Tesisat Dergisi 18. Sayı (Kasım-Aralık 1995)

noktaların başında, tesisat mühendisliği sektöründe uzman mühendislik ve müşavirlik hizn1eclerinin yararları ve bu alanda güçlenmenin gerekliliği gelmektedir. Eğitim kurumlarında tesisat konusunun, özellikle makina mühendisliği bölümlerinde, geniş anlamlı bir uzmanlık dalı olarak yerl eşmesinin önemi, egıcım programlarında uzmanlaşmaya yönelik olanakların arccırılması, yüksek lisans aşamasında tesisat mühendisliğinin uzmanlık dallarının vurgulanması, işe alınırken uzmanlığın sorgulanması, eği cimin okul sonrası uygulamada da sürekliliğinin sağlanması, profesyonel mühendislik hizmeclerine yönelimin ve bunların denetiminin gerekliliği, bu yapılırken hizmetlerin ve profesyonelliğin değerlendirmesine alınacak esaslara duyulan ihtiyaç, üzerinde hem fikir olunan konuların genel haclarını çizmektedir. Ülkemizde cesisac mühendisliğ i sektöründe, ilgili mevzuatın gençleştirilmesi, uluslararası kabul gören hizmetleri destekleyecek, yurcdışındaki çağdaş standart ve yapı kodlarına benzer bir yap ılaşmanı n gerekli liği üzerinde durulmuştur. Bu fikirler carcışılırken, uygulamacılar, ilgili dernekler ve Ti.irk Standarcları Enstitüsü (TSE) yaklaşımları arasında farklılıklar belirmiştir. Ülkemizde bu alandaki çalışmaları ile yegane yetkili kurum olan TSE'nin takdire değer çabalarını n günümüz şartlarında, çağdaşlık ve kapsamlılık açısından daha yeterli sonuçlara yöneltilmesi önerilmiştir. Bu durumda, TSE ve ona destek verecek iscer birey, iscer dernek, ister oda olsun, herkesin yetki tart ı şmalarına fazla dalmadan, bu alandaki eks i kliği gidermeleri ge re ktiği konusunda anlaşma sağ lanmış cır. Toplumun cesisac mühendisliği hizmetlerinin ne olduğu ve bunların vazgeçilmezliği açısından bilinçlendirilmesine ve tesisat-hayat ilişkisinin güçlendirilmesine ihtiyaç duyulduğuna karar verilmiştir. Sektörde, tüketici haklarının korunması, üretim ve hizm etlerde sorumluluğun yerleşcirilmesi, yapabilirlik sigortası sisteminin gerçekleştirilmesine yönelik düşünceler iletilmiş, hizmetlerde denetim ve kontrolün de bu yükümlülüğü paylaşması istenmiştir. Sektör hizmeclerinin sağlıklı yürümesini sağ layacak etik kuralların belirlenmesi, ihale sisteminde olabilecek yasal değişikliklerin ticari kurumların yanı sıra profesyonel sorumluluk hizmet kurallarına uygun yapılması doğrultusunda fikirler belircilmişcir. Tesisat sistemlerinin işletmeye alınmasında uzman hizmeclerin yecersizilği vurgulanmış, ürün ve hizmetlerin duyurulmasında iyi h azırlanm ı ş dökümancasyon eksikliği gündeme getirilmiştir. Ülkemizde sektöre yönelim araşcıcmagel işc irme (AR-GE) çalışma ları nın yetersizliği ve bunların nedenleri üzerinde durulmuş, üniversite endüstri ilişkilerinin gelişcicilmesinin, sadece AR-GE'de kısıtlı kalmamak üzere birçok yararı olacağı kabul edilmiştir. Uygulamada teknolojik gelişmeler ve bilgisayar destekli mühendislik hizmetlerinin yaygınlaşmasının önemi, bu alanda yapılması gerekenler, ileri ülkelerin bu alandaki birikimlerinden yararlanmanın önemi tekrarlanmıştır. Anayasal kuruluşlar olan odaların, öncelikle bilim ve teknoloji kurallarına bağlı olmak üzere, sektöre[ görevlerini üniversite, araştırma kuruluşları, bilim teknik kurumları ve özeliikle ihtisas dernekleri ile eşgüdüm ve iş birliği çerçevesinde yürütme zorunlu lukları belirtilmiştir. Sektörün ve sektöre yönelik kuruluşların yaptırım güçlerinin ye t ersiz li ği, kamu kesiminde hizmet veren görevli meslektaşların uygulamada hizmet veren meslektaşlardan kopukluğu, devletin uygulamadaki yapıcı çalışmalara teşvik ve desteğindeki nedeni anlaşılamayan eksiklikleri tartışılan konular olmuşrur. Kongrenin sonunda, kat ılımcıların talepleri ve destekleri doğrultusunda Yapı Teknolojisi Tesisat Mühendisliği Danışma Konseyi kurulmuştur. Böylece, kuruluşların birbirlerini tanıyıcı önlemlerin alınması, sektörde ulusal politikaların belirlenmesi, TESiSAT DERGiSi SAYI 18 kamuoyunun sektör hakkında bilgilendirilmesi, bilgi ve teknoloji alış verişini kolaylaştırıcı ortamların yaratılması, finansman kaynaklarının oluşturulması ve çalışmaları n daha organize hale getirilmesi amaçlanmıştır. Bu konseyde, odanın ve sivil toplum kuruluş temsilcilerinin bir arada çalışmaları sevindiricidir. Bu konsey nezdinde doğacak yaptırımlar yararlı olacaktır, ancak tüm katılımcıların kongrede edindikleri tecrübeyi hizmetlerine yansıtabilmeleri için bireysel bilincin de önemi unutulmamalıdır. Kongrenin oluşumunu incelediğimizde, hakedilmiş bir başarıyı görmekteyiz. Ancak, gelecek kongrelerin daha iyi olmasına yönelik önerilerimizi, birkaç noktada ele almak yararlı olacaktır. Bu bağlamda genelde organizasyona bakarsak, kongre ve serginin 5 gün sürmesinin katılımcılar tarafı ndan biraz uzun bulunduğunu söyleyebiliriz. Özellikle zaman kısıtlılığından yakınan uygulamacılar için, konrenin 5 gün yerine mesela 4 gün, daha kısa ama daha yoğun bir şekilde gerçekleşmesinin uygun olacağı düşüncesi yaygındır. Panel ve oturumların sayılarının arttırılması ve bunların paralel saatlerde gerçekleştirilirken katılımcıların tercih kullanmaları daha yararlı olabil ir. Ancak bu yapılırken, sayısı artsın diye bildiri ve konuşmaların nicelikleri düşürülmemelidir. Bunun için de, düzenleme kuruluna tüm sektör katılımcıları olarak destek verilmelidir. Panellere göz attığımızda, konularının ülke şartlarında iyi seçilmiş olduklarını görmekteyiz. Ayrıca panel konuşmaları ve izleyenlerle konuya yönelik tartışmalara verilen 2.5 saat yeterlidir. Ancak dikkat çeken nokra, panelistlerin birbirlerinin konuşmalarından biraz habersiz olmaları, bu yüzden konunun dağılabildiğidir. Ayrıca soru sorma esnasında tekrara kaçıldığı gözlenmiştir. Bu durumda, panel yöneticilerinin panelistlerin konuşmaları ve görüşlerinden genel hatları ile haberdar olmaları, böylece daha hazırlıklı şekilde tartışmayı yönlendirmeleri yararlı olabilecektir.

RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=