Tesisat Dergisi 192. Sayı (Aralık 2011)
197 Tesisat Dergisi Sayı 192 - Aralık 2011 GÜNCEL 30 Tesisat Dergisi Sayı 192 - Aralık 2011 225KişilikGenişKatılım 14 Aralık 2011 tarihinde başlayan ve iki gün süren UGETAM “Plastik Boru ve Altyapı Sis- temlerinde, Kalite Bilinci Semineri”, plastik boru kullanıcısı, üst düzey yöneticileri İl Özel İdareleri,belediyeler,altyapımalzemeleriüretici firma temsilcileri, TSE, TÜRKAK, üniversiteler başta olmak üzere, ülkemizin 52 farklı ilinden, yurt içi ve yurtdışından toplam225 katılımcıyı bir araya getirdi. UGETAMBoruSeminerine,UGETAMYönetimKu- ruluBaşkanıProf.ÜmitD.Arınç,TSE-Deneyve KalibrasyonMerkeziBaşkanıveMarmaraBölge Koordinatörü,Mehmet Hüsrev, TÜRKAK adına KürşatÖzdemir,KocaeliÜniversitesi’nden,Prof. PaşaYayla,YıldızTeknikÜniversitesi’ndenProf. Ahmet Koyun ve Gazbir Genel Sekreteri Yaşar Çıkış gibi önemli isimler katıldı. Seminerin açılış konuşmasını UGETAM Genel Müdürü Serkan Keleşer yaptı. Sektörü yakın- dan ilgilendiren boru teknolojilerindeki son gelişmeler, bilgi ve deneyimlerin paylaşıldığını ifade eden Keleşer, “İl Özel İdareleri, su ida- releri, belediyelerin altyapı daireleri,malzeme kabul sorumluları ve üst düzey yöneticileri, altyapı malzemeleri üretici firma temsilcileri, TSE, TÜRKAK, üniversiteler ve ilgili kurum ve UGETAM, Sektörü “Plastik Boru ve Altyapı Sistemlerinde Kalite Bilinci” Seminerinde Buluşturdu meler) belgelendirme sistemleri, deneylerin yapıldığı laboratuarların görülmesi ve deneyler hakkındabilgilendirmegibikonulardetayları ile incelenmiştir” şeklinde konuştu. UGETAM, TÜRKAK, TSE,Üretici firmalar, kulla- nıcı idarelerveüniversitelerden,yetkililer,semi- nerde,sektörünsorunları,çözümönerileri,yeni teknolojiler ve deneyimleri hakkında sunumlar yaptılar.TSEdenDeneyveKalibrasyonMerkezi Başkanı,MehmetHüsrev,açılışkonuşmasında ”PlastikBoruSektöründeYapılanKaliteKontrol Deneylerinin önemine” vurgu yaptı. Oturuma UGETAM Yönetim Kurulu Başkanı Prof.ÜmitD. Arınç başkanlık etti.DizaynGrup PazarlamaMüdürü Ali Gökçiler, “Plastik Sek- töründehaksız rekabetinönlenmesi”konulubir sunum gerçekleştirdi. TSE’den Kimya Labora- tuvarSorumlusuKezibanAydeniz ise “Akredite Deneylerin Önemi ve Gerekliliği” konulu bir sunum yaptı. İkinci oturumda, TÜRKAK’tan Uzman Kürşat Özdemir Oturum Başkanlığı yaptı. Özdemir sunumunda, “Ulusal Akreditasyon Sistemi, Akreditasyonun Uluslararsı Boyutu, Global Ticarette Engellerin Kaldırılması ve Kabul Edilebilirlik” gibi sektörü yakından ilgilendiren SerkanKeleşer UGETAMGenelMüdürü UGETAM “Plastik Boru ve Altyapı Sistemlerinde Kalite Bilinci Semineri” 14-15 Aralık 2011 tarihleri arasında, İstanbul’da gerçekleşti. İki gün süren seminerin, 1. günü Kartal Titanic Bussiness Otel’de yapıldı. Sektörü yakından ilgilendiren, boru teknolojilerindeki son gelişmeler, bilgi ve deneyimler paylaşıldı. İkinci gün iseBoruSektörüUGETAM Tesislerinde buluştu. kuruluşlarınkonu ile ilgiliuzmanlarıseminerde bir araya geldiler. Seminerimiz sektörün ilgili tüm taraflarının adeta buluşma noktası oldu. Bu organizasyondan sektör adına çok olumlu sonuçlar çıktığına inanıyoruz” dedi. Seminerde sektörün gündemindeki en önemli konuların masaya yatırıldığı da