Tesisat Dergisi 183. Sayı (Mart 2011)

GÜNCEL istiyorsunuz ama diğer yandan İran ya da Rusya ile çok yakın çalışıyorsunuz' denirdi. Türkiye başarılı bir dönem geçirdi. Bunun da kaynak çeşitlendirmesine çok büyük katkısı oldu. Hazar konusunda bazı yanlış anlaşılmalarla karşılaşıyoruz. Türkiye Hazar konusuna 'Ben buradan çok büyük menfaatler elde edeyim' düşüncesiyle girmedi. Türkiye'nin bölgenin hem ekonomik açıdan hem siyasi açıdan bağımsızlaşmasına destek vermek için çok yoğun bir çabası oldu. Sayın Özal ile başlayan ve Sayın Demirel ile devam eden bu politikada; biz o ülkenin bağımsızlığı için ekonomik gelişmenin çok önemli olduğuna inanıyorduk. Diğer yandan da pazar ekonomisi ve demokratik gelişmeleri teşvik etmek gerektiğini düşünüyorduk. Demokratik gelişmeden kasıt, batı tarzı demokrasi olmasa dahi hiç değilse hukukun üstünlüğü yönünde adımlar atılmasıydı." Türkiye'nin, bu çabalarının sonucunu alarak çoklu kaynaklara ulaşır vaziyete geldiğini söyleyen Yiğitgüden: "Hem Bakü -Ceyhan hattı ile hem Güney Kafkasya boru hattı ile doğalgaz getirdik. İki noktada; hem Kuzeydoğudan hem lrak'tan petrol girişi sağladık, gazda da ilk başta sadece Batı'da Trakya'dan gaz girişi var iken Samsun'dan Mavi Akım devreye girdi. Doğubeyazıt'tan gaz girişi oldu. Silivri'deki gazlaştırma tesisine ek olarak Çolakoğlu gaz tesisi kurdu. Ümidim odur ki Irak gazı da bunu destekleyebilecek ve Türkiye'nin kaynak çeşitliliğine çok önemli bir katkıda bulunan yatırım olacaktır" dedi. 90'Iı yılların sonlarında Mavi Akım konusunda yapılan tartışmalar ile ilgili Yiğitgüden şöyle dedi: "Neredeyse Mavi Akım üzeri nden Türkiye 'nin satışının yapıldığı yönünde bir savaş yürütüldü. Gaz Samsun'a geldiği takdirde Türkiye bunu satın alacaktır dedik. Tüm finansman, teknik sorunlar ve her şeyi çözmek zorundasınız ama ben Türkiye'nin uzun vadede önemli bir fayda sağladığına inanıyorum. Olay, biraz da siyasi idi. Şu anda bir uluslararası kuruluşta görev yapan ozamanki Amerikan Dışişleri Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı toplantıda bana, Rusya'ya bağımlılığın azaltılması veya artmasının değil birebir Türkiye ile Rusya arasında gaz bağlantısı kurulmasına karşı çıktıklarını kendisi söylemişti. "Gürcistan üzerinden doğalgaz hattını yapsaydınız biz hiçbir şeki lde buna karşı çıkmazdık" diye bir ifadesi olmuştu. Sayın Büyükelçi de, o zaman Bakü - Ceyhan müzakeresi sürerken benim, 24 Tesisat Dergisi Sayı 183 - Mart 20 11 Hazar'dan gelen doğalgaz ve Avrupa'ya doğalgaz taşınmasıyla ilgili projeler konusunda fazlaca faaliyet göstermeme şaşırdıklarını hala ifade ediyorlar. Ama Türkiye üzerinden ne kadar çok gaz geçerse arz güvenliğine o kadar fayda sağlayacağını düşünüyorum. Yalnız biz başlangıçta ana hat olarak, Yunanistan, Makedonya, Arnavutluk, Hırvatistan üzerinden Avrupa'ya gidecek olan hattı düşünmüştük. Gerek Yunanistan üzerinden İtalya'ya giden gerekse de şu anda Nabucco ismini alan hat, tali hat olarak düşünülmüştü. Sebebi de İtalya'da pazarın çok yoğun bir rekabete sahip olmasıydı". İran Yüzünden Piyasa nın Libera lleşmesi Durdu Doğalgaz kanununda öngörülen özelleştirme stratejisinin hala belirsiz olmasının nedenlerinden birinin de İranlılar olduğunu düşünen Yiğitgüden sözlerine şöyle devam etti: "Bütün olay, bu anlaşmazl ık süreci içerisinde, İranlılar'ın 'sizde piyasa liberalleşiyor, biz de kendi boru hattımızı yaparız' şeklinde Acem küstahlığı göstermeleri sonucunda oldu. Enerji Bakanl ığı da bundan çekinerek libera l leştirmeyi durdurdu ve transit rejimin gerçekleşmesini askıya aldı. Yetki tekrar bakanlığa geçti. Artık hepiniz işin içindesiniz, Bakü - Ceyhan ve diğer gaz hatlarının nasıl yapıldığını biliyorsunuz. 