Tesisat Dergisi 294. Sayı (Haziran 2020)
46 Tesisat / Haziran 2020 tesisat.com.tr SYSTEMAIR HSK İŞ GELİŞTİRME MÜDÜRÜ ARKUN ANDIÇ: “ÇALIŞMALAR HAVALANDIRMA SİSTEMLERİNİN POTANSİYEL BİR TAŞIYICI OLDUĞUNU GÖSTERİYOR” Ö ncelikle, COVID-19 ile ilgili genel yaklaşım virüsün üç yolla yayıl- dığı yönünde. Bunlar hapşırık ve öksürük yoluyla saçılan büyük dam- lacıklar, virüs içeren yüzeye dokunma ve virüs bulaşmış elleri yüze, ağza götüre- rek enfekte olmak diyebiliriz. Bunların arasında bizim direkt olarak etki alanı- mıza giren yol ise hava yolu. Öksürük ve hapşırık yoluyla açığa çıkan büyük damlacıklar 10 mikron ve üzerine boyuttalar. Bu damlacık- lar havada uzun süre tutunamıyorlar ve maksimum 1-2m uzağa gidip yere düşüyorlar. Dolayısıyla sosyal mesafeyi korumak ve temas ettiğimiz yüzeylere dikkat etmek bu yolun önünü kesmek için yeterli. 5 mikron altı partiküller ise birkaç saat boyunca havada asılı kalabiliyor ve havalandırma sistemleri ile birlikte uzak mesafelere de taşınabiliyorlar. Koronavi- rüs boyutunun 80-160 nanometre ara- lığında olduğunu düşündüğümüzde, 5 mikronluk partiküller virüsün tutunup seyahat edebilmesi için ideal ortamlar diyebiliriz. Dolayısıyla, şu anda virüsün hava yoluyla taşınmadığını kanıtlayacak herhangi bir bilimsel çalışma olmadığı gibi hasta odalarının egzoz kanalların- dan alınan örneklerde de virüse rast- landığı görülmüştür. Dolayısıyla, mevcut çalışmalar havalandırma sistemlerinin potansiyel bir taşıyıcı olduğunu gös- termektedir. “Havalandırma Sistemlerini Taşıyıcı Olmaktan Çıkarmak İçin Bazı Önlem ve Değişiklikler Mevcut” Mevcut havalandırma sistemlerini bir taşıyıcı olmaktan çıkarıp, virüsün yayılmasını engelleyebileceğimiz kul- lanışlı bir araca dönüştürmek için ise AVM’ler ve tesis işletmleri tarafından alınacak bazı önlem ve değişiklikler mevcut. Öncelikle havalandırma süre ve debisini artırmakla başlanabilir. Çalışma saatlerinden 2 saat önce santralleri çalış- tırıp, tesis boşaldıktan 2 saat sonra dur- durmak ve maksimum taze hava debi- sinde tutmak faydalı bir önlemdir. Eğer imkan varsa, geceleri de düşük debide klima santrallerini çalıştırmak, ortamdaki virüs veya diğer kirletici konsantrasyo- nunu minimize edecektir. Bu noktda, tesiste talep kontrollü havalandırma sistemi kullanılıyorsa (Demand Cont- rolled Ventilation) bunun ya devre dışı bırakılması ya da CO2 setpoint değerinin 400ppm’e getirilerek sistemin sürekli çalışması sağlanmalıdır. Temel prensip, yukarıda da değindiğim gibi içeri müm- kün olduğunca fazla taze hava sağla- yabilmek olmalıdır. Bu noktada, tuvalet egzoz sistemleri de 7/24 çalıştırılarak o alanlar negatif basınçta tutulmalıdır. Yapılan çalışmalar, havadaki nem dengesinin virüsün hayatta kalması ve taşınmasına ciddi bir etkisi olduğunu göstermiştir. Ortamı kurutmak veya aşırı nemlendirmek virüsün taşındığı aeresollerin hareketi açısından olum- suz etki yaratmaktadır. Bu yüzden, biz ortam bağıl neminin %40-60 arasında kontrol edilmesini öneriyoruz. Bir son- raki bölümde değineceğimiz, özellikle tamburlu tip ısı geri kazanım sistemleri- nin kullanımı da bu anlamda son derece faydalıdır. Isı geri kazanım yöntemleri ise hava- landırma sistemlerinde dikkat edilmesi gereken bir başka nokta olarak karşı- mıza çıkmaktadır. Ülkemizde genel- likle konfor havalandırmasında döner tamburlu ve plakalı tip ısı geri kazanım DOSYA
Made with FlippingBook
RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=