belirten Ke- leşer: “Bu seminerde; yeraltı uygulamalarda kullanılanbasınçlısuboruları (PE,PVC)veatık su borularında sektörde yaşanan sıkıntılar ve çözümönerileri,kullanılacakhammaddelerinve boruların standartlara uygunluğunun kontrolü, PE malzemelerin birleştirmelerinde yapılan kaynaklarla ilgili sahalarda yaşanabilecek sorunlar ve çözüm önerileri, ürün (PEmalze- GÜNCEL konuların altını çizdi. Ardından, Yıldız Teknik Üniversitesi’nden konuşmacı Prof. Ahmet Koyun, Malzemelerde “Kaynaklı Birleştirme Teknikleri” konulu sunumunda, Altyapı ve kaynak teknolojisi, PE dönüşüm teknolojisi ve Kaynak tekniğinin önemini vurguladı. Kahramanmaraş İlÖzel İdaresi, Su ve Kanal Hizmetleri Müdürü Mustafa Gök de, “Alt Yapı Sistemlerinde KullanılanMalzemelerde YaşananTecrübeler” konulu sunumunda tec- rübelerinipaylaştıveUGETAM’ınbualandaki önemini vurguladı. Boru Sektörünün Gündemindeki En Önemli Konularına Işık Tutan Çeşitli Sunumlar Seminerde, boru sektörünün önemli tem- silcileri tarafından, “Plastik Sektöründe Haksız Rekabetin Önlenmesi, Akredite Deneylerin Önemi ve Gerekliliği, Malzeme KabulSistemlerinde Tecrübeler,PlastikBoru Üretim Teknolojisinde İnnovativeGelişmeler, AkrediteÜrünBelgelendirmeSistemi veFay- daları, PE Basınçlı ve Basınçsız Boru Teknik Şartnameleri Hakkında Değerlendirme, Alt Yapı Sistemlerinde KullanılanMalzemelerde Yaşanan Tecrübeler, Alt Yapı Sistemlerinde Personel Belgelendirmenin Önemi, PE Mal- zemelerde Kalitenin Sağlanması İçin Gerek- lilikler, Akreditasyonun Önemi ve Faydaları, PE Alt Yapı Sistemlerinde Standardizasyon ve Çözüm Önerileri” gibi boru sektörünün gündemindekienönemlikonularına ışık tutan çeşitli sunumlar gerçekleştirildi. Seminer; alt yapı sistemlerinde yaşanan sorunlar, konusunun tüm ilgili tarafları üretici, kullanıcı, bağımsız deney laboratuarları ve düzenleyicikurumlarıbirarayagetirmesibakı- mından sonderece verimli ve faydalı bulundu. Bu deneyimin önümüzdeki yıllarda da daha geniş katılımla tekrarlanması yönünde idareler özellikle talepte bulundular. Seminerin 2. gün programında, katılımcı idare yetkililerineUGE- TAM tesislerinin faaliyet alanları gezdirilerek, yerinde uygulamalar hakkında detaylı bilgilen- dirilmeler yapıldı. GÜNCEL 34 Tesisat Dergisi Sayı 192 - Aralık 2011 Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Nihat Ergün İstanbul Kongre Merkezi’nde düzenlenen 10. Sanayi Kongresi’nde yaptığı konuşmada Türkiye’yi ithalatçı konumdan çıkarıp üretim ve teknolojimerkezi haline getirmeyi hedefle- diklerini belirtti. Makro ekonomik reformların ağırlıklı olduğu bir dönemden sonra artık mikro ekonomilerin ağırlıklı olacağı bir döne- min eşiğinde olduğumuzu dile getiren Ergün, gerçekleştirilenmakro reformlar ve gerçekleş- tirecek mikro reformların yakalanılan güven ortamınındeğerinidahadaartıracağınısöyledi. Ergünsözlerineşöyledevametti:“Sanayiimize, sektörlerimizeve işletmelerimizekazandıracak olan bumikro reformlardır.Bugün Türkiye 140 milyar dolarlık ihracat yapan ve bu ihracatın yüzde 95’ini sanayi ürünlerinden oluşturan bir ülkedir. Bu ürettiğimiz ürünlerin üretimine devam ederek ihracatımızı 500milyar dolara çıkarmayı mümkün görmüyoruz. 