"Rekabet kanunu aynı sektördeki firmalar arası anlaşmaları ve fiyat seviyelerinde, satın alma ve satış şartlarındaki uyumlu hareketleri yasaklıyor. Yine herhangi bir sektöre hakim konumda olsanız bile bunu suistimal etmeniz yasak. Aynı şekilde birleşme ve satın almaların rekabeti bozucu etkisi varsa veya piyasadaki rekabet şartlarını azaltması ya da daraltması söz konusu ise yasaklanıyor. Bu tür satın almalarda Sanayi Bakanlığı'ndan ve Rekabet Kurulu'ndan onay almak gerekir. Avrupa Topluluğu bunları uyguluyor. Bunlar, Gümrük Birliği'nin 1 Ocak 1996'da gerçekleşmesinin teknik şartıdır. Dolayısıyla bu; işi yapma şeklimizi, düşünce tarzımızı, gelecekteki planlarımızı, projelerimizi etkiliyor." açılmasıdır. Bir de Avrupa Birliği'nin bazı ülkelere tanıdığı tercihli sistemler var. Özellikle Orta ve Doğu Avrupa ülkeleriyle Kuzey Afrika ülkeleri Tunus, Fas, Cezayir, Mısır, Ürdün'den ortak gümrük tarifesini bile almıyor. Ankara Anlaşması'na göre Türkiye, Avrupa Birliği'nin bu ülkelere tanıdığı tercihli rejimi de uygulamak zorunda. Ancak Türkiye tercih tanımayı 5 yıl içinde yapacak. Burada Türkiye'nin bir geçiş süreci var. Dolayısıyla Gümrük Birliğ i 'yle beraber Avrupa Birliği sınırlarının Türk sınırlarını içine alacak şekilde genişlemesinin birinci etkisi AT ile aramızdaki ticaretin korumasız serbest olmasını getirecek. Avrupa Birliği dışına karşı Türkiye aynen Avrupa Birliği'nin uyguladığı dış ticaret rejimını uygulayacak . Do layıs ı yla Türkiye dış ticaret konusunda politika belirleme bağımsızlığını belli ölçülerde yitirmektedir. Bugün Avrupa Birliği dış ticaret rejimini uyguluyor ama karar metnine baktığımızda dış ticaret rejimlerinin statik olmadığını, zaman içinde değiştiğini görüyoruz. Türkiye bu değişikliklere de uyum göstermek zorunda. Çünkü gümrüğümüz tek. Yani ister Fransa'dan, isc~r Türkiye'den girilsin Avrupa'ya girmiş oluyorsunuz. Üçüncü yükümlülük ise Avrupa B i rliği'nde ekonomik faaliyetleri düzenleyen kuralları n Türkiye için de geçerli olmasında yatar. Bu, benim kanaatime göre gümrüklerin kald ı rılmasından daha önemli bir konudur. Çünkü özellikle tesisat sektörüne baktığımızda bugün itibariyle koruma oranının % 10-15 seviyesinde dolaştığını görüyoruz. Esas olarak Avrupa'daki kuralların Türkiye'de uygulanmasının getireceği uyum zorlukları var. Örneğin Gümrük Birliği çerçevesinde rekabet kanunu söz konusu. Ancak şu anda uygulanamıyor. Çünkü rekabet kural ı yok. Ama Gümrük Birliği başlamadan evvel uygulanması gerekiyor. Rekabet kanunu piyasa ekonomisini hukuka bağlıyor. Piyasa ekonomisinin 1980'!erden beri Türkiye'de var olduğunu söylüyoruz ama aslında yok. fESISAT DERGiSi SAYI 18 .. Piyasada rekabeti bozucu başta devletin geti rdiği pek çok uygulama var. Rekabet kanunu aynı sektördeki firmalar arası anlaşmaları ve fiyat seviyelerinde, sarın alma ve sarış şartları ndaki uyumlu hareketleri yasaklıyor. Yine herhangi bir sektöre hakim konumda olsanız bile bunu suistimal etmeniz yasak. Aynı şekilde birleşme ve sacın almaların rekabeti bozucu etkisi varsa veya piyasadaki rekabet şartlarını azaltması ya da daraltması söz konusu ise yasaklanıyor. Bu tür sacın almalarda Sanayi Bakanlığı'ndan ve Rekabet Kurulu'ndan onay almak gerekir. Avrupa Topluluğu bunu uyguluyor. Dolayısıyla Avrupa Birliği "Benim sınırlarım içinde rekabet şartları hukuka bağlanmışt ır." dedi ve biz de kanunumuzu çıkardık, uygulamasına da geçeceğiz . Bu, Gümrük Birliği' nin 1 Ocak 1996'da gerçekleşmesinin teknik şartıdır. Dolayısıyla bu; işi yapma şeklimizi, düşünce tarzımızı, gelecekteki planlarımızı, projelerimizi etkiliyor. Bunun gümrüklerin inmesiyle ilgisi yok. Bir de Avrupa B irliği'ni n fikri sınai mülkiyet yasası var. Herhangi bir malın mülkiyeti ilgili kişiye aittir. Bunun için çaba sarfetmiştir, yatırımlar yapmıştır, onu geliştirmiş büyütmüştür. Örneğin Lacosce bugün dünya çapında çok i.istün bir marka. Sattığı sadece bir cshirt ama kalitesini ispatladığı için ürününü 10 misli bir fiyatla sarabiliyor. Siz rnrnp da Lacoste'un ismini kullanamazsın ız veya herhangi bir mamulü imal ermek için uluslararası fuarları dolaşıp buradaki mamulleri getirip her birinden bir parça alıp taklit erme imkanı da ortadan kalkıyor. Eğer herhangi bir mamulde 7 benzer nokra varsa o mamul taklit edilmiş mamul olarak tanımlanır. Dolayısıyla sınai mülkiyet kanunu çok önemli bir kanun. Buna uyum göstermek radikal sonuçlar doğuruyor. Örneğin ceknoloj in izi kendiniz geliştirmeniz gerekiyor. Gümrük Bi rl iği'nde en önemli problem de mamul teknolojisi transferidir. Çünkü dünyadaki teknoloji sahibi firmalar, Türkiye'nin kapalı ekonomi içinde bulunduğu
RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=