Tesisat Dergisi 306. Sayı (Haziran 2021)

42 Tesisat / Haziran 2021 GÖRÜŞ Prof. Dr. Hüseyin Günerhan Ege Üniversitesi Termodinamik Anabilim Dalı Başkanı MODERN VE GERÇEKÇI BIR SENTEZ OLARAK ÇEVRECILIK Ç evre, tüm canlıların yaşamları boyunca ilişkilerini sürdürdük- leri ve karşılıklı olarak etkileşim içinde bulundukları fiziksel, biyolojik, toplumsal, ekonomik ve kültürel ortam- dır. Kısaca çevre, canlıların yaşamı üze- rinde etkili olan etkenler bütünlüğüdür. Canlı ile çevresi arasındaki ilişki, ekoloji biliminin uğraş alanı içindedir ve ekoloji, canlıların birbirleri ve çevreleri ile olan ilişkilerini inceleyen bir bilim dalıdır. Tüm canlılar, canlı ve cansız çevreleri ile birlikte bir bütünü oluşturur. Bunun yanında doğa olayları bir denge içinde gerçekleşir ve doğal dengeyi oluşturan zincirin halkalarında meydana gelen kopmalar zincirin tümünü etkileyip dengenin bozulmasına neden olur. Dengenin bozulmasında en önemli etken ise insandır. Çünkü insanın yaşa- mını sürdürmesine yönelik yaptığı her davranış ve her yenilik doğal dengeyi etkiler. Doğal dengenin bozulması çevre sorunlarına neden olur. Doğa, bozu- lan dengeyi zamanla eski durumuna getirmeye çalışır ama çevrenin hızlı bir şekilde olumsuz yönde etkilenmesi doğal dengenin sağlanamamasına neden olmaktadır. 5 Haziran 1972 tarihinde Sto- ckholm’de yapılan “Birleşmiş Milletler Çevre ve İnsan Konferansı”ndan sonra 5 Haziran tarihi, “Dünya Çevre Günü” olarak kabul edilmiştir. Ancak, Dünya Çevre Günü olarak kutlanan 5 Haziran günlerine, birçok milletlerarası anlaş- maya ve yaptırımlara, çevreye daha az zarar veren teknolojilere, sürdürülebilir kalkınma ilkelerine rağmen dünyanın yok olma sürecine girmesi engelle- nememiştir. Bunun engellenmesi de mümkün olmayıp ne yapılırsa yapılsın sadece çevrenin kirlenme hızının azal- tılabileceği unutulmamalıdır. Ormanların zarar görmesi, eroz- yon sorunu, hızlı nüfus artışı, açlık ve yoksulluk, düzensiz şehirleşme, yeşil alanların eksikliği, kıyıların bozulması, içme suyu kaynaklarının azalması, deniz-hava-toprak kirliliği, sanayide kullanılan kimyasal maddelerin insan sağlığına olumsuz etkisi, atıklar, sera etkisi, iklim değişikliği, nükleer enerji ve ısıl santrallar ile ilgili sorunlar başlıca çevre sorunlarını oluşturmaktadır. Stockholm’de yapılan konferans ile ilk kez çevre sorunları resmi düzeyde milletlerin gündemine girerken yıllar içinde aslında yaşanabilir bir çevrenin temel bir insan hakkı olduğu gerçeği kabul edilmişti. Ancak, tüm çabalara rağmen dünyadaki ekolojik bozulmanın bir kriz noktasına gelmesi engellene- medi. Yoksulluk, açlık, nüfus ve barınma gibi sorunlar çevre sorunlarının temel belirleyeni oldu. Terazinin bir tarafına kalkınma diğer tarafına doğal varlıkların korunması yani buna bağlı olarak doğal denge- nin bozulmaması konulursa, terazinin dengede olmasını sağlama çalışmala- rına çevrecilik denilebilir. Yani çevrecilik modern ve gerçekçi bir sentezdir. Çevrecilerin gündeminde olan iklim değişikliği nelere yol açmaktadır? Bir- leşmiş Milletler İklim Konferanslarındaki ana tartışmaların çoğunlukla, sanayi-

RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=