500 milyar dolar ihracat demek yeni ürünler, yeni üretim teknolojileri ve rekabet gücü yüksek bir ülke demektir. Ülke olarak yüksek rekabet gücünü ucuzhammadde,ucuzenerjiveucuz işgücünde bulamayız.Bizim içinbunlargeçilmişalanlardır. Rekabetgücünüeğerburalardaararsakboşuna aramışoluruz.Türkiye’deucuz işgücü,enerjive hammaddeolmayacak.Bizdençokdahaucuza adam çalıştıran, nüfusu çok daha kalabalık ülkelervar.Hammaddeyibizdençokdahaucuza temin edenülkelermevcut.Enerjiyibizden çok daha ucuza alan ve enerji kaynaklarına sahip ülkeler bulunuyor”. “Türkiye’de Ucuz İş Gücü, Enerji ve Hammadde Olmayacak” olmasının alınanmesafeyi gösterdiğini ifade eden Ergün şunları söyledi: “Girişimciliğe önem vermek toplumda daha fazla girişimci olmasını temin etmek mecburiyetindeyiz. Bu nedenle KOSGEB ve üniversiteleri bütün gücümüz iledestekliyorvegirişimcilikeğitim- lerine,girişimciolmak isteyenleredesteklerin önünü açıyoruz.” “Türkiye’dekikamudesteğiyurtdışında referans sayılıyor” Dışarıda sattıklarımalı, Türkiye’de satamayan firmalarolduğunuvurgulayanErgün;“Kamuda kendi geliştirdiğimiz yeni teknolojileri kullan- mama alışkanlığı var. Kamu olarak Ar-Ge ça- lışmasınıdesteklemişiz; sonundaürün çıkmış; bu firmakamu ihalesinegiriyor;kamuotoritesi bazen, ‘İş bitirme belgesi var mı, sen bunu kime sattın’ diyor. ‘Biz bunu yeni geliştirdik. Beni destekleyen de devlet’ deniyor. ‘Yok, sen bunu dünyanın başka yerlerinde el aleme sat, sonrabizbakalım.Ozamangelebilirsin’diyorlar. Kamudaki bu yaklaşımın değişmesi lazım. En azındanüreteneengelçıkarma.Onun işbitirme belgesi,kamununonunAr-Ge’sinidesteklemesi olsun. Geçen yıl kamunun desteklemiş olduğu teknogelişimsermayesindekigençlerlebirara- yageldik.Onlardanbiriçok ilginçbirşeysöyledi. Tıbbicihazlar ile ilgilibirürününü ihraçetmeye başlamış. ‘Sayın bakanım bizim bu ürünü yurtdışınasatarkenenbüyükdayanaknoktamız Türkiye’dekamununbizedestekvermişolması oldu.Yurtdışındaki firmalarTürkiye’dekamunun Bilim,SanayiveTeknolojiBakanıNihatErgün: NihatErgün Bilim,Sanayi ve TeknolojiBakanı İstanbul Sanayi Odası (İSO) tarafından “Dalgaları Yöneterek Geleceği Tasarlamak” temasıyla 14-15 Aralık 2011 tarihlerinde düzenlenen 10. Sanayi Kongresi’nin açılışında konuşan Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Nihat Ergün Türkiye’de ucuz iş gücü,enerjivehammaddeolmayacağını, rekabetgücünün inovasyon,Ar-Ge, teknoloji,markave tasarımdaaranmasıgerektiğini ifade etti. “Başkalarınınyaptığınınbiradımönüne geçme fırsatıher zaman var” Türkiyeolarak rekabetgücünübilimde, teknoloji- de,Ar-Ge’de, inovasyonda,markave tasarımda, üniversite-sanayi işbirliğindearamamızgerekti- ğini vurgulayanErgün; “Bu konulardabizden iyi olanülkelervaramabusabitbirşeydeğil.Enerji kaynaklarıveyahammaddelerbulunduğuülkele- rinkendisindemevcutamabilgiserbestoluşuyor. Bilimiüretmek, teknolojiyiüretmek;başkalarının yaptığının bir adım önüne geçmek fırsatı her zaman var. Onun için gerçek rekabet gücü üs- tünlüğü bu alanlarda aranmalıdır. Bakanlığımız bualanlaraözelbirmotivasyonlayaklaşacakve ülkemizin rekabetgücününartmasınadoğrudan katkı sağlayacak”. Sadece bu yıl girişimcilik eğitimlerinden yararlananların sayısının 40 bini aşacak GÜNCEL 36 Tesisat Dergisi