meyilli bir arazide inşa edilen binanın yanında yer almış ise su az veya çok mutlaka binada kendini gösterecektir. Böyle tip inşaatlar inşaat sırasında hafredilerek kesilebilir. Su sadece bina dışından gelmeyebilir, ısı yalıtım derzlerinden, trapez profil metallerin alçak yerlerinden ve yapı kısımlarının ızgaralarından da düşey veya yatay olarak sızabilir. Böyle bir teras çatıda suyun sızdığı yeri bulmak fevkalede güç olur. Akan su bazen birikebilir. Örneğin tıkanmış bir çatı süzgecinde su birikebilir. SU SIZAR ( TOPRAK NEMİ) Su, yüzeylerde olduğu kadar toprak içinde de akarak yapıya dayanırken, bazen akacak kadar yeterli olamaz. Bu durumda nem çok yavaş olarak yukardan aşağı doğru sızmaya başlar ve bu yolda bir engelle karşılaştığı zaman birikir. Kural olarak başlangıçta çok yavaş seyreden ıslanma olayı sonuçta büyük baş ağrıları yaratacak şeki lde büyüyebilir. Biriken suyun bazı şartlar altında uygun bir drenaj sistemi ile binadan uzaklaştırılması ve gerçek bir kanalizasyona bağlanması mümkündür. Döşemede oluşan su birikimini ise aynı sistemle çözmek gerekmez. Basınçlı ve basınçsız her türlü suyu bir koruma katmanı (su yalı tı mı) ile önlemek gerekir. 0 0 Şekil.4 Elektrokines Yolu İle Nem Transferi SU YUKARI ÇIKABİLİR (KAPALARİTE) Suyun bu transfer hareketi olmasaydı bitki ve ağaçlar mevcut olamazdı. Ancak, bir dizi yapı hasarı da olmazdı. Suyun yukarı çıkmasını önlemek için ne yapmalı? Önce olabildiğince küçük çaplı borucuklar ve sonra da boruların iç cidarı tamamen su molekülleri ile ıslanabilen (Hydrofil) bir madde bulunmalıdır. Hydrofilin tersi hydrofob'dur. Hydrofob olarak tanımlanan malzemeler, örneğin yalıtım malzemeleri, tüm malzemelerin tamamen ıslanmasını önler. Yapı malzemesi yüzeyine kadar ısla nmaz, yani suyu tamamen emmez. Buna örnek arkası havalandırmalı sistemlerde açık fugaların gerekliliğidir. Suyun yapı malzemesi tarafından emiliş hareketinde aktif gözenek çapları yaklaşık O, l -0,0001 mm arasındad ı r. O, l mm lik gözenek çıplak gözle görülebilecek s ı nırdadır. Kapiler olarak etki yapan gözenek ve çatlaklar ise genel olarak gözle görülmez. Görülebilen gözenek ve çatlaklar gerilimli su için kapiler emme özelliğine sahiptir. Bu gerilim, suyun yüzey geriliminin suyun adezyon kuvvetine bölünmesi ile borucuklarda ortaya çıkar. Yukarı çıkma yüksekliği (H), borunun çapına bağlı olarak malzemenin aynı özellikleriyle ilgilidir. Kapilarlar (borucuklar) ne kadar küçük olursa H o kadar fazla olur. Büyük borucuklar (O, l mm), küçük borucuklar (0,0001 mm). Doğa yasaları, kapilaritenin çeşitli tezahürlerine neden olarak teker teker çözülmüşle rd ir. Burada en güç olan şey zamana bağlı olarak yükselme miktarının hesaplanmasıdır. Kapilerite sadece suyun düşey olarak yükselmesi demek olmayıp yatay olarak da gerçekleşir. Kapilar su emme özelliği olan seramik malzemede su yatay olarak metrelerce ilerleyebilir. Kapilar olarak düşey doğrultuda yukarı çıkan su birçok yerde görülebilir. Bodrumların tuğla duvarlarında ve sıvalarında bu durum sıkça görülür. Bunun nedeni, bodrum duvarları örülmeye başlanmadan önce bodrum döşeme betonu üzerine bir su yalıtımı uygulanmamış o lmasıdır. ELEKTROKINES (ELEKTRO-OZMOZ) Eğer malzemenin içinde veya sınır yüzeylerinde bir elektrik gerilimi varsa katı malzemelerin küçük gözeneklerinde kalmış olan su akar. Bu sırada su molekülü harekete başlar ve genel olarak (+)kutuptan(-) kutupa doğru yönelir. Bu olay sadece katı yapı malzemelerinde değil bağlayıcılı ve ince kumlu topraklarda da oluşur. Özel bir kaç kuruluş nemlenen yapı elemanlarının elektrokines metodu ile kurutulması sistemini getirmişlerdir (Şekil.2). I Bu çevirinin devamını gelecek ı sayımızda okuyabilirsiniz.
RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=