OKUYUCU KÖŞESİ •• TEŞEKKUR Prof. Dr. Macit TOKSOY TMD Ödül Komitesi Üyesi Bu yazının başlığını önce "Neden Ödül; Ne İçin Ödül" diye yazdım. Ödül'ün ne olduğunu düşünürken adı ne olursa olsun, tüm ödüllerin bir teşekkür olduğunu farkettim. Dilimiz eskiyecekmiş gibi kelim e hazinemizden tükenecekmiş gibi hasislik ederek ku llan madığımız, o bildiğiniz "teşekkür". Teşekkür, ama başımızı bir başka yöne çevirerek, İzmir körfezinin pis kokusuna burnumuzu kapatır gibi değil. Gözlerin içine bakarak, gülümseyerek, belki de ne kadar mutlu olduğumuzu söyleyen birkaç kelimenin yanındaki "teşekkür" İşte bu teşekkür, yaşamlarımızın tüb erküloz olmuş akciğerlerinde bir nefes almadır. Mini minnacık üç heceli bu kelime, güzel bir soluktur. Buna ihtiyacımız olmadığını düşünüyor musunuz? Sembolleri kullanmak benim mesleğim. Bilinmeyene "x" diyorum. Teşekkürde bir "x". Ama bilinmeyen tarafı , "x"in ne olduğu değil. "x" bir dizin. Bilinmeyen, bu dizinden hangi terimi nerede kullanacağımız. Bu dizinden bazı terimleri her dakika kullanmalıyız. Bazılarını belki birkaç günde bir, bazılarını belki yılda birkere, bazılarını belki hayatta bir defa. Kendimi düşünüyorum. O dakikalık olanlara çok ihtiyacım var, birkaç günde bir olanlara da. Ya yılda bir olanlara, ya hayat boyu bir defa edilecek teşekküre. Gözlerini sonsuza dek kapatırken ellerimi tutan, yaşadığımın belgesi olan bir teşekküre ihtiyacım yok mu? İşte belki de bu teşekküre çok ihtiyac ım var; Hemen kendi ellerimi ne kadar uzattığım aklıma geliyor. Geriye çekerken avucumda bir değerin olmasını beklemeden, sadece vermek için, uzattığım elleri düşünüyorum. Kendi ellerim için bir yere gidemiyorum. Çünkü onları göremiyorum. Bunlar görmeden, bakmadan düşünmeden uzattıklarını olmalı. Bunları ben göremem ki. Çok güzel bir deyimimiz vardır: El vermek. Hadi bir el ver de şu işi bitirelim, denir. Kimileri hiç sormadan el verirler: Dostlarına, arkadaşlarına, tanıdıklarına, tanımadıklarına, bilime, sanata, mesleklerine, ülkelerine, dünyaya, tüm evrene. Bu "e lleri" o kadar çoktur ki, elleri büyür büyür, her tarafımızı sarar. Ama büyüyen elleri görmek için kalbi ile bütünleşmiş akıl gözü gerekir. Gelin bu elleri görmeye çalışalım. Onlara teşekkür edelim. Kimbilir, belki bir gün o görünmez ellerin halayına bizi de katarlar. Kimbilir! Yazımın adını değiştirdiğime seviniyo rum. Ben kimseye ödül falan vermek istemiyorum. Nedenini, niçinini aramak zorunda da değilim. Ben teşekkür etmek istiyorum. Biliyorum, teşekkür edeceğim insanların buna ihtiyaçları yok. Ama benim var. Çünkü, teşekkür ed ilen lerin çoğaldığı bir dünyada ben daha mutlu olacağım. Ben de ellerimi, hiç sorulmadan daha çok uzatacağım. Ve o halaya ben de katılacağım. 22
RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=