Sayı 192 - Aralık 2011 buürünüdesteklemişolmasını referanssaydılar dedi” şeklinde konuştu. “100binpatentbaşvurusu ileAvrupa’da ilk sıraya yerleşeceğiz” “Başka ülkelerdeki insanların sahip olduğu imkanları bizim insanımıza da sunabildiği- mizde gerçekten çok daha büyük işler başa- rabileceğine inanıyoruz” diyen Ergün, özellikle sanayicilerimizin kendilerine gerekli şartlar hazırlandığında neleri başarabildiklerini ve gelecekte neleri başarabileceklerini son 9-10 yılda kanıtladığını ifade etti. Ergün: “İnsanımızın önündeki engelleri kal- dırmaya, özellikle genç nüfusumuza her türlü fırsatısunmayabüyükönemveriyoruz.Bakanlık olarak son yıllarda ülkemizin bilim ve teknoloji kapasitesiniartırmak içindeönemliprogramlar yürüttük.2010yılındaAr-Geharcamalarımız10 yıl öncesine göre yaklaşık 3 kat artarak 3mil- yardan 9milyar TL’ye ulaştı. Şu anki rakamlar 2011 sonunda 100 binin üzerinde patent baş- vurusu ileAvrupa’da ilk sıraya yerleşeceğimizi gösteriyor. Patent başvurularında artış hızında da dünyada çok önemli bir noktadayız. Patent sayımız henüz gelişmiş ülkelerdeki gibi değil ama gelişmiş ülkelerdeki patent başvurusu artış hızından daha fazla artış hızına sahibiz. İleri teknolojiliveyüksekkatmadeğerliürünlerin payını yüzde 20’ler civarına çıkaracağız. Bu rakamlar ileülkemiz teknoloji ithalatınıazaltan birülkehalinegeleceğigibi teknoloji ihraçeden ülke olacaktır” diye konuştu. “Birbiriylebağlantılısektörlerinbirbiri- ni tanımaya ihtiyacı var” Asansör firmaları, inşaat sektörü temsilcileri veTOKİyetkililerinibirarayagetireceklerinive güçlübir inşaat sektörüne sahip Türkiye’den bir markanın çıkması için neler yapılabile- ceğini değerlendireceklerini söyleyen Ergün, birbiriyle bağlantılı sektörlerin birbirini daha iyi tanıma ihtiyacı olduğunu sözlerine ekledi. Ergün: “Türkiye’deotomobileve toplu taşıma araçlarınabinensayısındandaha fazlaasan- söre binen insan sayısı var. Türkiye’de çok iyi firmalar var,müthişbir inşaatpotansiyeli de var.Dünyanın her yerinde inşaatlar yapı- yoruz. Ama Türkiye’nin önemli binalarındaki bütün asansörlere bakıyoruz; bir markamız yok. Bu kadar büyük inşaat potansiyelinin olduğu dünyada uluslararası düzeyde neden bir asansör markası oluşturmayalım? Bu markalaşma için neler yapabileceğimizi konuşacağız” dedi. “Herkesdalga geçmeyibırakacak” “Eğer dalgaları yöneterek geleceği tasarlaya- caksak, önce dalga geçmeyi bırakmamız, işi ciddiyealmamız lazım”diyenErgün,özelsektör ve kamunun işine dört elle sarılarak paralel düşünmesi gerektiğini vurguladı. Türkiye’deüniversitelerinbilginin ticarileşmesi konusunaodaklanmasıgerektiğinide ifadeeden Ergün,“Zenginliğingerçekkaynağıolarakbunu görmeye ihtiyacımızvar.Bunugöremezsek,de- ğişim rüzgarlarınıhissetmemişoluruz.Değişim rüzgarlarındankorkupetraflarınaduvarörenler, o duvarın altında kalırlar. Değişim rüzgarlarını bir fırsat olarak görmek lazım. Duvar örmeyi bırakmak, rüzgar gülü yapmak lazım. Biz dalgaları eğer iyi yöneteceksek ve geleceğiona göre tasarlayacaksak, değişim rüzgarlarını iyi okuyacaksak, rüzgar gülü yapmamız, etrafımı- za duvar örmemizden çok daha faydalı bir iş olacaktır” diye konuştu. GÜNCEL 22 Tesisat Dergisi Sayı 192 - Aralık 