Tesisat Dergisi 306. Sayı (Haziran 2021)

62 Tesisat / Haziran 2021 tesisat.com.tr zamanla nasıl değiştiğini gösteren Şekil 1’de iyi bir şekilde örneklendirilmiştir. Chicago Havalandırma Komisyonu tara- fından 1914’te teklif edilen ve New York Eyalet Havlandırma Komisyonu tarafından tekrar teyit edilen ilk havalandırma kılavuzlarında da havalandırma şartlarının belirlenmesi konusundaki zorluk söz konusuydu. O zamandan beri hiç- bir havalandırma şartı teklif edilmiştir fakat havalandırman düzenlenmesi bu komitelerin ana amacıydı. Havalandırma- nın hangi yöntemlerle yapılacağı konusunda yalnız genel tavsiyeler vardı. Bu belgelerde doğal hava akışlı pencereden havalandırılan odalar tercih edilen havalandırma yöntemi olarak belirtilmişti fakat havalandırma sağlığın bozulma- sını önlemek için değil fazla ısınmayı önlemek için tavsiye edilmişti. Pencereden havalandırılan odalarda 15-19°C ara- sındaki sıcaklıkların en düşük solunum hastalıkları yaygınlık oranına sahip olduğu gözlenmişti, bu nedenle ondan sonraki kılavuzlarda yaşama odalarında bağıl nemin uygun şekilde kontrol edilmesi için 20°C tavsiye edilmişti. CO₂ bir zararlı madde olarak tanınmamıştı. Havalandırma essas olarak nemi kontrol etmek için gerekliydi ve havanın %100’ünün tekrar dolaştırılması halinde bu imkansız olacaktı. Günümüzde önemli standartların çoğu binada bulunan- ların algılamış olduğu sonuçta elde edilen hava kalitesine dayanarak havalandırma şartlarını belirlemektedir. Hem insan hem de bina malzemeleri tarafından yayılan kirleti- cileri göz önünde bulundurmaktadırlar ve söz konusu yere girdikten sonra ziyaretçilerin hava kalitesinden memnu- niyetsizlik yüzdesine [38] veya hem ziyaretçiler hem de binada bulunanların kabul etmelerine dayanmaktadır [13]. Bu standartlar rahatlık şartlarının yerine getirilmesi ile sağ- lıkla ilgili şartların yerine getirilmesi arasında bir bağlantıyı gizli olarak varsaymakta ve ilkine ulaşılması halinde son- rakinin de elde edileceğini varsaymaktadır. Brelih [39] ve Dimitroulopoulou [40] çeşitli binalardaki havalandırmanın stanartlardaki şartları yerine getirmediğini gösterirken, Asi- kainen ve ark. [41,42] evlerdeki standart altı havalandırmanın hastalık yükünü arttırdığını göstermiştir ve bu da yukarıda belirtilen sağlık üzerindeki etkiler ile ilgili varsayımı des- teklemektedir. Hissedilen konfor dışındaki başka kriterlerin binalardaki havalandırma şartlarını belirlemede kullanılması gerekip gerekmediğini sormak veya mevcut şartların binada kalanlar tarafından algılanan hava kalitesinden etkilenmeyen maruz kalma ile ilgili riskleri yeterince düşürüp düşürmedi- ğini sormak hala yerindedir. İhtiyaç duyulan havalandırma ihtiyacı için belirtilen nedenler zamanla değişmiştir (Kutu 1 ve 2). Şekil 1 havlandırma şartlarının da değiştiğini göster- mektedir. Şartların şekilde neredeyse her yerde olduğunu göstermektedir ve büyüklük sırasına göre değişmektedir- ler. Tredgold 1836’da en düşük havalandırmayı önermiştir; yazar madenlerdeki minimum havalandırma oranlarının bir madencinin fizyolojik ihtiyaçlarını karşılaması gerektiğini ifade etmiştir. Kişi başına 1.8 l/s olarak belirlenmişti bunun 0.2 l/s’si CO₂’nin ciğerlerden temizlemesi, 1.4 l/s vücut tara- fından üretilen nemin atılması ve 0.1 l/s mumun yanmasının sağlanması içindi. En yüksek oranlardan birisi 170 yıl sonra önerilmişti ve havalandırma ve insan üzerindeki etkisi ile ilgili Şekil 1. Binalarda havalandırma şartları – tarihi perspektif (Nielsen ve Li’den adapte edilmiştir). [64] Havalandırma oranı (kişi başına L/s) Yıl ÇEVİRİ

RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=