15 - 20 yerden müsaadeler alınması gerekiyor. Bunun dışında yüz binlerce sorun var. Yani İran'ın tavrı hiçbir şeki lde gerçekçi değil. Türkiye'nin denetim desteği olmadan, bir transit boru hattı döşemek mümkün değil. Ama biz ne yazık ki İran'ın bu tavrı sonucunda bir transit rejim sahibi olamad ık. Liberal doğalgaz boru hattı piyasası, bir hab olmak istiyorsak olmazsa olmazlardandır. Çünkü bir tekel piyasasının hab şeklinde çalışması mümkün değil. Sonuçta o piyasada; saatlik, günlük, haftalık, aylık, yıllık ticaretler yapılacak. Onun için sizin gaz ticaretini teşvik eden bir mevzuat ortaya koymanız lazım. Dolayısıyla bu hususun, doğalgaz kanunu değişikliğinin beklendiği bu günlerde dikkate alınması lazım. Eğer BOTAŞ'ın peşinden gidip, onların istediği gibi bir kanun yapacaksak, ozama nTürkiye'yi gaz alanında bir hab yapacağız iddiasından vazgeçmek gerekiyor". Yiğitgüden çapraz sübvansiyonun bu sektör için olumlu olmadığını düşünürken Türkiye'de elektrik kullanımının pahalı olması konusunda Doç. Dr. Yurdakul Yiğitgüden ETKB Eski Müsteşarı - Uluslararası Enerji Danışmanı şunları ifade etti: "Uluslararası Enerji Ajansı'nın rakamlarına bakıldığında ortada olan durum şu: Türkiye'de konutlar ucuz elektrik kullanırken sanayi pahalı elektrik kullanıyor. Eğer bu piyasa serbestleşirse çapraz sübvansiyonlar kalkarsa üretici otomatik olarak büyük tüketiciye daha uygun fiyatta elektrik satacaktır". Şimdiye kadar hiç kimsenin bahsetmediği bir konuya değinmek istediğini söyleyen Yiğitgüden şunları belirtti: "Herkes Türkiye'nin yurtdışına bağımlı olduğunu söylüyor. Hiç kimse çıkıp da taşkömürü sektöründeki duruma bakmıyor. Türkiye, taşkömürünün yüzde lO'nunu üretiyor, yüzde 90'ınını ithal ediyor. Bu durumun ortadan kalkması için çok fazla çaba olduğunu da söyleyemeyiz. Zaten 2003, 2004, 2005 yıllarının rakamlarına baktığınızda olayın çok daha kötüye gittiği ni görürsünüz. Zonguldak havzasında rödevansta çalışan özel sektör firma ları devreye girdi. Onlar üretim artışını biraz düşürdüler. Şimdi iki önemli husus var: 11 milyar kilovat saatlik üretim potansiyelimiz var. Bunun yüzde 32'si işletmede. Kamu eliyle yapılan kömür üretimiyle bu fiyatlarla piyasada rekabet edilecek elektrik üretmek mümkün değil. Bu sene taşkömürü kurumu için bütçeye konan sübvansiyon 294 milyar dolar. Her yıl eline de yatırım için 5tri lyon veriliyor ama hiçbir gelişme yok". "!sıtmada Güneş Enerjisi Kullanımı Şart Olmalı" Yiğitgüden, rüzgar enerjisi konusundaki görüşlerini ise şöyle açıkladı: "Rüzgar enerjisinde 20 bin megavat hedefine, sisteminin bu şekilde çalışması durumunda biraz zor ulaşılacağına inanıyorum. Eti'nin yatırım yapması lazım. Jeotermalde 600 megavat elektri k hedefi, ger-

RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=