Tesisat Dergisi 184. Sayı (Nisan 2011)

VİZYON yer otelde arazisinde mevcut durumdaydı. Fakat bu alanın büyük kısmı sahil şeridi içerisinde kalıyordu. Sizlerinde bildiği gibi sahiller hiçbir zaman otel işletmelerinin değildir, devletindir. Fakat bu sahiller otel sahiplerine kiralanır. Bu durumda otel yönetimi kiralık alanın altına bir yatırım yapmak istemedi. Otelin ağaçlık arazisinde de yeterli alan mevcuttu fakat ağaçlar ve peyzajdan dolayı boru sermeye çok uygun değildi. Bir de yataydaki kapasite toprak yapısının kuru olmasından, yazın sezonunun uzun olmasından dolayı çok kritik değerlerde kalıyordu bu durumu aşmak için yapılması gereken yatırımda büyük miktarlara ulaşıyordu. Üçüncü alternatif ise piyasada en fazla anlatılan dikey uygulama için kör sondaj uygulanmasıydı. Bu alternatif ilk yatırım maliyeti en yüksek olan alternatiftir. Özellikle bu proje şartlarında, pirinaya karşı tasarrufun yüksek oranlarda olmadığı bir durum için böyle bir yatırım yapmak mantıklı olmayacaktı. Türkiye'de olabi ldiğince dikey uygulamayı böyle orta ölçekli yerlerde tavsiye etmiyoruz. Mümkün olduğunca diğer kaynak alternatiflerini uygulamaya çalışıyoruz. Dördüncü alternatif ise deniz suyunu açık bir sistem olarak kullanmaktı. Saydığımız alternatifler arasında en ucuz kaynak deniz olarak değerlendirildi. Otelin fiziki şartları buna çok müsaitti. Sahille otel arasında hiçbir yapı vs. yoktu, sahil çakıllı ve kazılabilecek gibi görünüyordu. Otelin biraz ilerisinde bir araziden dere akıyordu. Bu dere zamanla buraları doldurmuş. İncelememiz neticesinde yaklaşık 4-5 metrelik bir toprak yapı vardı. Deniz suyu almak için kazmaya müsait olduğunu gördük. İlk yapılan incelemelerde sınırsız ve doğru malzemeler ve doğru projeyle çalışılırsa sorunsuz olan deniz suyunu kaynak olarak kullanmak mantıklı bulunmuştu ve tüm çalışmalar bu alternatif üzerine yoğunlaştırılmıştı. "Dalgıç ekibimiz deniz altı incelemesi yaptı" Denizin suyu, yapısı sahilin yapısı daha detaylı bir şekilde incelendi. Şirketimizin bünyesinde dalgıç ekipleri var, onlarla birlikte bir inceleme yaptık, deniz altının fotoğraflarını, videosunu çektik, boru indirilecek yerin yapısını inceledik. Boruyu nasıl sabitleriz deniz altındaki 94 Tesisat Dergisi Sayı 184 - Nisan 2011 çakıllı yapıyı inceledik. Birkaç kazık ile çakılın ne zaman kayaya geçiş yaptığını tespit ettik. Çünkü borularımızı olabildiğince sert zeminlere tutturmaya çalışıyoruz. Borularımızı sahilin ilerisine ve olabildiğince derine gömmek isteriz fakat bu projede incelemelerimiz neticesinde derinliğin sahilden ayrıldıktan sonra hızla 6 metreye ulaştığı fakat daha sonra bu derinlikte sabit kalarak konuşmamızın başında belirttiğim adalara kadar bu derinliğin aynı kaldığını tespit ettik. Yer yer dalgalardan dolayı bir akıntı oluşuyor ve bu deniz dibinde daha derin yerler meydana getirebiliyor. İki ada ve anakara arasında sular rüzgarların etkisiyle dönüyor. Yer yer görülen bu derinlikler sabit değiller rüzgarla birlikte yer değiştiriyorlar. Bu yüzden borumuzu sabitlemek için bu derinliklere güvenemezdik. Bu yüzden bizde sahilden 30 metre kadar açılmayı uygun bulduk. Buna göre hesaplarımızı yaptık. Dalgıçlardan ve yöre halkından aldığımız bilgilerle kuzey rüzgarlarının çok etkili ve tehlikeli olduğunu örgendik. Adalar normalde batıdan gelen rüzgarı perdeliyor. Doğudan geleni de dağlar