Tesisat Dergisi 18. Sayı (Kasım-Aralık 1995)

havadaki su buharı nisbeti kışın soğuk havadakinden daha fazla olur, bazı sıcak yaz günlerinde nisbi nemlilik %80-90'Iara çıkarak cildimizi yapış yapış yapar. Bu olay kışın görülmez.) Havanın sıcaklığına bağlı olarak içinde taşıyabileceği su miktarı kesin tablolar halinde bellidir. Bu tablolardan (Tablo 1) her sıcaklık ıçın karşılaşabileceğimiz havadaki su miktarı kolayca bulunabilir. Yeni pencerede ise durum farklıdır. Herşeyden önce kasakanat birleşim yerlerinde yer alan lastik contalar nedeniyle kesin olarak havayı sızdırmazlar. Gerekli olan hava değişimi sadece pencereleri açmak suretiyle gerçekleştirilebilir. Başka bir deyimle, pencerelerde bir miktar hava sızması bazen arzu edilebilir bir durum olmaktadır. (Tercüme edenin notu: Mekanlarda hava değişimini kolayca gerçekleştirmek ıçın bazı camların "vasistas" şeklinde ayarlanabilir olması doğru olur. Unutmamak gerekir ki, küflenmeyi yapan bakterilerin iki büyük düşmanı vardır. Birincisi soğuk iç yüzey oluşturmak, ikincisi ise yüksek nisbi nemlil iğ i azaltacak olan havalandırma.) Ancak hava değişimini sağlayacak olan fugaların olmaması gereken yerler de vardır. Bunlar yapı kısmının kendisidir, özellikle çatı duvar gibi birleşim yerleri. Eğer duvarın kendisinde bir fuga varsa, bu kısımlarda büyük oranda enerji kaybı söz konusudur. Ne var ki, konveksiyon yoluyla nemin taşınması, difüzyon yoluyla olan nem taşınmasından bir kaç kez büyük olup, bazı hallerde düşük değerli m -faktörüne sahip yapı elemanlarında dahi görülür. Bu, şu demektir: Eğer gaz halindeki nemli hava, yapı kısımlarında bir dirençle karşılaşmadan sıcak taraftan soğuk tarafa doğru (dış tarafa doğru) fugalar yolu ile geçebiliyorsa, sınır değerlerine ulaşılması halinde yoğunlaşarak akışkan su haline dönüşür ve bu kısımlarda yoğuşma suyu oluşur. Burada ıse daha önce Şekil.3 Doğadaki ve Yapıdaki Su Transfer Hareketleri 1- Akışkan su (yağmur gibi) 2- Havadaki su buhar/(doymamış) 3- Bulutlu havadaki su (doymuş) 4- Sızıntı suyu 5-Toprak nemi 6- Basınçlı su 7- Kapilarite 8- Difüzyon 9- Yoğuşmo (kondonsasyon) 1O- Konveksiyon yolu ile nem transferi. gördüğümüz gibi sıvı molekülü çok küçük olduğundan yönünü değiştirerek tersine döner ve duvarın iç yüzeyine kadar çıkar. Bazı ekstrem durumlarda eğer yeterli önlem alınmamışsa sağnak yağmur dahi duvarın iç yüzeyine kadar duvarı ıslatır. Su yalıtımı yeterli olmayan teras çatılar, bodrum döşeme ve duvarları gibi yapı elemanlarında çatlak-aralık ve boşluklar yolu ile su öyle bir yerde ortaya çıkar ki, bazen onarım için hiçbir işlem yapmak mümkün olmayabilir. Keza yapı elemanı içinde yükselen su, bazen koruma altındaki tarihi eserlerin restorasyonunda ciddi bir problem olarak karşımıza çıkar. Şimdiye kadar binaların yer üstündeki kısımlarında incelediğimiz su durumuna bakılarak su transferinin binaların sadece yer üstündeki kısımlarında oluştuğu sanılmasın. Su transferi bina içi ve dışındaki her türlü teknik tesiste karşılaşılan bir olay olduğu gibi aynı zamanda binanın toprak içindeki kısımlarını da ilgilendirir. Bina dışındaki tüm teknik tesisler yağmur, kor ve buza maruz olup bunların olumsuz etkilerine karşı korunmalıdır. Birkaç küçük örnekle gösterildiği gibi yaşamsal bir madde olan su, binaya zarar do verdiğinden suyun transfer hareketlerini teker teker yakından incelemekte yorar vardır. Belirli bir eğimin mevcut olması halinde, seviye farkı, sıcaklık farkı ve kısmi buhar basıncı akımı durumuna bakmaksızın doğanın genel kuralı olarak su meyil aşağı akarak kendini dengelemek ister. Bunlar aynı zamanda buz, su ve su buharı transferi için en önemli faktörlerdir. SU AKAR (Bosınşsız ve basınçlı sular) Her miktardaki suyun en önemli hareket türüdür. Çatının tam geçirimsiz olmaması sebebi ile incecik yollardan duvar aşağı akması ile toprak içindeki şiddetli hareketi prensipte aynıdır. Akan suyun yapıya neler yapabileceği 1993 Aralık ayında birçok bodrumu su basması ile bir kez daha görülmüştür. En çarpıcı örnek ise Bonn'doki Schürmann binasında gerçekleşmişti. Ne var ki, hasar olması için her zaman böyle tanınmış bir örnek gerekmez. Her mal sahibi ve her mimar, yapacağı binayı çeşitli yollardan gelecek suya karşı nasıl koruyacağını önceden planlamalı ve gelecek suyu kontrol altında binadan nasıl uzaklaştıracağını düşünmelidir. Su sadece yüzeylerde değil fakat toprak içindeki su geçiren katmanlardan da akar. Böyle bir tabaka örneğin

RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=