İsmet GENCER (ALARKO Grup Müd.) Tesisat mühendislerine hoş geldiniz diyorum, hepinizi saygı ve sevgi ile selamlıyorum. Ben sizlere Sabancı İş Merkezi'nin arkasında yatan felsefeyi anlatacağım. Ve bu felsefeye ilişkin düşüncelerimi aktarmaya çalışacağım. Doğa en az enerji ile en çok fayda ilkesine dayanır. Doğadaki yaşamı gözlediğinizde bunu kolaylıkla farkedebilirsiniz. Bitkiler fotosentez yaparak güneş enerjisini kullanır. Kışın yapraklarını dökerek yüzeyi küçültür ve enerji ihtiyacını azaltır. Hayvanlar dünyasına bakarsak, bitkiyle beslenenler bitkideki potansiyel enerjiyi kendi vücuduna transfer eder. Et ile beslenenler de etteki potansiyel enerjiyi kendi vücutlarına transfer ederler. Bu bitkiye göre daha yüksektir, o sebeptendir ki et ile beslenenler çok daha hızlı ve çeviktirler. Bakarsanız yine hayvanlara, kış uykusuna yatarlar, kıllanır, tüylenir, şişmanlarlar ve tüm bu işlemleri yaparken enerji harcaması en alt düzeydedir. Bilirsiniz, kış uykusuna yattığı zaman kanının sıcaklığını düşürerek ısı kaybını azaltır ve en az enerjiyi harcar. İnsan gelişmiş bir varlık ama en çok enerji tüketen de odur. Kış uykusuna yatmaz, yattığı zaman da konfor koşulları ister ve bu konfor koşullarını yaratmak için de aklı vardır. İnsanlık tarihi boyunca bilim ve teknoloji sayesinde yaşadığı ortamları sürekli olarak daha konforlu hale getirmiştir. Doğanın parçası olan insanoğlunun çabası yine aynı temel ilke doğrultusundadır; en az enerji en çok fayda. Tersi örnekler olmasına karşın genel gidiş bu doğrultudadır. En az enerji ile en çok fayda, verimlilik diye adlandırılır. Kilometre başına daha az benzin, ya da ürün başına daha az işgücü şeklinde görünüş ya da bizim işlerimizde ise kW/h soğutma başına daha az enerji harcayan soğutma grubu isteriz. Gelişmiş ülkelerde bu verimlilik denilen olay yüksek olup, bizim gibi ülkelerin hedefi de bu düzeye ulaşmaktır. Sabancı kuruluşlarını gözlediğinizzaman, tüm üretim kuruluşlarında bu temel ilkenin titizlikle uygulandığını görürüz. Üretim şirketleri gelişmiş en yeni teknolojiyi kullanarak, batıdaki benzerlerinin gelişmişlik düzeyine ulaşmaya çalışırlar, rekabet açısından başka şansları da yok zaten. Dolayısıyla doğru bir ilke üzerinde gidiyorlar. Sabancı ilk örneği oluşturarak, bu temel ilkeyi gözeten binaların yapılmasına öncülük etmiştir. Bundan sonraki yapılarda bu örneğe en azından ulaşmak ya da aşmak yönünden de ülkemizde gerçekten zihinsel bir devrim yaratmıştır. Bu zihinsel devrimin sebebini de Sabancı Binası'ndan önce ve Sabancı Binası'ndan sonra yapılmış binalar diye adlandıracağım. Bazıları karşı çıkabilir ama benim açımdan böyle birsınırlama var. Milattan önce ve milattan sonra gibi burada uygulanan sistem değişken debili sistemlerin ilk olumlu örneklerden birisidir. Bildiğiniz gibi, sabit debili sistemler ve değişken debili sistemler var. Sabit debili sistemler ülkemizde yaygınlıkla kullanılan sistemlerdir. Bu sistemli ortamdaki konfor koşullarını sabit debi ve değişken sıcaklıktaki hava ile sağlamak şeklinde tanımlanabilir. Değişken sıcaklıktaki havadan kasıt, ortamdaki sıcaklık kayıpları arttığı zaman, daha sıcak hava fakat aynı debi, ortamdaki ısı kazançları arttığı zaman da bu sefer daha soğuk ama aynı debide havayla sağlamak biçimindedir. Değişken debili sistemler ise, bildiğim kadarı ile, ülkemizde zannediyorum birinci örnek olarak, Galleria'da başlamıştı, sonra Akmerkez ve Sabancı Center'da uygulanmıştır. Değişken debili sistemde ise konfor koşulları bu kez değişken debi ve sabit sıcaklıktaki hava ile sağlanır. Yine ısı kayıpları ve kazançlarına göre ihtiyacımız olan ısı bu kez sabit sıcaklıktaki daha az hava ile veya daha çok hava ile sağlanıyor. Bu değişken debili sistemlerin avantajlarından kısaca söz edeceğim. Zonlamada esneklik sağlayan bu sistem, hangi zonda ihtiyaç varsa hava akımını o yöne kaydırır. Havanın bu şekilde ihtiyaç olmayan yerde kesilmesi ve ihtiyaç olan TESİSAT DERGİSİ SAYI 27 ,� MAYIS-HAZİRAN'97 L � 26 ��
RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=