Tesisat Dergisi 18. Sayı (Kasım-Aralık 1995)

"AB'nin getirdiği ve ekonomik faaliyetleri ciddi şekilde etkileyebilecek çok önemli bir konu var. Rekabetin artmasının iki önemli etkisi olarak geçmişteki her bir işletmenin geçmişe göre pazar payı ve kar marjı kaybı yaşaması beklenebilir, beklenmelidir. Her ikisi de işletmelerin kaynak yaratma gücünü azaltıyor. Ancak Gümrük Birliği rekabeti getirdiği için tüketiciyle, pazarlama kanallarıyla ilişkilerinizi düzenlemeniz, sınai tasarım ve yatırımları öngörmeniz için eskisine nazaran daha fazla kaynağa ihtiyacınız var. Bu durumda eskisine göre daha fazla kaynağa ihtiyacınız varken eskisine göre daha az yaratma gücüne sahip olacaksınız." dönemlerde koruma nedeniyle pazara giremedikleri için teknolojiyi üreticilere lisans yoluyla satıyorlardı. Ama şimdi koruma kalktı. Türk pazarı açılıyor ve Türk pazarında oyunun kuralları Avrupa'daki gibi oynanıyor. Dolayısıyla teknoloji sahipleri buraya direkt ihracatla gelecekler ya da gelip üretecekler. Yani üreticilere teknoloji satmayacaklar. Bu durumda Gümrük Birliği içinde teknoloji temini zorlaşacak. Bunun temini ortaklıkla ya da teknolojinizi geliştirmenizle mümkün. Dolayısıyla yabancı ortaklıkların Gümrük Birliği içerisinde hızla artması bekleniyor. Artık tüketiciyi koruma kanunumuz var. Tüketiciyle olan ilişki l erimiz tamamen değişiyor, rekabete dayalı bir üretici-tüketici veya satıcı ilişkisi oluşuyor. Aslında Gümrük Bi rliğ i'nin get irdiği ti.im kanunlar rekabet ortamını yaratmak için çıkarılmıştır. Bir de teşvik mevzuatımız Avrupa Birliği teşvik mevzuatına uygun hale gelecek. Bu demek değil ki, teşvikler kalkacak. Avrupa Birliği'nde çok ciddi teşvikler var. AB, 1993 yılında 100 milyar dolarlık teşvik yapmış. Bugün TUrkiye'nin milli geliri 150 milyar dolar. AB'de teşvikler direkt nakir olarak yapılmıyor. Gümrük Birliği'nin getirdiği fırsat ve risklerden de biraz bahsedelim. AB'nin getirdiği ve ekonomik faaliyetleri ciddi şekilde etkileyebilecek çok önemli bir konu var. Rekabetin artmasının iki önemli etkisi olarak geçmişteki her bir işletmenin geçmişe göre pazar payı ve kar marjı kaybı yaşaması beklenebilir, beklenmelidir. Her ikisi de işletmelerin kaynak yaratma gücünü azaltıyor . Ancak Gümrük Birliği rekabeti getirdiği için tüketiciyle, pazarlama kanallarıyla ilişkilerinizi düzenlemeniz, sınai tasarım ve yatırımları öngörmeniz için eskisine nazaran daha fazla kaynağa ihtiyacınız var. Bu durumda eskisine göre daha fazla kaynağa ihtiyacınız varken eskisine göre daha az yaratma gücüne sahip olacaksınız. Rekabet ortamının oluşmasında en önemli problem bu. İkincisi mamul teknolojisi transferindeki zorluklar konusunda karşımıza çıkıyor. Gümrük Birliği'nin TESiSAT DERGiSi SAYI 18 getirdiği fırsatlara bakacak olursak, ithalat yoluyla mamul gamının tamamlanması ihtimalini gündeme getiriyor, çünkü irhalat kolaylaşıyor. Dolayısıyla bugüne nazaran nihai mamulleri daha ucuza getirme imkanımız doğacak. Ekonomiye ve her sektöre belli bir istikrar gelecek. Çünkü artık Türkiye' de geçmişte bazı konularda ortaya çıkan belirsizlik yok oluyor. 10 sene öncesinde "Gelecek sene ithalat ve teşvik mevzuatı ne olacak?" diye düşünüyorduk. Bir de dünya piyasalarından ucuz girdi temin etmek mümkün olacaktır. Özellikle KİT'lerin kalitesiz, fiyat rekabet gücü olmayan mallar ına mahkum kalmayacağız. Burada çok önemli bir sorun karşımıza çıkıyor. KİT'lerTürk imalat sanayiinin %30'unu oluşturmaktadır ve genellikle girdi imal ederler ve çok önemli bir kısmında hem kalite, hem de fiyat açısından rekabet güçleri zayıftır. Gümrük Birliği ortamında yaşayamayacak, rekabet edici olmayan mamulleri üreten işletmey i kimse almak istemeyecektir. Bu fırsat ve riskler içinde pazarlama ve üretici i şletmeler olarak kaliteye önem vermek zorundayız. Çünkü tüketicinin yanında olan bir sistem söz konusu. Pazarlama, sarış, tüketiciyle ilişkiler, fiyat rekabeti, maliyet, mamul teknolojisi, finansman gücü, yatırım ihtiyacı ve personel de önemli. Tüm bu uygulamalar içerisinde iyileşmeyi sağlayacak olan personele ayrı bir önem vermek gerekiyor. Dolayısıyla tüm işletme l erin bu faktörler açısından kuvvetli ve zayıf yönlerini belirlemesi ve buna göre hareket etmesi lazım. Gümrük Birliği'nin karar metninde yazan resmi tarihi 1 Ocak 1996. Eğer Türkiye teknik çalışmalarda gecikirse Gümrük Birliği'nin gerçekleşme tarihi 1 Temmuz 1996 olacak. Elimizdeki veriler Gümrük Birliği 'nin 1 Ocak 1996'da gerçekleşeceğ i ni gösteriyor. Gümrük Birliği aslında AB'nin lehine. Çünkü biz Gümrük Birliği olmadan tekstil hariç ihracatımızda zaten sıfır gümrükle mal satıyoruz. Bu birliği aslında AB istiyor İspanya, Portekiz, Yunanistan şartlarıyla AB'ne uyum sağlamayacağız

RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=