VİZYON Uzun yıllar, sektörde çalışan değerli tasarımcılarımız çoğunlukla, sayısal yöntemler, simülasyon, modelleme ve optimizasyon çalışmasını yapmamış; elle hesaplayarak, sonuçlar çıkarmış ve uygulamış, gerçek sistemi tanıyan uzmanlardır. BEP-TR Yazılımını hazırlayanların çoğu simülasyon, modelleme ve optimizasyon yöntemlerini iyi bilen ancak gerçek binalar konusunda bilgileri yetersiz olan genç meslektaşlarımız. Bu gençler ile tasarımcıların aynı masada sürekli görüş alış verişinde bulunarak çalışmaları lazım. Yazılımın sağlıklı bir şekilde çalışmaması algoritmanın doğru oluşturulmamasından kaynaklanıyor. Sebebi de ifade ettiğim gibi yazılımcıların gerçek binaları iyi tanımamaları. Tasarımcılar ile birlikte çalişılarak bu problem giderilecektir. BEP-TR benzeri yazılımlar birçok gelişmiş ulkede uygulanıyor. Bu örneklerin algoritma mantığından yararlanabiliriz. Zira sistemler %80 aynıdır. Yurtdışından Gelen Firma Teknoloji Getirsin Fakat Nemalanmasın Son yıllarda, güneş enerjisinden, elektrik üretimi konusu, birçok kişi/firma gibi benim de ilgimi çekti. Üretilen elektriğin, alım garantisi FIT'in en az kW başına 16 Euro cent olması için birçok kişiyle beraber çabaladık. Ancak YEK ile birlikte düşük bir rakam telaffuz edildiğini (10 Euro cent/kW) gördük. Bu durumda birçok uluslar arası firma yatırımdan vazgeçti. Tekrar vurgulamak istiyorum ki, hiçbir zaman yurtdışından gelmiş bir firmanın nemalanmasını istemiyorum. Ama gelmesini; teknolojiyi getirmesi, bizim o teknolojiyi öğrenmemiz, kullanmamız ve kendi teknolojimizi yaratmamız için istiyorum. Yenilenebilir Enerji Kanunundaki yerli üretim konusundaki teşvik son derece isabetli bir karar. Suntek lnternational'da, yerli üretimin gerçekleşmesi yönünde faaliyetlere ağırlık veriyoruz. "Emek yoğun işler yerine katma değeri yüksek olan işlerin peşinden gitmeliyiz. Bunu da oluşturmak inovasyondan, ArGe'den geçiyor." Geçen yıl, güneş enerjisi çalışmalarının istihdama katkısı ve yerli üretimde neler yapılabileceğini gösteren bir tez yönettim. Türk sanayi bu konuda kesinlikle başarılı olur. Yerli üretimin teşvik edilmesinin öneminin biraz daha anlatılması, ne kazanılacağının ve pazarın iyi gösterilmesi lazım. Pazar derken; pek tabi biz sadece Türkiye pazarını değil, çevremizdeki pazarları da düşünüyoruz. Fakat son aylarda Ortadogu ve Kuzey Afrikada yaşanılan sıkıntılar, bu ülkelerde demokrasiye ulaşılamamasından oluşan istikrarsızlıklar, problemler ileriye dönük planları ciddi şekilde etkiliyor. Yine de yılmamak lazım. Türkiye olarak, teknik potansiyelimiz, yetişmiş insan gücümüz, Batı'yla olan ilişkilerimiz, Ortadoğu ve Bağımsız Devletler Topluluğu ülkeleriyle yakınlığımız değerlendirildiğinde, pazardan en fazla pay alacak ülkeyiz. Çalışmalarımızı, sorgulayarak, araştırarak ve doğru sentezleyerek yapmalıyız. Mutlaka nerede ne var araştıracağız, öğreneceğiz, kendi şartlarımızı iyi bileceğiz ve bu şartlarda sentezimizi doğru yapacağız. Kurumsallaşamamak En Büyük Sorun Enerji sektörünün en büyük sıkıntısı kurumsallaşmamadır. Üniversiteler dahil kurumsallaşmayan bir kurum, ancak kısa bir süre başarı gösterebilir, uzun soluklu olamaz. O sebeple kurumsallaşma çalışmalarımı çok önemsiyorum. İkinci-üçüncü nesilden sonra aile şirketleri kurumsallaşmamışsa, yönetimi profesyonellere bırakmamışsa ya bulundukları seviyede kalmış, gelişememiş veyahut da yok olmuştur. Bu nedenle ister aile şirketleri, ister küçük, büyük firmalar olsun, enerji şirketlerinin kurumsallaşmaları lazım. Diğer bir konu da; ekip oluşturmak ve bu ekip içerisinde her kişinin yapacağı görevi doğru tanımlamaktır. Ekip çalışması, güven sorununu da beraberinde getiriyor. Özellikle, birlikte çalışmalarda kurum dışından birileri geliyorsa (mesela ögretim üyeleri, öğrenciler, başka kurumlardan gelenler) doğal olarak bir güvensizlik oluşabilir. O kişiler de gerçekten sorumluluklarının bilincinde değil ise içinde bulundukları proje bilgilerini, o firmanın rakibine iletebilirler. Bu çok yanlış bir yol. Hem ekip elemanları taşıdıkları sorumluluğu iyi algılayacak, bunun hem de onları davet eden kuruluş yetkilileri onlara güvenecek. Bu nasıl başarılacak? Bu tür çalışmalarda, daha çalışma başlamadan hukuksal bir düzenleme, bir sözleşme hazırlıyorsunuz ve taraflara imzalatıyorsunuz. Özellikle çok partnerli AB projelerinde bu hususa dikkat ediliyor. Emek Yoğun İşler Yerine, Katma Değeri Yüksek İşlerin Peşinden Gitmeliyiz Literatür ve patent taramasını sürekli yaparak üzerinde çalıştığımız proje ile ilgili dünyada neler olup bittiğini iyi araştırmak gerekir. Birçok sanayi kuruluşumuz ve üniversitemiz bu yolu iyi kullanarak, katma değeri yüksek üerünler elde edebiliyor ve rekabet güçlerini artırıyor. Emek yoğun işler yerine katma değeri yüksek olan işlerin peşinden gitmeliyiz. Bunu da oluşturmak inovasyondan, Ar-Ge'den geçiyor. Daha iyi ve daha yüksek kalitede bir işi, bir ürünü ve bir süreci daha hızlı ve verimli nasıl oluşturabilirim? En üst seviyedeki yöneticilerin hedefi doğru gösterip inanması, izlemesi gerekir. Proje süresince, ölçme, değerlendirme ve buna göre devam etme önemlidir. Bunlar yapılmadığ ı nda, katma değeri yüksek ve inovatif özelliklere sahip bir sonuç eldilemiyor. "Ben hiçbir zaman yurtdışından gelmiş bir firmanın nemalanmasını Kurumların içinde eğitimler ve sosyal toplanistemiyorum. Ama gelmesini; teknolojiyi getirmesi, bizim o teknolojiyi tılar oluyor. Biz de Suntek lnternational olarak öğrenmemiz, kullanmamız ve kendi teknolojimizi yaratmamız için bu tür faaliyetlerin düzenlenmesinde yardımcı istiyorum." olacağız. 126 Tesisat Dergisi Sayı 184 - Nisan 2011
RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=