Tesisat Dergisi 198. Sayı (Haziran 2012)

GÜNCEL 32 Tesisat Dergisi Sayı 198 - Haziran 2012 Makina İmalatı Sektöründe Gelişmeler Arslan SANIR Makina İmalatçıları Birliği Makina sektörümüz için iyi bir yıl olan 2011’de imalat bir önceki yıla göre %22,3 artmış ve 25,4 milyar dolara ulaşmış, ihracatta da %16,9 gibi, makina sanayii gelişmiş batılı birçok ülkeye göre daha iyi bir artış sağlanmıştı. 2012 yılına girerken yapılan tahminler 2011 kadar bir büyüme sağlanmasa da imalatın gene de %15-17 aralığında bir artış göstereceği yönünde idi. Ancak 2012’nin ilk ayları şimdilik fazla iyimserlik yaratacak nitelikte değildir. TÜİK verilerine göre Aralık ayında, bir önceki aya göre %8,2 azalan imalat, Ocak ayında da Aralık’takine göre %8,5’luk bir gerileme göstermiştir. Şubat ve Mart aylarında bir artış gözlenmekte ise de 2012 yılı ilk çeyreğinde, 2011 yılı son çeyreğine göre sadece %0,7 gibi cüzi bir imalat artışı olduğunu görülmektedir. İmalattaki yavaşlamada dış pazarlardaki olumsuz gelişmelerin de önemli etkisi olmuş, ihracatımız 2012 ilk 4 ayında sadece %6,9 artış göstermiştir. Her ne kadar firmalarımız yeni pazarlara yönelmiş- ler, bu arada komşu ve bazı yakın ülkeler politik ne- denlerle ihtiyacı olan yatırımmallarını Türkiye’den almayı tercih eder hale gelmişler ise de, nispeten sınırlı potansiyeli olan bu ülkeler ihracatın geçmiş yıllarda yaşadığı artışları devam ettirmesi için yeterli olmamıştır. Dünya makina ticaretinde son yıllarda yaşanan gelişmelere bakıldığında firmalarımızın ihracat konusunda Asya ve Uzak Doğu pazarlarına daha fazla ilgi göstermeleri ve bu pazarlara karşı gösterdikleri çekingenliği aşmaları gerektiği söylenebilir. Avrupa Birliği Komisyonu için hazırlanan raporda belirtildiği gibi makina pazarları doğuya doğru kaymaktadır. CECIMO tarafından hazırlanan rapora göre, 2000 yılında dünyada imal edilen takım tez- gahlarının %10’u Çin’de, yaklaşık yarısı da Avrupa’da satılmıştı. Geçen 10 yıllık sürede tezgah imalatı yaklaşık iki katına çıkmış ve 2011 yılında 60 milyar Euro düzeyine erişmiştir. Gelişmekte olan Asya ülkeleri ve özellikle Çin bu büyük artışı tetiklemiştir. Bugün, dünyadaki toplam tezgah satışını %20’si Avrupa’da, buna karşın üçte ikisi ise Asya ülkelerindedir. Tek başına Çin dünyada satılan tezgahların yaklaşık %40’ını kullanmaktadır. Çin’deki pazarın bu derece hızlı büyümesinde devlet desteği ile yürütülen hızlı sanayileşme yanında yabancı ülke firmalarının bu ülkede yaptıkları yatırımlar da etkili olmaktadır. Avrupa ülkeleri, imal ettikleri tezgahların 2/3’ünü Çin’e ihraç etmektedir. Çin’e yapılan ihracat büyük ölçüde artarken bu ülke aynı zamanda önemli bir takım tezgahı imalatçısı konumuna da gelmiştir. Bugün Avrupa’dan sonra dünyanın ikinci büyük tezgah imalatçısıdır. Çin’deki bu büyük pazar, şüp- hesiz otomotiv sanayiinde yaşananhızlı büyüme ve bu sektöre parça imal eden yan sanayiin de buna ayak uydurma çabalarının bir sonucudur. Geçmişte nispeten düşük teknoloji kategorisin- de makina imal eden Çin, günümüzde orta ve