Tesisat Dergisi 300. Sayı (Aralık 2020)
da en çok ziyaret edilen fuar, halen aynı özelliğini kaybet- meyen ISH Frankfurt Fuarı oluyordu. O gün için bu fuarda gördüklerimizi, bir gün ülkemizde de göreceğimizi hayal bile edememenin üzüntüsü ile ülkemize dönüyorduk. Tabii fuarda en çok ilgimizi çeken prospektüsleri ve bilhassa sayısız sektör dergilerini doldurmakta valizlerimiz yeterli olmuyor, posta vasıtasıyla büyük koliler halinde ülkemize gönderiyorduk. Bunları okumak, uygulayabildiklerimizi müşterilerimize göstermek bizleri piyasada çok farklı kılıyordu. O zaman ilk defa su basınç regülatörlerini, otomatik hava atıcılarını, termostatik vanaları getirip piyasaya sürmek inanılmaz fark- lılıklar yaratıyordu. Hele kapalı genleşme depoları konusu Türkiye’ de çok az uzman kişi tarafından biliniyor fakat uygu- laması hemen hemen hiç bulunmuyordu. 1980’de kurduğum kendi firmam AKNUR’da bu konuyu Türkiye‘ye tanıtma imkanım oldu. Almanya’da çok bilinen, yıllardan beri kullanılan ve pek çok imalatçısı bulunan bir konu idi. Alman titizliğinde hazırlanan imalat yönergelerine göre imal edildiğinden tüm üreticilerin kaliteleri aynıydı, fakat farklı isimlerle üretimlerini yapıyorlardı. Pek çok üretici arasından, Türkçemize en uygun, hafızada kolayca kalacak, hatırlanacak olanını; “OTTO” ismini seçtim ve firma yetkilileri ile görüştüm. Ürünlerinin ilk defa Türkiye’de satılacak olması onların da ilgisini çekti. Üretim tesislerinde beni bir hafta misafir ettiler ve bu zaman zarfında imalatı yakinen görmek benim için de çok faydalı oldu. Kendilerine düşüncemin, kapalı genleşme depolarını Türkiye’de imal etmek olmadığını, ürünlerinin sadece pazarlamasını yapacağımı ve satılabilmesi için de önce tesisat tiplerine göre hesaplamalarının nasıl yapılacağını bana öğretmelerini rica ettim. Firmanın sahibi bizzat 4 gün bu hesaplamaları ve tesisatlara nasıl monte edileceği gibi bilgileri bana öğretti. Türkiye’ye döndüğümde ve sektörümüzün büyük projecilerine bunları anlattığımda, kimsenin bu konuda bir bilgisi olmadığını ve bilgi olmadan da satışının yapılamayacağını anlattılar. Yapılacak şey belli olmuştu, ilk önce bütün projecilere bunların hesaplamalarını, tesisatlara monte edilme bilgilerinin öğretilmesi gerekiyordu. Neticede, şirketimden birkaç mühendis arkadaşla araba- mıza projeksiyon cihazımızı, gerekli slayt ve teknik doküman- ları alarak yola koyulduk. İlk durağımız Adapazarı MMO idi. Seminerimizi oradaki mühendis arkadaşlarımıza verdik. Daha sonra Eskişehir, Ankara, Gaziantep, Erzurum, Trabzon, Sam- sun ve Bursa Makine Mühendisleri Odaları’nda seminerler yaparak İstanbul’a döndük. Gezimizde proje mühendisleri ile yaptığımız görüşmelerden aldığımız destekle ilk siparişimizi OTTO firmasına verdik. Düşüncelerimiz doğruluğunu gös- termişti ve kısa zamanda OTTO Kapalı Genleşme Depoları Türkiye‘de çok güzel bir pazar buldu. Tabii sektörümüzün büyük firmaları da bu konuya ilgi duymakta gecikmediler ve artık Türkiye’de kapalı genleşme deposu olmadan tesisat yapılmamaya başlandı. Bu da bize ticaretinden daha önemli olarak, tesisatlar için vazgeçilmez bir malzemenin sektörü- müze kazandırmış olmanın mutluluğunu verdi. Fuarların bu faydalarının yanında, getirdiğimiz dergilerin çeşitliliği de dikkatimizi çok çekmiş ve ülkemizde bu dergi- lerin eksikliğinin sektörümüz için ne kadar büyük bir kayıp olduğunu görmüştük. Ancak bu konuda da ülke insanımızın zeka, çalışkanlık ve yaratıcılığı kısa zamanda bu boşluğu doldurdu. Dergiler, dünyada olduğu gibi ülkemizde de bizler için çok önemli bilgi kaynaklarıdır. Sektörü temsil eden bizlere, her yeniliği, her doğru bilgiyi, sektörün gitmekte olduğu yönü göstermekte, yanlış bilgilerden sıyırıp doğruları bulmada en büyük yardımcı kaynaklar olmaktadırlar. Fakat bu hizmeti vermek, yabancı ülkelerde olduğu gibi geniş ve kaliteli kadro- larla, yaygın dağıtım kapasitesine ulaşmakla olabilir. Ne yazık ki ülke insanımız olarak hem kitap okuma alışkanlığımızın hem de bulunduğumuz sektörün tüm haberlerini bulaca- ğımız dergilere yeteri kadar ilgimizin olduğunu söylemek mümkün değil. Bu iki cepheli bir konu… Dergilerimiz öncelikle, bizler için gerekli olacak doğru bilgileri tüm çeşitliliği ile verebilmeli ve bizlerin başka kay- nakları aramamıza ihtiyaç bırakmamalıdır. Öyle ki; dergilerin verdiği bir bilgiyi kaçırmanın, müessesemize nelere mal ola- cağını görmeliyiz. Bunun için de dergilerin geniş ve kaliteli kadrolara ihtiyaçları bulunmaktadır. Bu kadroların en güzel kaynağı üniversitelerimiz, hatta yabancı ülkelerde okuyan öğrencilerimizdir. Dergi yöneticilerimiz, sektörümüzü seç- meyi öngören talebelerimizden istifade ederek, dünyanın her tarafındaki sektörümüz ile ilgili gelişmeleri yakinen takip ettirebilirler. Öğretim döneminde kitaplarının bilgisi içinde kalan genç- lerin, mesleğe atıldıklarında en çok faydalanacakları artık kitapları değil, dünyada olan bitenlerdir. Bunları talebeliğinde öğrenen ile meslek hayatına atıldığında öğrenecek olanlar arasındaki farkı düşünmek bile bu konunun öğrenciler için ve sektörümüz için de ne kadar önemli olduğunu gösterir. Netice olarak sektörümüz, her yönü ile çok dinamik, bil- gilerin devamlı yenilendiği, günlük yaşamın her anında içinde olan, belli bir gruba değil tüm insanlığa hitap eden, hatta doğanın korunmasında büyük katkısı olan ve nihayetinde sektör içindeki ilişkilerle benzersiz arkadaşlıkları yaratan, sosyal bir yapıdır. Bu yapının 50 seneden daha uzun bir zamandır men- 70 Tesisat / Aralık 2020 tesisat.com.tr 300. SAYI
Made with FlippingBook
RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=