Tesisat Dergisi 294. Sayı (Haziran 2020)

66 Tesisat / Haziran 2020 tesisat.com.tr TEKNİK Hasta Bina Sendromu Bazı binalardayken, baş ağrısı ve/veya göz ve boğaz tahrişinden şikâyet ediyor musunuz? Muhtemelen, Hasta Bina Sendromu (SBS) yaşıyorsunuzdur. SBS’nin önemli sebeplerinden biri de halı, boya ya da mobilyalar gibi bina malzemelerinden kaynaklanan gaz çıkışlarıdır. Bu gazlar, Uçucu Organik Bileşikler (VOC) olarak özetlenmektedir. Enerji tasarrufu hakkında yakın zaman önce yürürlüğe giren yasalar uyarınca, ısıtma ve soğutma ihtiyacının en aza indiril- mesi için, binaların iyi yalıtılması ve cereyanlara karşı korumalı olması gerekmektedir. Ancak, bu durumda binada ortaya çıkan hava geçirmezlik seviyesi, VOC gazlarını içeride tutarak binada bulunanların SBS yaşamasına yol açmaktadır. Aynı zamanda, nemli hava da mantar ve küf miktarını arttırarak dolaylı şekilde SBS seviyesinin artmasına neden olmaktadır. Bina değerinin azalması bir yana, küf sporla- rına maruz kalınması tehlikeli seviyede bir sağlık riski de ortaya çıkarmaktadır. Semptomlar, alerjik reaksiyonlardan mikotoksinlerden kaynaklanan zehirlenmeye kadar değişiklik göstermektedir. Günümüzde, her iki okul çocuğundan biri, bir ya da daha fazla alerjene karşı hassasiyet geliştirmektedir. SBS’nin önlenmesine yönelik bir numaralı tedbir, uygun havalandırmadır. HVAC sisteminin tam otomatik olmadığı durumlarda, her şey pencerelerin ne zaman açılacağının bilinmesiyle ilgilidir. Gittikçe artan bir şekilde, “ölçülebilir hayat” kavramına alışıyoruz: Kalp atış hızımızı ölçüyor, gün boyunca attığımız atımları kaydediyor ve belirli bir gündeki yağmur yağma olasılığını bilmek istiyoruz. Benzer şekilde, Siemens gibi tedarikçiler, AQR adındaki tek bir bütünleşik monte, çok sensörlü cihaz kullanmak suretiyle, sadece VOC ve nem SBS göstergelerini değil aynı zamanda sıcaklık ve CO2 seviyelerini uzaktan izlemek sayısal değerlerle ölçmek için web tabanlı çözümler sunmaktadırlar. İç Ortam Kirliliği ve Kontrolü Amerika Birleşik Devletleri Çevre Koruma Ajansına (EPA) göre, iç mekanlar dış mekanlardan iki ila beş kat daha toksik ortamlardır. İnsanların ortalamada hayatlarının yüzde 90’ını binalar içerisinde geçirdikleri dikkate alındığında, bu önemli bir problemdir. Şimdi de ince tozlara daha yakından göz atalım. Uçucu Organik Bileşikler (VOC), çoğu hem renksiz hem kokusuz olan, çeşitli gaz ve sıvılardan oluşan ve hava asılı kalarak direk olarak soluduğumuz bileşenlerdir. VOC'ler kanserojen ve toksin yapısı sebebiyle insan sağlığı açısından ciddi zararlar oluştururlar. Düşük konsantrasyonlardaki ince tozlar bile kanser riskini arttırmaktadır. Gelişmekte olan ülkelerde, yüksek seviye- lerde ince toz konsantrasyonu görülmektedir. Bunun temel kaynakları ise fosil yakıtlı tesisler ve araçlardır. İnce toz kon- santrasyonları aynı zamanda gelişmiş dünyanın büyük şehir- lerinde de yüksek seviyededir ve bu konudaki farkındalık artmaktadır. Örneğin, İtalya’nın Milano şehrinde her iki ayda bir ortalama ince toz konsantrasyonu sağlıksız olarak sınıf- landırılan bir seviyeye ulaşmaktadır. 2016’da Fransız yetkililer kirlilik seviyelerini kontrol altına alabilmek için dizel araçların Paris şehrine girmesini yasaklamak zorunda kalmışlardı. Şekil 2’de, kötü hava kalitesinin, küresel bir endişe kaynağı olduğu gösterilmektedir. Kirlilik Kontrolü ve Yeni İş Alanları Hava kirliliği ve kontrol gereksinimi, bazı iş fırsatlarını da beraberinde getirmektedir: İş seyahatinde bulunanlar, Pekin gibi şehirlerde ince toz bulunmayan odalarda kalmak için yüksek otel ücretlerini ödemeyi kabul etmekteler ve şirketler de temiz havalı ofisler temin edebilmeleri durumunda üst düzey yeteneklerini elde tutabilmekte ya da yabancı ülke- lerde çalışmaya gönderebilmektedirler. Ticari binalarda hava temizleme sistemlerinin kurulma- sına yönelik trend, tüketici piyasalarından destek görmek- tedir: Japonyada, şehirlerde yaşayan ev sahiplerinin yüzde 60’ı evlerinde çoğunlukla bağımsız hava temizleme sistemleri kullanmaktadırlar. Bu durum, ofis binaları ve oteller gibi ticari tesislerde de havanın temiz olmasına yönelik bir beklenti oluşturmaktadır. Ancak, günümüzdeki ticari havalandırma sistemleri, tipik olarak havayı kirleticilerden temizlememekte, aslında sıklıkla tehlikeli hava açısından ana giriş kaynağını oluşturmaktadırlar. Siemens Partikül Sensörü Sağlıklı iç hava koşullarının geliştirilmesi için, Siemens Partikül Sensörü havadaki partikül kirliliğinin izlenmesini sağ- lar ve bina otomasyon sistemine kolayca entegre edilebilir. Yeni Partikül Sensörü lazer teknolojisi ile çalışır ve PM 2.5 ve PM 10 (0.3 - 2.5 / 0.3 – 10 mikrometre arası) olarak iki kate- Hava Kalite Endeksine göre ölçümlerle dünya haritası. Burada, kötü hava kalitesinin gelişmekte olan ülkelerde yaşanan önemli bir sorun olduğu ve gelişmiş ülkelerin de bundan etkilendiği görülebilmektedir.

RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=