Tesisat Dergisi 270. Sayı (Haziran 2018)

tesisat.com.tr Tesisat / Haziran 2018 61 çok önemli kılar. Bu noktada, özellikle ülkemizde taahhüt sürecine dahil pek çok kişinin mühendislik eğitimi almış olması sebebiyle, direkt esasa yönelik konulara önem verilmekte ve hukukta usulün esastan önce geldiği prensibi atlanmaktadır. Yapım Süreci Her ne kadar ihale ve sözleşme süreci ile oluşabilecek birçok mağdu- riyetin baştan önüne geçilip azaltılma- sına çalışılsa da yapım süreci karışık, çok etkenli ve çok taraflı yapısı ile mağdu- riyetlerin oluşmasına ortam sağlayan bir süreçtir. Bu süreçte taraflar, yaşanabilecek mağduriyetler konusunda önceden karşı tarafı sözleşmede tanımlanan şekillerde bilgilendirmeli ve bu sayede önce- den tedbir alınarak engellenebilecek durumda olan mağduriyetlerin önüne geçilmesine fırsat tanımalıdır. Kritik noktalardan bir tanesi, yaşa- nan bu “mağduriyet” in onaylanmış doküman ve bilgilerle ispatlanmasıdır. Bu noktada oluşmuş veya oluşacak mağduriyetlerin tartışmaya mahal ver- meyecek şekilde kayıt altına alınmasının ve dolayısıyla da doküman kontrol işinin hak talebi yönetimindeki önemini de vurgulamalıyız. Mağduriyet hakkındaki bildirim ve yazışmaların zamanında ve usulüne uygun yapılması ve sonrasında yaşanacak değerlendirme sürecinde de ilgili tüm doğru bilgiye kolay bir şekilde ulaşabilmek ancak başarılı bir doküman kontrol sistemi sayesinde olur. Bu süreci yönetecek uygun nitelikte yeterli sayıda personel ya da yazılım kullanılmasının önemi sanıldığından çok daha fazladır. Bu noktada taraflar arasında genel- likle bir çıkar çatışması da oluşmakta- dır. Mağdur olan taraf bu mağduriyetin mümkün olan en kısa sürede giderilme- sini isterken, karşı taraf ise bu mağduri- yeti hiç karşılamamak ya da en azından işlerin tamamlanması koşuluna bağla- mak ve dolaysıyla kesin hesap dönemine ötelemek istemektedir. Kesin Hesap Dönemi Hak talebi yönetiminin bu nokta- dan sonraki amacı sözleşmede belirtilen esaslara uygun olarak oluşan mağduri- yetlerin değerlendirilmesi ve nasıl telafi edileceklerinin tespitidir ki bu konuda iyi bir doküman kontrol ile sözleşmede şartlara uygun hareket eden tarafın durumu aktarabilmesi şüphesiz çok daha kolay olacaktır. Sık Yaşanan Mağduriyetler Bu süreçlerde çok çeşitli mağdu- riyetler yaşanabilir ve hepsini baştan öngörebilmek mümkün değildir, ancak genelde yaşanan mağduriyet yapım sürecinin uzaması ile oluşan mağdu- riyettir. Süre uzatımı haricinde, yine süresel etkisi olan aksatıcı/akamete uğratıcı olaylar neticesinde oluşan mağ- duriyetler, verimsiz çalışma sebebiyle oluşan mağduriyetler, gerektiğinde işin hızlandırılması ile ilgili oluşabilecek ek hak talepleri olabileceği gibi, işin kap- samında yapılan değişiklikler, proje saha şartlarının değişmesi neticesinde de hak taleplerinde bulunulabilmektedir. Süre uzatımı talebi, proje yapım süresinin taraflardan birisini kusuru sonucu uzaması durumunda diğer tara- fın sebep olunan gecikme süresi için bu tür giderlerin karşılanması talebidir. Ülkemizde en sıklıkla karşılaşılan mağ- duriyet süre uzatımı olsa da maalesef işverenlerin projenin zamanında bitmesi için tüm gerekleri yerine getirdikleri yönündeki inancı sonucu karşılamaya en az istekli olduğu kalemdir. Yine de genelde tutar olarak en büyük kalem olması sebebiyle detay- landırmak gerekirse; Yüklenici için maliyetin iki temel bile- şeni vardır; yapılan iş miktarı ile birebir ve direkt olarak ilişkili malzeme ve işçi- lik giderleri olarak özetleyebileceğimiz direkt giderler ve personel giderleri, merkez ofis gider payı, finansal giderler, teminat giderleri, damga vergisi, saha binaları, araç, ekipman ve demirbaş kira ve amortisman giderleri vb. yapılan iş miktarı ile bir şekilde ilgili de olsa birebir ve direkt olarak ilişkili olmayan endirekt giderler. Endirekt giderler içindeyse personel giderleri, kira ve amortisman giderleri, teminat giderleri vb. işin yapım süresi ile direkt ilişkili olan giderler var- dır ve benzer giderler toplamı, toplam maliyetin hiç de küçümsenmeyecek bir kısmını oluşturmaktadır. Benzer şekilde, “işveren”in kuracağı denetim/tasarım grubunun da giderleri süre ile direkt ilişkilidir. Yapım sürecinin uzaması ile ilgili oluşan mağduriyet, temelde süre ile ilişkili olan ve uzayan süre kadar artan endirekt giderlerin karşılanmasıdır. Sonuç Olarak; Hak talebi süreci, bir kar ya da zarar işleminden çok, tarafların mağduriyet- lerinin giderildiği ve tarafları memnun eden sonuca ulaşmanın hedeflendiği bir süreç olarak değerlendirilmelidir. İyi niyet çerçevesinde taraflar mağduriyet- lerin nasıl telafi edileceğine dair bir orta yol bulması esastır. Ancak bu şekilde bir anlaşmaya varılamaması durumunda sözleşmede tanımlı hukuki çözüm süreci başlatılmalsı kaçınılmazdır. Ancak unu- tulmamalıdır ki, genelde bu süreç taraf- lar için hem daha maliyetli, hem daha zahmetli, hem de uzun bir süreçtir. Bu karşılıklı hak ve menfaatlerin adilce korunacağı çözümlemelerin hayata geçirilebilmesi için öncelikle sektör bileşenlerinin farkındalığının yaratılması gerekmektedir. Evrensel şartnamelerin ülkemiz hukuk sistemine uyarlanması, hak talebinde hakemlik kurumlarının bu süreçlere hukuksal katılımının sağlanması, etkisinin güç- lendirilmesi için ilişkide bulunduğumuz platformlarda konu edinilmesi öncelikli hedeflerimiz arasında olmalıdır. n

RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=