Tesisat Dergisi 193. Sayı (Ocak 2012)

MAKALE 116 Tesisat Dergisi Sayı 193 - Ocak 2012 1. Giriş Enerji verimliliği günümüzde tüm dünyanın en önem verdiği konulardan birisidir ve gelecekte önemi daha da artacaktır. Enerji tüketimi ve doğanın korunması birbirleriyle birebir ilişkili konulardır. Enerjiyi az tüketen bir toplum do- ğayı en fazla koruyan toplumdur demek yanlış olmaz. Çünkü enerjiyi üretmek için gerekli olan işlemler doğaya olumsuz etki eden işlemlerdir. Enerji tüketiminde sanıldığının aksine enerji tüketimini sanayi değil binalar ve içinde ya- şayan insanlar yapmaktadır. Binaların enerji tüketimi inşaatlarındaki enerji tüketiminden başlamakta yaşam döngüsünce sürmektedir. Enerji verimliliği politikaları; sürdürülebilir büyüme, arz güvenliği ve yaşanabilir bir çev- re amaçlamaktadır. Enerji verimliliği; ulaşım, aydınlatma, yapılar, aletler, eşyalar, sanayi, enerji ekipmanları ve tüm sektörlerde büyük bir dönüşüm gerektirmektedir. Enerji verim- liliği sadece tasarruf değildir. Aynı zamanda yeni işler, istihdam, fırsat ve kazanç demektir. Enerji verimliliği; doğru teknolojiler, toplumsal bilinç ve kamusal düzenlemeler içeren uzun soluklu bir süreçtir. Bu sürecin içinde mutlaka yeşil binalar en ön sırada olmalıdır. Türkiye OECD ülkeleri içinde 1.000 USD GSMH başına 0,38 TEP ile en fazla enerji harcayan ülkedir. Türkiye’nin cari açık probleminin birin- ci kaynağı enerji ithalatıdır. Enerji tüketiminde Yeşil Binaların Bütüncül Enerji Verimliliği Yaklaşımı Nedir? Sürdürülebilir, ekolojik, yeşil, çevre dostu gibi pek çok isim altında karşımıza çıkan doğayla uyumlu yapılar, yapının arazi seçiminden başlayarak yaşam döngüsü çerçevesinde değerlendirildiği, bütüncül ve sosyal-çevresel sorumluluk anlayışıyla tasarlandığı, iklim ve yerel özgül koşullara uygun, ihtiyacı kadar tüketen, yenilenebilir enerji kaynaklarına yönelmiş, doğal, atık üretmeyen malzemelerin kullanıldığı ve ekosistemlere duyarlı yapılar olarak tarif edilebilir. Yeşil binaların enerji yaklaşımı farklılıklar taşımaktadır. Sadece binanın kendi içinde enerji tutarlılığı değil, bina ulaşımı, alternatif ulaşım araçları, alternatif yakıtlı araçlarla bina ulaşımı, binanın ulaşılabilirliği yüksek yerlere imal edilmesi, imalat, malzeme seçimi gibi birçok başlık bütünsel olarak ele alınmaktadır. Böyle olunca bina yaşam döngüsü boyunca sadece yakıt tüketimi bakımından değil bütün destek sistemleriyle enerji verimli olmaktadır. ECOBuild® Murat DOĞRU sağlanacak olan verimlilik Türkiye’nin makro ekononomik göstergelerine pozitif yönde katkı sağlayacaktır. AB’ye üye ülkeler enerji tasarruf potansiyellerini ortaya çıkarmışlar ve 2008- 2016 dönemi ortalama % 9 tasarruf ede- ceklerini deklare etmişlerdir. Enerji verimliliği açısından ileri noktada olan bu ülkelerin enerji verimliliği çalışmaları yol göstericidir. Avrupa bu tasarrufu büyük oranda yeşil binalarla ger- çekleştirecektir. Binaların ve onların oluşturduğu yerleşimlerin küresel ısınmaya sebep olan başlıca seragazı olan CO 2 salınımının % 40’ından sorumlu ol- duğunu düşünürsek, mimarlar, mühendisler, şehir plancıları ve en önemlisi yönetmelikleri belirleyen devlet yetkililerine büyük sorumlu- luklar düştüğünü görürüz. Bina ve yerleşimlerin çevreye olan etkileri ürettikleri CO 2 gazıyla da sınırlı değildir. Aynı zamanda binalar; ulusal su kullanımının yaklaşık % 12’si, ülkedeki atıkların % 65’i ve en önemlisi ülkesel elektrik tüketimi- nin de yaklaşık %71’inden sorumludurlar. 2. Yeşil Binaların Bütüncül Enerji Verimliliği Yaklaşımı Binalara ait olan tüketim rakamlarının büyük- lüğü, binaların ve yerleşimlerin çevreye olan etkilerinin azaltılması için aynı zamanda enerji tasarrufu için büyük bir potansiyelin olduğu anlamına gelir. Yani binalar ile ilgili olan ko- nuların neredeyse tamamı enerji tüketimi veya tasarrufu anlamına gelmektedir. Binalara ait olan enerji tüketimi çok farklı alanlarda yer almakta- dır. Yukarıda bahsettiğimiz binalara ait enerji tü- ketimine sadece bina ısısının sağlanması, bina iç hacimlerinde termal konfor için harcanan enerji ve bina iç ve dış aydınlatması olarak bakılması, konunun sadece görünen ve basit başlıklarına odaklanılması anlamına gelmektedir. Amerika’da yapılan çalışmalar [1][2][3] “ye- şil” veya “çevreci” olarak tabir edilen binala- rın enerji tüketiminde % 24-50, CO 2 salınımın- da % 33-39, su tüketiminde % 40 ve atıklarda % 70’e varan bir düşüş sağlayacağını ortaya koymaktadır. Yatırım ve maliyet açısından bakıldığında da yeşil binalara yapılan yatı- rımların orta vadede yatırımcıya geri döndüğü görülmektedir. 2008 yılında ABD’de yayınla- nan sektör raporlarına göre yeşil bina tasarım maliyetlerinde, sadece % 1 - % 10 arası bir oranda artış olduğu belirtilmektedir. Dünyada- ki Ulusal Yeşil Bina Konseylerinin deneyimleri, yeşil binaların yaygınlaşmasını sağlamanın en etkili yollarından birinin bu binalara bir “yeşil bina etiketi” vermek olduğunu ortaya koymuş- tur. Nasıl yediğimiz yemekler veya satın aldı- ğımız ürünler için bir “eko etiket” söz konusu ise aynı şeyi binalar için de yapmak bu bina- ların bütüncül enerji teşviği ve yaygınlaşması anlamında olumlu bir adımdır. Bu etiketler sayesinde bir binanın birtakım standardlar çerçevesinde yeşilliği ve dolayısıyla her konu başlığındaki enerji verimliliği ve tasarrufu tescil edilir. Bu açıdan bakıldığında binaların enerji verimliliği veya tasarrufu demek binala- rın yeşil bina olarak üretilmeleri anlamına gel- mektedir. Bu durumu da tescilleyen belgeleyen YAPI TEKNOLOJİ DOSYASI

RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=