2011 Şu anda hem kısa dönemde hem de uzun dö- nemdeenerjinindurumunuve iklimdeğişikliğini belirleyecek gelişmeler var. Dünya şu anda büyükbirekonomikkriz ilekarşıkarşıya.Sadece Avrupa’da değil Amerika ve Asya’da da büyü- meninyavaşlaması ile ilgilikaygılarmevcut.Bu kaygılar enerji piyasalarını da etkiliyor. Birçok ülkede 2-3 yıl öncesine kadar enerji ve iklim değişikliği hükümetlerin en önemli konularından bir tanesiyken; şimdi ekonomik kaygılardan dolayı bu konu gündemlerinden düşmeye başladı. Enerjinin daha sürdürebilir kullanımıkonusundabirsürüprojevardıhükü- metlerin gündeminde. Bu projelerin çoğu para gerektiriyorveşuanmevcutpiyasakoşullarında zorprojeler.Şuandaherkesinkafasındaekono- mik kriz var. Ayrıca bu yıl Fukuşima’daki trajik olaydan sonra birçok ülkenin nükleer enerji ile ilgili hesaplarında değişim oldu. Arap Baharı ile Ortadoğu ve Kuzey Afrika’daki son gelişmeler o ülkelerden gelecek olan petrol arzı konusunda bizi önemli kaygılara itti. Şu anda baktığınızda dünyadaki petrol üretiminin yüzde 90’ının üzerindeki bir rakam önümüzdeki10-15yıldaSuudiArabistan, İran, Irak,Kuveyt,Cezayir’den gelecek.ArapBaharı Küresel Enerji Piyasaları nın Analizini Yaptı getirdiğibirşeydir.Amabizbu iyileşmenindaha dahızlanmasını istiyoruzki,enerjidahaverimli kullanılsın, enerjinin çevreye zararı azalsın, enerji arz güvenliği sorunu çözülsün. Ancak 2009ve2010yıllarındahiçolmadıkbirşekilde dünya enerji verimliliği aksine kötüleşti. Bizikaramsarlığa itenbirkonudabirçokülkenin 2011’deki petrol ithalat faturasının çok büyük bir şekilde kabarmasıdır.Mesela şu an büyük birekonomiksıkıntıdaolanAvrupaBirliğiüyesi ülkelerinpetrol ithalatı2010’da280milyardolar civarındayken,buyılbizim tahminlerimizegöre 400milyar dolar civarına çıktı. “Enerji talebinin yüzde 90’ı gelişmekte olanülkelerden gelecek” Şu anki veriler ışığında içinde bulunduğumuz durum pek parlak görünmüyor. Biraz da geleceğe bakalım. İleride, dünyadaki enerji talebinin hemen hemen tamamı gelişmekte olan ülkelere ait olacak. Önümüzdeki 25 yılda küresel enerji talebinin yüzde 90’ı OECD dışı ülkelerden gelecek. Çin’in tek başına enerji talebi bu artışın yüzde 30’undan fazlasını oluşturacak. 2035 yılı itibariyle, Çin ikinci en büyük tüketici olan ABD’den yüzde 70 daha fazla enerji tüketecek. Hindistan, Endonezya, Brezilya ve Ortadoğu’daki enerji tüketim hızı ise Çin’den dahi yüksek seyredecektir. Bu şu demek; bundan sonra Pekin’de, Yeni Delhi’de ya daMoskova’da hükümetlerin enerji sektörü için alacağı kararlar sadece o ülkelerin enerji sektörünüdeğilbütündünyanınenerjisektörünü etkileyecektir.Sizebirörnekvereyim;2009yılı- nakadarÇinkendiürettiğikömürü tüketiyordu. Şimdikömürmadenlerinikapatmakararıaldılar. UluslararasıEnerjiAjansıBaşEkonomistiDr.FatihBirol Dr. FatihBirol Uluslararası EnerjiAjansıBaş Ekonomist i UluslararasıEnerjiAjansı (IEA) tarafındanyıllıkolarakhazırlananveküreselenerjipiyasalarınınmevcutdurumunavegeleceğine yönelik analizler içerenWorld Energy Outlook 2011 raporu tanıtımı 1 Aralık’ta Sabancı Center’da yapıldı. Uluslararası Enerji Ajansı Baş Ekonomisti Dr. Fatih Birol’un enerji sektörü açısından önemli bilgiler aktardığı toplantının detaylarını