2 BAŞKANIN GÖRÜŞÜ Müşavirin bağımsızlığı konusunda bir kavram kargaşası olduğu, sık sık karşılaştığımız sorulardan anlaşılmakta ve bu nedenle Birliğimiz'in, bağımsızlık anlayışını bir kez daha açıklamak gerekmektedir. Türk Müşavir Mühendisler ve Mimarlar Birliği, müşavirin bağımsızlığını 2 alanda birlikte aramaktadır: l) Kararda bağımsızlık 2) Finansmanda bağımsızlık Kararda bağımsızlık, isminden de anlaşılacağı gibi, müşavirin kendi teknik bilgisine, tecrübesine göre, hiçbir yanlış değerlendirmeye kapılmadan ve dışarıdan etkilenmeden, kararlarını tam bir bağımsızlıkla verebilmesidir. Finansmanda bağımsızlık kavramına geçmeden önce ise, müşavirlik gelirlerinin Birliğimiz ve FIDIC açısından değerlendirilmesine bir göz atalım. Önceki dönemlerde bu konuda getirilen tarif, "Müşavir, gelirini sadece müşavirlik hizmetlerinden elde eder" şeklinde idi. Son yıllarda ise, FIDIC'in de bu konudaki görüşünü yumuşatması ile ve yaşanan gerçeklere uygun olarak tarifler değişmiştir. Müşavirin başka işlerle de uğraşabileceğini esas alan (örneğin ticaret, müteahhitlik gibi), fakat ağırlıklı uğraşının yine müşavirlik olması gerektiğini vurgulayan kurallar; başka uğraşlar kanalıyla elde edilen gelirlerin, meslektaşlar ile haksız rekabete varacak düzeye ulaşmaması koşuluyla benimsenmiştir. Şimdi finansmanda bağımsızlık kavramına geçersek, bağımsız kabul edemeyeceğimiz müşavirlik kuruluşlarını üç grupta toplayabiliriz. 1) Birinci grupta asıl uğraşıları müteahhitlik olan büyük inşaat şirketlerinin önce kendi işlerini yürütmek üzere kurdukları, daha sonra çeşitli nedenlerle, bağımsız müşavirlik şirketleriyle rekabete giren kuruluşlar bulunmaktadır. Bunların asıl beklentileri çoğunlukla müşavirlik gelirlerinden olmadığından ve zararları ana firma tarafından karşılanabileceğinden, çok düşük tekliflerle haksız rekabet yaratabilmekte ve serbest müşavirlik kuruluşlarının gelişmesine büyük ölçüde engel olmaktadırlar. 2) İkinci olarak üniversitelerin döner sermaye kanallı faaliyetlerini sayabiliriz. İşverenin gözünde üniversiteler her konuda uzman sayılmaktadır ve bu ne yazık ki doğru değildir. Asıl görevi araştırma ve eğitim olması öngörülen ve ancak özel araştırma gereken projelerde yer alabilmeleri gereken öğretim üyeleri, üzüntüyle görüyoruz ki serbest müşavirlik firmaları ile rekabete girmekte, hem bu firmaların gelişimini engellemekte, hem de üniversite olanaklarını kullanarak asıl görevlerini ihmal edebilmekte, zaman zaman da pratiği olmayan projeler üretebilmektedirler. 3 ) Son grupta, bağımsızlık kavramına ters düşen Devlet destekli müşavirlik kuruluşlarını görüyoruz. Bunlar da, hem karlılık hesapları özel sektördeki kadar önemli olmadığından, hem de tercihle direkt olarak iş alabildiklerinden, haksız rekabet yaratmaktadırlar ve süratle özelleştir~eleri gerekmektedir. Birliğimiz, "bağımsız müşavirliği" yıllardır önemle vurgulamaktadır. Tam bağımsız müşavirlik kuruluşlarının gelişimini sürekli engelleyen uygulamalar kaldırılmadıkça, bu sektördeki gelişmeler hep eksik kalacaktır. Saygılarımla Fatma ÇÖLAŞAN Genel Başkan ' 199
RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=