Tesisat Dergisi 199. Sayı (Temmuz 2012)

GÖRÜNÜM 17 Tesisat Dergisi Sayı 199 - Temmuz 2012 Günümüzde sektör hemen hemen her konuda enerjiye yönelmiştir. Havada, suda ve toprakta- ki mevcut enerji ile bugün maddedeki enerjinin kullanımını amaçlamıştır. Bu nedenle yapıda in- san konforu için enerji kullanımı önem kazanır. Nitekim eskiden ihmal edilen saklı enerjiler bu- gün ön plana çıkmıştır. “ Gaziantep, Kahramanmaraş, Safranbolu evle- rinde rastlanmaktadır. Geleneksel yapılardaki İstanbul tipi rüzgarlık, evin en fazla rüzgar alan cephesinde en üst katta camsız pencere gibi açıklık bırakılarak oluşmuş, oradan giren rüzgarın hava dolaşımı sağlanmış, dolayısıyla bu uygulama günümüz iç hava kalitesi standartlarının öncüsü olmuştur. Bu tür hava delikleri önüne konan su dolu büyük çömlek küplerin, sıcak iklimlerdeki serinletme etkisi mikroklima sistemlerinin ilk örnekleridir. Camilerdeki kubbeler ve benzer tarzda kubbeli yapılardaki deliklerle atılan pis hava, kubbe altı havuz ve şadırvan imkanları, yapılarda doğal havalandırmanın öncüleri sayılmalıdır. Bu nedenle ekolojik tasarım yapı mimarisi ile başlamış denilebilir. Arazide yapı oryantasyo- nu, klimatolojik koşullar, güneş etkisi, güneş ışınlarının açısı, etki süresi, dış hava sıcaklığı, nem, yağış, rüzgar ve çevre koşulları dikkate alınmalıdır. Bu doğrultuda Kastamonu ve Safranbolu evlerinin sofalarının yönlendirmesi, doğaya uygun serinletme sistemlerinin seçimi bunun en güzel örneğidir. Güneş kuşağında bulunan ülkemizin eski Anadolu evlerinin konumu incelendiğinde, pencerelerin güneye baktığı görülür. Gün boyunca güney cepheden etkili kış güneşi dar açılı ışınları ile evi ısıtır. Yazın dik gelen ışınlara karşı gerekli önlemler alınmış pencereler, tente ve perdelerin yanı sıra çevre ağaçları tarafından ev içi korunmuştur. Günümüzde pasif güneş enerjisi olarak adlandırdığımız bu yöntem, modern yapılarda yapı kabuğunun izolasyonu ile gündeme gelmiş, ayrıca ekolojik tasarımla yapıların güneş alabilmesi olanağı sağlanmıştır. Bu anlamda aktif güneş enerjisinin kullanımına dönük yüksek teknoloji uygulamaları etkili olmuş, tasarım güneş evleri ve akıllı bina tek- nolojisine yönelmiştir. Ekolojik tasarım, belirli “know-how” içeren araştırma, deneyim ve simülasyon araştır- masına dayalı yaratıcı bir dizayn olup, bu anlamda binlerce teknik kitap ve tebliğ yayım- lanmıştır. Araştırmaların bir kısmı başarısız, bazıları ise ekonomik görülmemiş olmasına karşın, dünyanın çeşitli yerlerinde çok başarılı uygulamalara rastlanmaktadır. Bu anlamda uygulamada dikkatli olmak, yanlış uygulama- lardan kaçınmak gerekir. Ayrıca tasarımcıların temel bilgilerinin yanı sıra, mimari ile uyumlu tasarımda yapı teknolojisi kurallarına uyması, doğa ilişkisinde ekolojik verileri sağlıklı değer- lendirmesi zorunludur. Bu nedenle reklam ve pazarlamaya yönelik sorumsuz yaptırımlardan kaçınılması gerekir. Ekolojik tasarım bu doğrul- tuda, enerji, çevre etkinlikleri, hijyen, sağlık, iç mekan zenginlikleri ve konfor düzenini sağlayan mekanik tesisat verimliliğini artıran bir yöntem sayılmaktadır. Mekanik