verimi en yüksek düzeyde olan araç ve gereçlerle donatmak ve ku ilan maktı r. lsı ve enerji verimlerinin yükseltilmesinin yanısıra, imal edilen ünitelerde malzeme ekonomisine de gitmenin zorunlu olduğu bir gerçektir. Hammadde fiyatlarının ülkemizde alabildiğine yükseldiği ve ülkemizin döviz sarfının artmasına neden olması göz önüne alındığında, malzeme savurganlığını önleme ve asgari malzeme ile yeterli kalitede, en yüksek ısı ve enerji verimini elde edebilmek temel gayemiz olmalıdır. İşte bu önem arzeden hususların yerine getirilmesinde ilk adım: Yapılara ait Makina Tesisat Projelerinin belirli esaslara göre hazırlanması ile atılmalıdır. Proje düzenlenmesi sırasında kolaylıkla ihmal edilebilen çizim ve düzenleme usullerinin, bir metin haline getirilip bundan sonraki proje çalışmalarında yol gösterici olarak değerlendirilmesi ve ayrıca uyulmasındaki zorunl uk nedeni ile de, bilinen esasların her projede göz önünde tutulmasını ve yer almasını sağlamak için tesisat proje düzenleme esaslarının, ülkemizdeki ister resmi, ister özel bütün kurum ve kurul uşlarda yapılan veya yaptırılan projelerin düzenlenmesinde belli bir standartlaşmaya gidilebilmesi açısından birleştirilerek yönetmelik şekline getirilmesinin projeciler ve uygulamacılar açısından büyük yararlar sağlayacağı kanaatindeyim. Makina tesisat projelerinin düzenlenmesinde yer alan konuların başında binaların ısıtılması konusu önem arz etmektedir. Bugün batı ülkelerindeki ısıtmada enerji kaybı çok küçük değerlere UYGULAMA inerken, hala ülkemizde bu kayıp % 30-40 civarındadır. Yukarıda belirtildiği gibi ülkemizde tüketilen enerjinin% 43'ü binalarda, binalardan harcanan enerjinin de % 75'i ısınmada kullanıldığına göre esas tasarruf, petrolle, kömürle, odunla, tezekle sağlanan ısınmada alınacak tedbirlerle yapılacaktır. Ülkemizde ısı kaybı hesaplarında kullanılan dış sıcaklık değerleri, eski meteorolojik verilere dayanılarak uzun seneler süresince tesbit edilen en düşük dış sıcaklık değerlerinin ortalaması olarak alınmıştır. Buna göre yapılan ısı kaybı hesaplamaları neticesi bina için tesis edilen ısıtma tesisatı malzemeleri ve cihazları daima maksimum şartlarda işletmede bulunmaktadır. Halbuki yıllık en düşük dış sıcaklık değerleri o yılın çok cüzi günlerini teşkil etmektedir. Bundan da anlaşılmaktadır ki, binalarda yerleştirilecek ısıtma tesisatı malzeme ve cihazları en soğuk gün ısı değerlerine göre değil, yıllık ortalama ısıtılması gereken gün değerlerine göre seçilmesi gerekmektedir. Bu uygulama yapıldığı taktirde hem enerjiden hem de malzemeden büyük ölçüde tasarruf sağlanmış ol ur. Yapılarda hesaba katılmayan ısı kaynakları (örneğin insanlardan, aydın!atmadan, televizyon, ısıtıcı kolon ve branşmanlardan) otomatik kumandalı sistemler, kesintili işletme etkileri ve ısıtıcı akışkan sıcaklığı, enerjinin akılcı kullanımı açısından tesisat proje yapımcıları tarafından nazarı dikkate alınması gereken hususlardır. Projelerin daha sağlıklı hazırlanabilmesi, uygulanabilir olması için mimari-statik ve tesisat projelerini hazırlayan projecilerin koordineli çalışması, alternatifli çözümler getirmesi ve getirilen bu çözümlerin 12 ekonomiklik hesaplarının yapılması gerekmektedir. Yurdumuzda, bugüne kadar gerek devlet eliyle, gerekse özel teşebbüs tarafından gerçekleştirilmiş bulunan yapılarda, ısı etkenlerinden korunma kaidelerine, batılı ülkelere nazaran çok daha az etkinlikte uyulmuş bul unmaktadır. Binalarda pencere boyutları istenilen ölçülerde yapılmamakta, ısıya karşı aşağı yukarı tek pencereye nazaran yarı nisbetinde geçirgenliği haiz çift yüzeyli veya (bitişik) pencere uygulamasına daha az nisbetlerde yer verilmektedir. Ayrıca ısı kaybında çatı ve tavan konstrüksiyonlarının da büyük rolü mevcuttur. Soğuk çatılarda ısıya karşı alınacak önlemler, konstrüksiyonun kolaylık sağlaması bakımından büyük problemler yaratmamaktadır. Zira bu gibi yerlerde çatı arası döşemesi üzerine yalıtım maddeleri doğrudan doğruya uygulamak suretiyle yapılabilmektedir. Ancak teras çatılarda bugüne kadar yapılan uygulamalarda çatı akıntısına uzun ömürlü çözüm getirecek bir detay geliştirilememiş bul unduğundan, genellikle bu tip çatı yapımından kaçınılmaktadır. Binalarda ısı kaybında bina döşemelerinin de rolü mevcuttur, döşemelerin bu konudaki etkinliği, pencere duvarve çatılar nazaran daha azdır. Bu konuda şimdiye kadar gerçekleştirilen yapılarda hemen hemen hiç önlem alınmamış bul unmaktadır. Son senelerde modern yapılarda dış duvar elemanı olarak yaygın bir şekilde kullanılan brüt beton, yapılarda ısıya karşı önlem alınmasıyla ilgili standart ve yönetmeliğin bulunmasına rağmen, bunların emredici hüviyeti olmadığından yapılarda, büyük nisbetlerde ısı kaybına, dolayısıyla
RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=