Tesisat Dergisi 199. Sayı (Temmuz 2012)
PERSPEKTİF 20 Tesisat Dergisi Sayı 199 - Temmuz 2012 sayısı 2003 yılında bin 500 kişiyken, 2010 yılında bu sayı 12 kat artarak 18 bini geçti. Önümüzdeki süreçte, nanoteknoloji veya biyoteknoloji gibi kritik alanlara yönelik çok ciddi doktora, yüksek lisans burs programları TÜBİTAK tarafından hazırlanmak- tadır. Üniversitelerde akademik yükselme kriterleri arasında yenilikçilik,girişimcilk kavramlarının yer aldığını görmek .ok memnun edici. Ar-Ge’ye ayrılan kaynakların artış hızında Türkiye’nin dünyada ikinci sırada. Belki en yüksek noktada değil ama artış hızında dünyada ikinciliğe oturdu. Makale sayılarımızda bir artış var ama atıf sayılarımız istediğimiz noktada değil. Makale- lerimizin patente dönüşme oranında daha kat edilmesi gereken yerler var. Araştırmacı sayımız son 10 sene 20 binden 64 bine çıktı. Türkiye gibi bir ülkenin 250-300 bin araştırmacıya ihtiyacı var. İhtiyaç ve sonuç odaklı bilim politikalarının arzu edi- len noktada olmadığını biliyoruz. Türkiye’nin şu anda yurtdışındaki bilim insanlarına çok ihtiyacı var. Çin 1990’lı yılların sonlarında bilim ve teknoloji alanında ciddi bir atak yaptı, artık yüksek katma değerli ürünler işin içine girmeye başladı. Çin’deki bu değişimde, ABD, Avrupa ve Avustralya’da master veya doktora yapıp hatta öğretim üyesi iken Çin’e geri dönen Çinli araştırmacıların ve yurtdışında olup, Çin’deki Ar-Ge çalışmalarına katkıda bulu- nan Çinli bilim insanlarının payı büyük. Bilim ve teknoloji konusundaki temel bakış açımızı gözden geçirmek, her şeyi acilen paraya çevirme kaygısından uzaklaşarak, gerçek bilim yolunda iler- leyerek, teknoloji üretmek ve de yurtdışındaki bilim insanlarımız ile işbirliği yaparak, çalışmalarımızı toplumun faydasına yönelterek para kazanma yolunu seçmemiz ümidiyle… Ülkemizde Bilim ve Teknoloji Arayışı Prof. Dr. Nilüfer EĞRİCAN egrican@suntekinternational.com Bilim ve teknoloji konusunda Türkiye’de bir arayış olduğuna kuşku yok. Sanayi ve Ticaret Bakanlığı nın adındaki ticaret kelimesinin kaldırılarak, Bilim ve Teknoloji kelimelerinin eklenmesi ve Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı adının verilmesi bunun en güzel göstergesi, ileriye dönük bir arayışın, bir niyetin ifadesi. Bu arayış ve niyet doğrultusunda çeşitli faaliyetler gerçekleştiriliyor, kararlar alınarak uygulamaya geçiliyor. Bunlardan biri de yurtdışındaki önemli üniversitelerde ve araştırma merkezlerinde tıp, mühendislik, temel bilimler alanlarında gerçekten araştırma ve bilimsel çalışmalar yapan Türk bilim insanlarının bir araya toplanması ve onların fikirle- rinin alınması, yaratıcı katkılarının istenmesi idi. Bu doğrultuda, “Yurt Dışındaki Türk Bilim İnsanları Kurultayı” 12-13 Temmuz 2012’de İstanbul The Marmara Otel’de gerçekleştirildi. Farklı araştırma alanlarından dünyanın önde gelen üniversite ve araştırma merkezlerinde görev yapan başarılı 100 Türk bilim insanını Türkiye’deki meslektaşları ve özel sektörle bir araya getiren kurultaya ilgi büyük oldu. Kurultayda iki gün boyunca gerçekleşen konferans, paneller, bilim insanlarının birbirlerini daha iyi tanımaları için fırsat oldu. Bilim ve teknoloji geliştirmenin bir kültür, bir ortam meselesi olduğunu, yurt dışındaki bilim insanları veya öğrencileri, belki beyin göçü olarak değil, beyin gücü olarak değerlendirmenin daha gerçekçi ve faydalı olduğunu düşünmek gerekir. Bugün Boston’da kar- diyoloji alanında ders veren bir öğretim üyemiz, San Francisco’da yazılım firması kuran bir girişimcimiz veya Cape Town’da nanoteknoloji alanında doktora yapan bir gencimiz, bu ülke için bir kayıp sayılamaz, tam aksine bir kazanca dönüştürülebilir. Zira yaşa- dığımız dönem, artık bir network çağıdır, iletişim ve etkileşim çağıdır. Yurt dışında başarılı çalışmalara imza atan her insanımız, orada bu ülkenin adeta bir bilim elçisidir. Ortam üniversitelerde, sanayi kuruluşlarında, teknopark ve benzeri yerlerde yaratılır ve yurtdışın- daki bilim insanlarıyla ortak çalışmalar yürütülürse başarıya ulaşılabilir. Üniversitelerimizde temel bilimleri nasıl üretebiliriz konusu derinlemesine konuşulmalıdır. Bugün birçok üniversitemizde Fizik Bölümlerini tek bir öğrenci dahi tercih etmemektedir. Oysa günümüzün en sağlam ve en çok para kazanılan kariyerlerinden birinin kapısını insanlara fizik eğitimi açıyor. İlkokul, ortaokul ve lisede temel bilim, özellikle matema- tik eğitimi çok iyi verilmeli. Ülkemizin bu alandaki PİSA sonuçları içler acısı. Bu konuda Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı ve Milli Eğitim Bakanlığı işbirliği yapmalı, kampanya başlatmalı. “2023 yılında Ar-Ge’nin payı, GSMH’nın yüzde 3’ü seviyesine çıkacak. Türkiye, 2010 ve 2011 yıllarında dünyanın en hızlı büyüyen ekonomilerinden biri oldu,10 yılda, milli gelir 230 milyar dolardan yaklaşık 800 milyar dolara, ihracat 36 milyar dolardan 140 milyar dolara çıktı. Özellikle Ar-Ge harcamalarının ve araştırmacı sayılarının çok hızlı arttığı bir dönem ya- şanıyor, 2002’de milli gelirimiz 230 milyar dolar iken Ar-Ge yoğunluğumuz binde 45 ve Ar-Ge’ye ayrılan bütçe 1.1 milyar dolar seviyesindeydi. Bugün ise 800 milyar dolar seviyesinde olan milli gelirimizin yaklaşık yüzde 1’ini, yani 8 milyar dolar civarında bir kaynak Ar-Ge’ye ayrılıyor. Ancak bununla yetinilmeyecek ve 2023 yılında bu oran milli gelirin yüzde 3’ü seviyesine çıkarılacak. 2023’te 2 trilyon dolar civarında bir milli gelire ulaşmak hedeflendiğine göre, 60 milyar dolarlık bir Ar-Ge harcaması planlanıyor. TÜBİTAK, 2005-2011 döneminde 8 bin 722 projeye 1,15 milyar lira destek sağladı. Desteklenen bilim insanı
Made with FlippingBook
RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=