tesisat anlamında ekolojik tasarım; enerji tasarrufu, enerji verimliliği, enerji geri kazanımı, çevre etkinlikleri, hijyen, sağlık ve konfora yönelik ekonomik ilkeleri hedefler. Bu amaçla mikroklima sistemleri, doğal havalan- dırma yöntemleri, otomatik kontrol, otomasyon, yapı fiziği ilkelerine uygun yalıtımdan başlayıp, kapalı ortamlarda yaşanabilirlik ve kullanı- labilirlik standartlarına kadar uzanan dizgide ekolojik tasarım kriterleri olarak ortaya çıkar. Bu yaklaşım geçerli zorunlu standartların üstünde gelişen teknolojiye uygun yaratıcı tasarımı zo- runlu kılmaktadır. Yapı teknolojisinde günümüze kadar gösterilen çaba, yapay mekanik tesisatının teknolojik gelişimiyle ısıtma, havalandırma, sıhhi tesisat dışında iç hava kalitesi, ısı, rutubet, koku, gürültü önlemleri gibi yapı içi iklimlendirme standartlarına dönüşmüştür. Bu gelişim sonucu XX. yüzyılda Amerikalıların “air-conditioning”, Avrupalıların “klima” ismini verdikleri sektör, dünyada büyük bir sanayi durumuna gelmiştir. XX. asrın ilk yarısına kadar yapıda lüks yaşamın simgesi olan klima, asrın ikinci yarısında gü- nümüzün büyük bir kısmını geçirdiğimiz kapalı ortamlar, endüstriyel ürertim ve sağlık tesisleri için vazgeçilmez bir ihtiyaç haline gelmiştir. Bu sebeple tasarım, üretim, uygulaması ve işletmesi büyük bir ihtisas gerektiren klima sektöründe en küçük detaylara inen araştırma ve gelişimler, her gün yeni bir buluş ile uygu- lama yöntemlerini bütün boyutlarıyla gündeme getirmektedir. Günümüzde sektör hemen hemen her konuda enerjiye yönelmiştir. Havada, suda ve topraktaki mevcut enerji ile bugün maddedeki enerjinin kullanımını amaçlamıştır. Bu nedenle yapıda insan konforu için enerji kullanımı önem kazanır. Nitekim eskiden ihmal edilen saklı enerjiler bugün ön plana çıkmıştır. Artık hiç bir tasarımcı direkt kazandan ısı enerjisi elde etme veya soğutma gruplarıyla soğutucu üretme yoluna gitmemektedir. Öncelikle, havadan, sudan, topraktan enerji elde edip üreticileri ısıtma ve soğutma da yedekleme maksadıyla kullanmak- tadır. Sonuçta enerji performansı, enerji tasarruf önlemleri, enerji geri kazanma sistemleri müthiş gelişmiş, yapıda konfor en düşük enerji ile elde edilmiştir. Bu nedenle ekolojik yapı, yapı teknolojisinde Enerji performansına uygun yapı konumuna gelmiş sayılmaktadır. Mühendislikte Deneyim Mühendislik hizmetinde “deneyim”, günümüzde çok dikkatle değerlendirilmelidir. Bu yüzyılın iletişim hızı, bilginin edinilmesi ve kullanılma- sını insanlık tarihinde en hızlı ve en kolay hale getirmiştir. Geçtiğimiz yüzyılda insan oğluna ulaşılmaz görülen bir çok hedef, günümüzde rahatlıkla hayal edilebilmekte ve bunlara erişim mümkün olmaktadır. XIX. yüzyılın başa- rılı mühendislik deneyimleri; gelişen teknolojik olanaklar nedeniyle ilk bakışta değerini yitirmiş görülebilir. Önemli olan işin özünü etkileyen deneyimler ile, işin yapım şekline ait ayrıntıları, birbirinden ayırabilmektir. Genelde kalıcı tecrü- beler edinememiş, günümüz gereksinimlerine göre kendini geliştirememiş mühendisler, yetki

RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=