engelliyor. Kuzey açık ve o iki adanın arasından hızlandığı için çok fazla akıntı meydana getiriyor. Senede birkaç günde olsa bu rüzgarlar neticesinde denizin altındaki çakıl yapısı değişiklik gösterebiliyor. Eğer önlem alınmaz ise yılda bir defa bile olsa bütün yatırımı karaya çıkartabilir. Bu bilgiler doğrultusunda borumuzu sabitlemek için projemizi yaptık. Müşteriye; suyu nasıl alacağımızı ve nasıl geri vereceğimizi, bunun için sahilde yapılması gerekenleri anlattık. "Maliyet çalışması yaptık ve müşterimize bir rapor sunduk" Tüm bu incelemeler neticesinde otele yaklaşık bir maliyet çalışması yaptık. Sonuçta "yüzde 25-30 kadar tasarruf edebilirsiniz, sorunlarınız çözülür, yaklaşık yatırım şu kadar paraya mal olur, sistem de kendini bu kadar sürede kurtarır sistemin birçok avantajı vardır ama herhangi bir dezavantajı yoktur" diyen ve bu anlattıklarımızdan çok daha fazlasını içeren bir raporu müşterimize sunduk. Otel 70 odalıydı ve kazan dairesinin üstündeki hiçbir odayı kullanamıyordu. Müşteri memnuniyeti gereği, çok zorunda kalmadıkça bu odalar verilmiyordu. Chiller de aynı bölgede olduğu için bu odalarda ses problemi de vardı. Tabi maliyetler hesaplanınca müşteri için o odalar da boş kalmayacaktı. Bunun da etkisiyle yatırım müşteriye mantıklı geldi. "Müşteriye, uygun bir kredi seçmesinde yardımcı olduk" Ayrıca yenilenebilir enerji sistemleri çeşitli kredilerle destekleniyor. Çeşitli bankaların bu konuda destekleri var, çok ucuz faizlerle ya da normal bir faize belli yıl ödemesiz krediler verilebiliyor. Böyle olunca sistem tasarruf ettiği rakam üzerinden aslında kendi taksitlerini ödüyor. 4 - 5 yıl ger i ödemeli planlar var. Burada müşteri uygun bir krediyi kendisi kullandı. Biz kendisine bilgi verdik birisini seçti. Burada deniz ve kazan dairesiyle alakalı iki ayrı iş yürüttük. İşin ilk önce deniz kısmı yapıldı. Müşteri sahile bir kazı yaptı, bunun içerisine ölçülerini verdiğimiz bir yapı oturtuldu. Bu yapıda bir ön filtre suyun alındığı hazne, daha sonra kaba-ince filtre, eşanjör ve pompa bulunmaktadır. Sahile açılan bu yapı daha sonra çakıllarla örtüldü. Sahilin yaklaşık 50-60 cm aşağısında yer almakta ve sahilde de her hangi bir görüntü kirliliği yaratmamaktadır. İçerisinde titanyum eşanjörümüz, deniz suyundan etkilenmeyecek özel bir sirkülasyon pompamız var. Deniz suyunu alıyoruz, titanyum eşanjörden geçiriyoruz. Tabii bunun önünde çeşitli parçaların gelmesini önleyecek kaba ve ince filtrelerden sonra kendini temizleyen bir başka filtre ve daha sonra da canlıların girmesini önleyici çok özel bir aksam var. ısısı alınan ya da ısı atılan bu suyu tekrar denize atıyoruz. "Uygulama işin uzmanları tarafından yapılmazsa kısa sürede sorun çıkar" Deniz suyu düzgün kullanılmaz ise çok zor bir sudur. Zorluğu herkesin bildiği gibi tuzlu olmasından ileri gelmez zorluğu deniz suyunun içerisindeki canlılardan ileri gelir. Eğer uygulama işin uzmanları tarafından yapılmaz ise çok kısa zamanda sistem ciddi sorunlar çıkarabilir. Tesisat sektörü geneli itibariyle bu konudan oldukça uzaktır. Bunu birçok uygulamada da görüyoruz. "Deniz suyunu biz de kullanıyoruz, boru döşüyoruz, deniz suyunu alıyoruz, titanyum eşanjörden geçiriyoruz, sonrada atıyoruz ne var ki " diye yaklaşımlar var. Bu iş aslında bu kadar basit değil. Daha sonra iki ayda

RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=