orta-yüksek teknolojili makinalar konusunda da önemli bir rol oynamaya başlamıştır. Bu nedenle bu pazara girmek isteyen makina imalatçıları daha gelişmiş makinalarla rekabet edebile- cek ve makinalarını satabileceklerdir. Şunu söylemek yanlış olmaz; Çin olmasa makina sektörü bugün eriştiği büyük pazar olanaklarına sahip olmayabilir ve bugün yaşadığı gelişmeyi sağlayamayabilirdi. Hatta 2009 yılın yaşanan ekonomik krizin Avrupa makina sektörünü çok daha fazla olumsuz etkilemesi de kaçınılmaz olurdu. Ancak şu da bir gerçek ki, Çin olmasa birçok makina imalatçısı da bugün yaşadığı sorunları belki de yaşamayabilirdi. Bunlara bakarak Çin’in tatlı bir pazar olduğunu söylemek ise kolay değildir. Çin’de uygulanan sanayileşme politikalarında devlet müdahaleleri önemli etki yapmakta ve pazar şartlarını da etki- lemektedir. Devlet alımlarında yerli makinaların tercih edildiği konusunda ciddi endişeler bulun- maktadır. İthal edilen makinalarda istenen ve dünyada uygulananlardan farklı standartlar, ken- di imalatçı firmalarına sağlanan dolaylı ve direkt mali destekler rekabeti olumsuz etkilemektedir. Ar-Ge desteği adı altında firmalara büyük maddi kaynaklar aktarılmaktadır. Görünüş, Çin’in önü- müzdeki yıllarda damakina sektörünü sürükleyici rol oynamaya devam edeceğini göstermektedir. Avrupalı firmalar bu pazardan yararlanmak için çaba sarf etmek zorundadır. Ancak birçok Avrupa ülkesinde makina sanayiinin çoğunlukla orta ve küçük ölçekli olmaları, risk almaktan çekinmeleri ve finansal imkanlarının sınırlı olması önemli bir engel teşkil etmektedir. Ülkemizdeki firmalar da çoğunlukla aynı yapıdadır ve Uzak Doğu’ya açılmanın ortaya çıkarabileceği risklerden çe- kinilmekte, diğer yandan finansal imkanları bu ülkelerde satış ve servis ağı kuraları için yeterli bulunmamaktadır. Diğer yandan gelişmekte olan ülkelerdeki makina imalatçılarının düşük fiyatlar- la pazara girmeleri ülkemizdeki ve Avrupa’daki firmaların kar marjlarını önemli ölçüde daralt- makta, bu durum yeni atılım yapılmasını da zorlaştırmaktadır. TÜİK verilerine göre yılın ilk dört ayında makina sektöründe fiyatların %0,9 gerilemesi de bu görüşü desteklemektedir. Bu sorunları aşmak için özellikle Almanya’da firma birleşmelerinin yaşandığı veya küçük firmaların büyük imalatçılar tarafından satın alındığı görülmektedir. Bu gelişme Almanya’nın Avrupa’daki makina imalatının%40’ından fazlası- nı gerçekleştirir konumda olmasını sağlamıştır. Aile şirketi yapısının hakim olduğu İtalya ve ülkemizde ise firma sahipleri birleşmelere karşı isteksizlik davranmaktadırlar. Avrupa ve Amerika pazarla- rında büyümenin sınırlı olacağı dikkate alındığında firmaların yaşamlarını sürdürebilmek ve gelişmek için Uzak Doğu pazarlarına önem vermeleri bu pazarlara girebilmek için çaba harcamaları kaçınılmaz gözükmektedir. Bu büyük pazarlarda teşkilat kurulması, öncelikle müşteri beklentilerini öğrenebilmek, pazarın tercih ettiği makinaları su- nabilmek bakımından önem taşımaktadır.

RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=