siz değerli okuyucularımızla paylaşıyoruz. ile hem o ülkelerdeki hükümetlerin hem de o ülkelerin fikirlerinin değişmesi; o ülkelerdeki yatırımların zamanında yapılabileceği ya da üretimin artıp artmayacağı ile ilgili soruları beraberinde getirdi. “2009 ve2010’dadünya enerji verimli- liği kötüleşti” Bugündünyahükümetlerininenerjipolitikaları- na baktığınız zaman en başta enerji verimliliği politikalarını görürüz. Dünya enerji verimliliği her yıl yüzde 1 oranındamütevazı bir şekilde iyileşir. Bu da normal teknolojik inovasyonun Önümüzdeki25 yıldaküreselenerji talebinin yüzde90’ıOECDdışı ülkelerden gelecek.Çin’in tekbaşına enerji talebibuartışın yüzde 30’undan fazlasını oluşturacak. 2035 yılı itibariyle, Çin ikinci en büyük tüketiciolanABD’den yüzde70daha fazlaenerji tüketecek. Hindistan, Endonezya, Brezilya ve Ortadoğu’daki enerji tüketim hızı iseÇin’den dahi yüksek seyredecektir. GÜNCEL 24 Tesisat Dergisi Sayı 192 - Aralık 2011 Çünküçok fazla insanölümünenedenoluyordu vebumadenlerinverimidüşüktü.Böyleolunca Çin toplam tüketiminin sadece yüzde 3’ü için kömür ithaletmeyebaşladı.Oanakadarkömür fiyatları 60 dolardı. Çin kömür ithal etmeye başlayınca 1 yıl içerisinde fiyatlar 120 dolara fırladı.Şunudemek istiyorum;buülkelerinkendi içlerinde alacağı kararlar hepimizi etkileyecek. “Doğalgazaltın çağa girmenin eşiğinde” Doğalgaz piyasalarında son derece önemli değişiklikler olacak. Dünya doğalgaz için altın çağagirmenineşiğinde.Konvansiyonelolmayan doğalgazüretimindeçokbüyükbirartışlakarşı karşıyayız.Rusya’nınbaşınıçektiğikonvansiyo- neldoğalgazınyanısırakonvansiyonelolmayan; kaya gazı, kömür yatağı gazı gibi gazların üretiminde ciddi artışlar var. Bu gazların rolü giderek artacak. 800 trilyon metreküp olarak tahminedilenküreselkaynağınyaklaşıkyarısını oluşturan bu gazlar ile ilgili artık keşifler değil; Amerika, Kanada, Avustralya gibi ülkelerde projeler devam ediyor. Mesela Avustralya’da çok büyük bir proje var.Bu proje bittiği zaman -bizim tahminimize göre 10 yıl içerisinde bite- cek-AvustralyaKatar’ıgeçerekLNG ihracatında birinciolacak.Çin’dedeçokciddikömüryatağı gazı ve kaya gazı ile ilgili çalışmalar yapılıyor. Gazaçok fazlaarzgeliyor.Taleptedeçokbüyük gelişmelervar.Şuanda iklimdeğişikliği ile ilgili dünya çapında bağlayıcı bir karar alınmamış olması ama iklim değişikliğinin ileride bir rol oynayabilecekolmasıdoğalgazıözellikleelektrik santrallerinde akla gelen ilk seçenek yapıyor. Yenipolitikalarsenaryosunagöreyıllıkortalama yüzde 1,7’lik artışla 2035 yılında dünya gaz talebi4,75 trilyonmetreküpeulaşacak.Küresel doğalgaz tüketimi2035yılındaneredeysekömür tüketimine yaklaşacak. Çin kömürde ve petrolde yaptığı sürprizi şimdi doğalgazdadayapacak.