Tesisat Dergisi 28. Sayı (Temmuz-Ağustos 1997)

102 ' 1 A ' r a ş t ı r m a 1 1 '-' . LEJYONER HASTALIGI UZERINE 1976 yazında Philadelphia'daki Amerikan ordu birliklerinde 34 kişinin ölümüyle sonuçlanacak dramatik bir salgın başgösterdi. 1976'nın sonuna doğru da Atlanta'daki hastal ı k kontrol merkezi Lejyoner hastal ığına yol açan bakteriyi buldu ve Legionella ismini verdi. Günümüze gelindiğinde, hastalığın belirtisi, yapısı, fizyolojisi gibi konularda birçok bilgi temin edildi. Ancak, bu hastalıktan korunmayı hedefleyen mühendisler için bu karmaşık bilgilere sahip olmak gerekmiyor. Korunma yolları için bazı gerçekleri bilmek yeterli gözüküyor. Pratik korunmanın yaşamsal rolünü vurgulayabilmek için üç temel konu üzerinde durmak gerekiyor; - Lejyoner hastal ığı önemlidir, - Lejyoner hastal ığı çevresel bir hastalıktır, - Lejyoner hastalığı önlenebilir. Lejyoner hastalığı önemlidir Legionellosis, Legionella bakterisinin neden olduğu iki tip hastalığı tanımlayan genel bir isimdir. Klasik lejyoner hastalığı Philadelphia'daki birliklerde görülen hastalıktır. Diğeri ise, ilk kez Michigan'daki bir sağlık departmanı binasında çalışan işçilerde görülen ve daha seyrek raslanan ve hafif seyreden Pontiac hummasıd ı r. Lejyoner hastalığı, salgınlar halinde görülmekte, ara sıra bireysel vakalara da raslanmaktadır. Hastalık kontrol ve önleme merkezine rapor edilen vaka sayısı 1994 yılı içerisinde 1604'dür. Ancak bu rakam gerçeği yansıtmamakta, ilgili merkezin uzmanları tarafından yayı mlanan tahminler, yıllık ortalama vaka sayısının 10000 ile 100000 arasında değiştiğini işaret etmektedir. Bir başka deyişle lejyoner hastalığı nadir görülen bir hastalık değildir. Pontiac hummasında hasta, herhangi bir antibiyotik tedavisi uygulamadan birkaç günde kendiliğinden iyileşebilmekted i r. Ancak klasik lejyoner hastalığında ateş 40.5°C'ye kadar yükselebilmekte ve solunum yeters izliği sonucu ölüm meydana gelebilmektedir. Hastal ı ğın ölümle sonuçla nması; etkileyen bakteri miktarına, hastanın yaşına, sigara içiyor olup olmamasına, kronik bir rahatsızlığı veya bağışıklık sistemiyle ilgili bir sorunu (HIV-AIDS enfeksiyonu gibi) olup olmamasına bağlıdır. Hastalık, antibiyotiklerle tedavi edilebilmekle birlikte, iyileşme her zaman garanti değild i r. Bazen, en iyi hastanelerde ve uygun antibiyotik tedavisine rağmen ölüme engel olunamadığı gözlenmiştir. Lejyoner hastal ığına yakalanan bir kişinin ölme olasılığı % 5 ile% 30 arasında değişmektedir. Bununla birlikte hastaların üçte ikisinin öldüğü salgınlar da rapor edilmiştir. En düşük ve en yüksek tahminlerin ortalaması alındığında, her yıl Amerika Birleşik Devletlerinde Çeviren : Doç. Dr. Zafer İLKEN 9 Eylül Üniversitesi-Makina Mühendisliği Bölümü 55000 kişinin bu hastalığa yakalandığı ve ortalama % 17.5'lik bir ölüm oranı olduğu düşünülürse 8000-9000 kişinin öldüğü söylenebilir. Bu rakam, bir yıl içerisinde travmalara bağlı tüm ölümlerle aynı mertebededir. Bu tahminlerin yüksek olduğu ve bir yıl içerisindeki gerçek rakamın 500-2000 arasında değiştiği öngörülse bile, Lejyoner hastalığının gözardı edilemeyeceği açıktır. Lejyoner hastalığın ı atlatan kişilerde, fiziksel ve fizyolojik zayıflığın olduğu uzun süre·n bir nekahat dönemi gözlenmektedir. Bu durum, kişilerin yaşam kalitesini etkilemekte ve bakım masraflarını da artırmaktadır. Lejyoner hastal ığının bina ile ilgisi olduğu bilindiğinden, hayatta kalan hastalar bina sahibi ve yöneticisini sorumlu tutmakta ve davalar açmaktad ı rlar. Lejyoner hastalığı çevresel bir hastalıktır Legionella bakterisinin doğal ortamı su olmakla birlikte nemli toprakta da bulunabilmektedir. Ama hastalığı yayan esas kaynak Legionella içeren sudur. Legionella bakterilerinin 35'den fazla çeşidi bulunmakla birlikte hastalıktan esas sorumlu olan Legionella pneumophila adı verilen bakteridir (zatürree bakterisi ile aynı kökenden) Hastalık daima çevreden bulaşır. Bir insandan diğerine geçtiğine dair herhangi bir bilgiye raslanmamıştır. Lejyoner hastalığının temel bulaşma kaynakları; soğutma kuleleri, buharlaştırıcılı yoğuşturucular, nemlendiriciler, püskürtme yoluyla içilebilir su sağlayan musluk ve duş başl ı kları gibi aerosol üreten cihazlardır. Solunan aerosol ortam içerisindeki su damlacı kları yoluyla organizma akciğerlere taşınır ve enfeksiyon başlar. Akarsu ve nehir gibi doğal kaynaklarda Legionella genellikle düşük konsantrasyonlarda bulunur ve zararı dokunmaz. Ancak, ılık su gibi kafi derecede organik besin içeren ortamlarda hızla çoğalır. Bu çoğalma sonucunda . da içerisinde bulunduğu suyun püskürtüldüğü ve solunduğu ortamlarda tehlikeli olmaya başlar. Çoğalma hızı, su içerisinde devamlı değişen koşullara bağlı olduğundan, periyodik olarak suyu tahlil ettirerek mevcut Legionella sayısını ölçmekten başka güvenli bir yol bulunmamaktadır. Soğutma kulesi sularında yapılan hassas ölçümler, kulelerin Legionella ile sık sık kirlendiğini ortaya çıkarmıştı r (Kulelerde 1000 ünite/mi su'dan daha fazla Legionella'ya raslanmıştır, akarsularda bu rakam 1 ünite/mi su civarındadır) Hangi seviyede Legionella ' nın güvenilir olduğu konusunda doyurucu bir yanıt henüz mevcut değildir, ancak bakterinin çoğalma hızının ortaya çıkarılması önemlidir. Son 15 yıl içerisinde, kaynak sularındaki organizma seviyesi ile Lejyoner hastalığı salgını arasındaki ilişkiler üzerine birçok bilimsel araştırma

RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=