Tesisat Dergisi 29. Sayı (Eylül-Ekim 1997)

Agenda Ertan GÖRÜN Meltem A.Ş. İnsanlar gün içindeki yaşamlarının yarısından fazlasını "kapalı" yerlerde geçirmektedir. Bu sebeple, otellerde, bürolarda, okullarda, kütüphanelerde, alış-veriş me�kezlerindeki .insa_n sağlığını direkt etkileyen "ISIL KONFOR ve iÇ HAVA KALiTESi" titizlikle incelenmesi gereken bir konudur. İç hava kalitesinin yetersizliği ile ilgili şikayetler şöyle sıralanabilir: 1- Hissedilemeyen fiziksel etkiler (özel ölçüm cihazları ile tespit edilebilir. Örneğin Radon gazı gibi .. ) 2- Hissedilen, fakat fiziki olmayan rahatsızlıklar (örneğin iş ortamı ile ilgili stres durumunun tam teşhisi zordur ve uzun periyocllarda irdelenmelidir.) 3- Hissedilen fiziksel rahatsızlıklar: Ter ve aerosollar, rahatsız edici kokular, karbon monoksit sirkülasyonunun artması gibi ki, bu rahatsızlıklar doğru tasarlanmış iklimlendirme ile giderilebilmektedir. Yani, sıcaklık, nem ve taze hava oranı ile kirli havanın egzost edilmesi gibi paliteler kontrollü olarak iç ortama verilir ve insan sağlığının bio-ısıl yapısına göre ayarlanabilir. Bütün bu şikayetlerin ve sağlık bozukluklarının ana sebeplerinden biri, "İÇ HAVA KALİTESİ ve ISIL KONFOR"un yetersizliği ve klimanın bilinçsiz kullanımı olmaktadır. Söz konusu rahatsızlıkların tümüyle yok edilebilmesi ve bunun uygulanması oldukça karmaşık bir yapı olup, biyolojik ve kimyasal kirletici partiküller, Klima-Havalandırma cihaz ve tesisatın doğru ve ilgili mekana uyumlu tasarlanması ile etkisiz hale getirilebilir. Kapalı mekanda çalışan ve yaşayanların kendilerini hem fiziksel, hem de psikolojik olarak zinde, rahat ve sağlıklı hissedebilmeleri için şu önlemlerin alınmasında yarar vardır: 1- Soğutma yapılan iç ortamdaki sıcaklık değerinin, insan bünyesinin "TERMAL ŞOK"olmaclan dayanabileceği değerde tespit edilmesi. Örneğin; çok sıcak bir dış ortam sıcaklığından (35-40°C gibi) klimatize edilmiş iç ortama aniden girip, çıkıldığında insan bünyesinde "termal şok" dediğimiz aşırı sıcaklık farkının yarattığı olumsuz sağlık problemi ortaya çıkar. Bunun olmaması için, klimatize edilmiş iç ortam-dış ortam sıcaklık farkının 9- 10°C 'elen fazla olmaması tavsiye edilir. Eğer bu fark artarsa, klimatize edilmiş iç ortama giren insan KLİMATİZE EDİLMİŞ • ORTAMIN iNSAN SAĞLIĞINA ETKİSİ kendini önce rahatlamış ve ferahlamış hissedecek; fakat dışarıya çıktığında, aşırı sıcaklık farkının yarattığı termal şok sorununu yaşayacaktır. Bunun sonucunda, üşütme, gribal enfeksiyon başlangıçları ve halsizlik belirtileri görülebilmektedir. Demek ki, klimatize edilmiş ortamda termostatın ayarını, söz konusu olan bu sıcaklık farkını dikkate alarak ayarlamak gerekmektedir. 2- Baş ağrısı, hoş olmayan kokuların giderilmesi, karbonmonoksit oranının minimize edilmesi, oda içine taze hava girişi ve kirli havanın atılması için "egzost" çıkışının (havalandırma) tesis edilmesi gerekir. 3- Klimadan çıkan soğuk havanın direkt olarak insan vücudunun üzerine değil, mekan içinde homojen bir şekilde dağılımını sağlamak gerekmektedir. 4- Hava kanalları ve asma tavan boşluklarında, mikroorganizma üremesine engel olacak tarzda tasarımlar yapılmalıdır. 5- Toz, duman ve çeşitli mikroorganizmalar, uygun filitreler ile lutularak, iç ortama sirküle edilmemelidir. 6- Sigara içilen ve insanların çok hareket halinde olduğu iç ortamlarda insan başına en az 80-100 m3/h taze hava verilmeli, aynı oranda ela kirli hava dışarı atılmalıdır. 7- Klima cihazlarının yoğuşma sularının tahliye edilmesi için, drenaj tavaları direkt akışlı olmalı sulu nemlendiriciler yerine buharlı nemlendiricilerin kullanılması tercih edilmelidir. 8- Bazı mantarlar nemli ortamda ürediğinden, iç ortam relatif nem oranının %45-60 olması sağlanmalıdır. Ayrıca nemli ve ıslak ortamlarda ortaya çıkan bir virüsün yaratmış olduğu "LEJYONER HASTALIĞI" da çok dikkat edilmesi gereken bir konudur. Sulu nemlendirme, çökelmiş su üzerinden geçen hava sirkülasyonu gibi etkenler, bu virüslerin ürediği ortamlardır. Bu sebeple söz konusu şartlarda çalışan klimatizasyon seçiminin tercih edilmemesine dikkat edilmelidir. Bunun yerine buharlı nemlendiriciler ile klima cihazı içindeki drenaj tavasının anında tahliye olmasını ve üfleme hava hızının beraberinde taşıdığı yoğuşma suyu partiküllerinin tutulmasını sağlayan mekanik tedbirleri alınmış, "sifon ve deflektör" tertibatı sistemler tercih edilmelidir. --------- ······························ _ ____ TESİSATDERGİSİ SAYl29 ___ ________________ ;;ıı EYLÜL-EKİM'97

RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=