Çin’degazkullanımın- dakibüyükartışsonucu2010yılında110milyar Yeni politikalar senaryosunda dünya birinci enerji talebi içinde enerji kaynalarının payları Yeni politikalar senaryosunda küreselbirincil enerji talebi 2009-2035 döneminde%40 artıyor; mutlak olarak doğalgaz talebi en yüksek artışı göstermeklebirlikte petrol en önemli kaynak olmaya devam ediyor metreküpolanyurtiçi talep2035’de500milyar metreküpe ulaşacak. Şu an Çin’de doğalgazın toplam enerji tüketimi içindeki payı yüzde 5. Çok fazlaüretimingelecekolmasıve talebinde güçlü olması doğalgazın altın bir çağa girecek olmasının sinyallerini veriyor. “Doğalgazdaaltınçağ içinaltınkurallar şart” Neden şimdi altın çağa girmiyoruz da, yakında gireceğiz? Yolu tıkayan bir şey var. Konvan- siyonel olmayan gaz çıkarılırken ciddi çevre sorunlarına yol açıyor. Kayayı delmek için kul- lanılan kimyasalmaddeleraktivitenin yapıldığı bölgedekidenizyada içmesuyunukirletiyor.Bu hem Amerika’da hem de Avustralya’da önemli muhalefetler yarattı. Fransa’da önemli kaya gazı rezervleri bulun- duğu biliniyor ama Fransız hükümeti bunun aranmasını bile, bu sorunlar çözülene kadar yasakladı. Ama Polonya’da kaya gazı ile ilgili çalışmalar devam ediyor. Bu sorunlar çözülemezse doğalgazda altın çağa girmemiz ertelenebilir. Ama iyi haber şu ki; eğer hükü- metler isterse ve şirketlerde buna uyarsa bu sorun çözülebilir.Bu sorunmevcut teknolojiler ileminimize edilebilecek sorundur. Onun için bizimhükümetlere tavsiyemizşirketler içinson derece sıkı, iyi şekilde tanımlanmış regülas- yonlar kurmalarıdır. Bunlar yapılırsa doğalgaz içinaltın çağa girilebilir.Şirketlerdoğalgaz için altınçağ istiyorlarsakendileri içinaltınkurallar koymak zorundalar. 2035 yılında 860 milyar metreküpe ulaşan üretimi ile öngörülen dönemde toplam doğal- gaz arz satışına tek ve en büyük katkıyıRusya sağlayacaktır.Petrolvedoğalgaz talebine ilişkin beklentiler büyük ölçüde gelecekteki politika kararlarına bağlı olacaktır. “Çin doğalgazda Rusya’nın en büyük müşterisi olacak” Rusya şu anda dünya enerji sisteminin temel taşıdır.Rusya’nınenerjideneldeettiğiparaeko- nomileri içinoldukçaönemli.ŞuandaRusya’nın enerjideki tek büyükmüşterisi Avrupa Birliği. Ama bu tablo değişecek. Rusya’nın doğalgaz ihracatındaAvrupaBirliği’ninpayıdüşerkenÇin yenibirmüşteriolarakmasayaoturacak.Rusya şu an bir büyükmüşteriye sahipken ileride iki önemlimüşteriye sahip olacak. Rusya için iki müşteriye sahip olmak elini güçlendirecek. Avrupa için rakipmüşteriningelmesidezavantaj yaratacak. Bu Avrupa’nın elindeki kartların azalması anlamına geliyor.Bu da tartışmalara enerjinin ötesinde yeni boyutlar getirebilir. “Nükleerden vazgeçiş sera gazı salım- larınıartıracak” Nükleer enerjinin Türkiye ve dünya için çok önemli bir seçenek olduğunu düşünüyorum. Fukuşima’dan sonra birçok değişiklik oldu ki, bunu saygıyla karşılamak lazım. Fukuşima Almanya ve İsviçre gibi birçok ülkenin fikir değiştirmesinenedenoldu.AmaÇin,Hindistan, Dünya doğalgaz için altın çağa girmenin eşiğinde. Konvansiyonel olmayandoğalgazüretimindeçokbüyükbirartışlakarşıkarşıyayız. Rusya’nın başını çektiği konvansiyonel doğalgazın yanı sıra konvansiyonelolmayan;kayagazı,kömür yatağı gazıgibigazların üretiminde ciddi artışlar var.Bu gazların rolü giderek artacak. BRIEFS FROM IMPORTANT SUBJECTS International Energy Agency Chıef Economist Dr. Fatih Birol Presented an Analysis of the Global Energy Markets The presentation meeting for the World Energy Outlook 2011 Report, which is prepared by the International Energy Agency (IEA) annually and provides an analysis of the global energy markets, was held at Sabancı Center on December 1st. In this issue