balın içine sızmasını önlemek için su geçirmez niteliktedir. Her oda her zaman altıgen şeklindedir ve oldukça esnektir. Altıgen şekil, yükü kovanın her yerine dağıtır. Bal dolu, metrelerce uzunluğundaki kovanlar ve arılar, bir ağacın çatalından veya bir mağaranın çatısından zahmet- sizce sarkarlar. Bunların aksine filler yuvalarını asla inşa etmezler ve yiyecek bulmak için mesafelerce göç ederler. Arılar sadece nektarla hayatta kalırken, filler çeşitli bitki ile beslenirler. Dolayısıyla bu açı- lardan filler, arılara göre daha yüksek entropiye sahiptir. Özetle bal arıları, disiplinli görev ve sorumluluk kurallarına sahip daha düzenli bir toplumda yaşar ve gelişirken, filler sürü halinde olsalar da yaşama, üreme ve yemek yemede daha fazla özgürlüğe sahip yüksek entropili bir yaşam sürerler. Entropisi yüksek bir yaşam da daha büyük riskler içerir. n

RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=