Tesisat Dergisi 27. Sayı (Mayıs-Haziran 1997)

102 U yg u I a m a basınçlı tankın içine doldurulan granüler aktif karbonun üzerinden suyun geçirilmesidir. İkincisi ise biyolojik arıtma sırasında havalandırma havuzunun içine dozlanan toz aktif karbondur. Bu uygulamaya örnek olarak tarım ilaçları üreten fabrikalardan oluşan atıksuların arıtıldığı tesisler verilebilir. Bu maddenin pahalı olması ve kullanıldıktan sonra eğer rejenere edilmezse bir daha kullanılamaz olması uygulama alanın kısıtlı kalmasına neden olmaktadır. Aktif karbonun rejenerasyonu (atıksu arıtma tesisleri için) günümüzde Türkiye'de yapılamamaktadır. Oksidasyon Bazı endüstrilerden kaynaklanan atıksular içerisinde biyolojik arıtmaya zarar verecek maddeler bulunmaktadır. Bunun anlamı sistemde kimyasal arıtmadan sonra bir de biyolojik arıtma adımı bulunuyorsa burada bakteri yaşamasının engellenmesidir. Eğer biyolojik arıtma yoksa atıksuyun deşarj edildiği noktadaki canlıların yokolmasıdır. Örneğin; metal kaplama ya da otomotiv endüstrisinde kullanılan Cr+6 ya da altın madenlerinde kullanılan siyanür gibi maddeler. Burada yapılan işlem Cr+6 nın Cr+3 indirgenmesi ya da siyanürün siyanata ve daha sonra azot gazına dönüştürülmesi sonucunda toksik olan maddelerin canlı hayatına zarar vermeyecek hale dönüştürülmesi sağlanır. Koagülasyon + Flokülasyon + Çöktürme En çok kullanılan kimyasal arıtma prosesleridir. Burada amaç tanecik boyutu çok küçük olan ve bu nedenle kendiliğinden çökemeyen katı partiküllerinin birbirlerine bağlanarak tane boyutunun artırılması ve sonuç olarak çökeltilerek atıksudan ayrılmasıdır. Bu işlemin yapılması için atıksuyun içine koagülant olarak muhtelif kimyasal maddeler verilir. Bunlara örnek olarak Al 2(S04 \, FeCl 3 , FeS0 4 , Ca(OH)2 verilebilir. Bu kimyasal maddelerin görevi taneciklerin et rafındaki elektrik yüklerini dengelemek ve bunun sonucu olarak da taneciklerin boyutunu büyütmektir. Bu işlemin verimli bir şekilde yapılması için atıksuyla kimyasal maddenin homojen olarak karıştırılması gereklidir. Hızlı karıştırma işlemi belirli bir bekletme süresi olan ve mekanik bir karıştırıcıyla sürekli olarak sisteme enerji aktarılan bir hacimde yapılır. Burada elektriksel yükleri dengelenen flokların boyutları artar. Daha sonraki adımda (flokülasyon) atıksuya polimer dozlanarak ve atıksuyun homojen, fakat yavaş karışımı sağlanarak, oluşan flokların büyüklüğü daha da artırılır. Böylece çöktürme havuzunda atıksu ile çamur birbirlerinden ayrılır. Elde edilen duru suda sadece çözünmüş maddeler kalmıştır. Dezenfeksiyon Atıksuların arıtılmasında özel olarak bazı endüstriyel arıtma sistemlerinde dezenfeksiyon önem kazanmaktadır. Entegre et tesisleri, tavuk kesimhaneleri vb. yerlerdeki arıtılmış sular dezenfekte edilirler. Burada amaç arıtılmış suyun içinde olması muhtemel patojen canlıların fabrikadaki canlı hayvanlara zarar vermemesidir. Bu işlem için kullanılan metotlar değişken olmakla beraber en basiti arıtılmış suyun içine NaOCI(çamaşırsuyu) dazlamak ve belirli bir süre bekletmektir. Buna alternatif olarak ozonlama ya da daha temiz sularda uygulanan ultraviolet ışınına maruz bırakma metotlarından biri uygulanabilir. BİYOLOJİ K ARITMA Biyolojik arıtmada temel amaç atıksuyun içinde bulunan ve çözünmüş haldeki organik maddelerin giderilmesidir. Bu amaçla geliştirilen prosete havalandırma havuzu içinde bulunan mirkoorganizmalar oksijenin yardımıyla organik maddeleri C02 gazına, suya ve yeni bakterilere dönüştürürler. Bu prosesin çalışması için ortamda bulunması zorunlu olan çevresel şartlar vardır. Örneğin; yeterli miktarda oksijen bulunmalıdır, organik madde miktarıyla orantılı olarak azot ve fosfor gibi maddeler bulunmalıdır, sıvı ortamı canlıların yaşaması için uygun sıcaklıkta olmalıdır, ortamın Ph değeri 6-9 arasında bulunmalıdır vb. Bu sistemler havalı (aerobik) ve havasız (anaerobik) olarak iki temel gruba ayrılır. Aerobik arıtma sistemleri de kendi içinde askıda gelişen kültürler ve bir yüzeye yapışık olarak yetişen kültürler olarak sınıflandırılabilir. Bu sistemlerin de kendi içlerinde modifikasyonları bulunmaktadır. Biyolojik arıtma sistemleri gerek evsel gerekse endüstriyel atıksuların arıtılmasında kullanılan en geçerli metottur. Organik maddelerin giderilmesi için en uygun (ilk yatırım ve işletme) yol olan biyolojik arıtma sistemlerinde oksijenin temini içinde muhtelif alternatifler bulunmaktadır. Yüzeysel havalandırıcılar, hava körükleri, saf oksijen gibi. Bu sistemlerin herbiri diğerine göre avantaj ve dezavantajlara sahip olup hangi sisteminin kullanılacağı içinde bulunulan duruma ve atıksuyun özelliklerine yakından bağlıdır. SONUÇ Atıksu arıtma sistemlerinin çeşitli ve uygulama alanları hakkında açıklananlar, genel bilgiler olup, her atığın miktarı ve karakteristikleri tespit edildikten sonra en uygun arıtma teknolojisi ya da teknolojileri, çevre mühendisleri tarafından seçilir. Bir arıtma tesisinin proses seçimi kadar o tesiste kullanılacak ekipmanların ve kontrol sistemlerinin doğru seçilmesi de önemlidir. Bu nedenle arıtma tesislerinin dizayn edilmesi çeşitli meslek gruplarından kişilerin oluşturduğu ekipler tarafından bir bütün olarak ele alınmalıdır. KAYNAKLAR : • AOSB-EVSEL ve ENDÜSTRİYEL ATIKSU ARITMA TESİSİ UYGULAMA PROJESİ. (Sistemyapı İnşaatve Ticaret A.Ş. - 1 995) • wASTEWATER ENGINEERING TREATMENT DISPOSAL REUSE (McGraw Hıll -1984) • WATER TREATMENT HANDBOOK (Degramont 1973) NOT: Bu çalışma ANKARA AYLIK TOPLANTILARINDA sunulmuştur.

RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=