we shared with our readers, the details of the meeting during which International Energy Agency chief economist Dr. Fatih Birol provided valuable information about the energy sector. We are experiencing developments that would influence the energy sector and climate change in both the short and the long term. Currently, the world is faced with a very serious economic crisis. There are concerns as to a possible recession in growth not only in Europe but in America and Asia as well. These concerns affect the energy markets as well. 22 UGETAM brought together the sector at the seminar titled “Quality Awareness in relation to Plastic Pipe and Infrastructure Systems” The UGETAM “Quality Awareness in relation to Plastic Pipe and Infrastructure Systems” seminar was held in Istanbul between 14-15 December 2011. The first day of the seminar that lasted two days, was held at Titanic Business Hotel. During the seminar, the latest developments, know-how and experience in the pipe technologies, which are very important for the sector, were shared. On the second day of the seminar, the players of the pipe sector met at UGETAM facilities. The UGETAM “Quality Awareness in relation to Plastic Pipe and Infrastructure Systems” seminar which started on 14 December 2011 and lasted for 2 days brought together a total of 225 participants including plastic pipe users, senior level managers, city governments, municipalities, representatives of companies that produce infrastructure material from abroad and from 52 different cities in Turkey as well as TSE, TÜRKAK and numerous universities. Among the participants of the UGETAM pipe seminar were UGETAM Chairman of the Board Prof. Ümit D. Arınç, TSE- Experimentation and Calibration Department Head and Marmara Regional Coordinator Mehmet Hüsrev, Kürşat Özdemir on behalf of TÜRKAK, Prof. Paşa Yayla from Kocaeli University, Prof. Ahmet Koyun from Yıldız Technical University and Gazbir Secretary General Yaşar Çıkış. 30 Minister of Science, Industry and Technology Nihat Ergün: “There will be no cheap labor, energy or raw material in Turkey” Minister of Science, Industry and Technology Nihat Ergün who delivered a speech during the opening ceremony of the 10th Industrial Congress held by Istanbul Chamber of Industry between 14-15 December 2011 with the theme of ‘Designing the Future by Managing Waves’, said that there will be no cheap labor, energy or raw material in Turkey and that competitive power should be sought in innovation, R&D, technology, brand and design. During his speech he made at the 10th Industrial Congress that was held at Istanbul Convention Center, Minister Ergün indicated that their goal is to make Turkey quit being an importer and to turn it into a production and technology hub. Ergün who stated that, following a period characterized by macro economic strategies, they are about the enter an era of micro economic strategies, indicated that the macro reforms that have been made and the micro reforms that will be made would enhance the value of the general feeling of trust in the economy. 34
Made with FlippingBook
RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=