çatılar ortak kullanım alanı olduğu için aslında daha çok avantajlıdır. Örneğin asansör, koridor ve merdivenlerin, bina görevlisinin kaldığı dairenin aydınlatılması, ışıklandırılması gibi birçok alanda, çatıya kurulacak güneş enerji sistemi ile ortak mekanların elektrik ihtiyacı karşılanabili r. "Devlet, teşvik sistemi ile yatırımcıları desteklemeli" 1 ki lovatlık enerjinin maliyeti yaklaşık 3 bin avro civarında. Biraz önce bahsi geçen yüksek bir binada örneğin 10 k i lovatlı k bir enerji ihtiyacı ortaya çıkab il ir ve bu da 30 bin avro civarında bir rakama denk düşüyor. Devletin Almanya ve diğer Avrupa ülkelerinde olduğu gibi bu aşamada devreye girip teşvik sistemi ile yatırımcı la rı desteklemesini beklemekteyiz. Dolayısıyla 10 senede kendini amorti eden sistem devlet teşviki ile daha kısa sürede kendini amorti edecek ve ülkemizde yenilenebilir enerji kaynağında elde edilen elektrik miktarı hızla artacaktır. Bankalar yenilenebilir enerji sistemlerini desteklemek içinuygulama kredisi vermektedirler. Yatırımcıya daha cazipgelmesi için bankaların yurtdışından temin edecekleri temiz enerji kredilerini 'iki sene ödemesiz bir destek kredisi' halinde sunmaları durumunda sistemin kuruluşunda karşılanması gerekli olan maliyet yıllara yayılacaktır. "Şirketler bu tür projelere küçük adımlarla başlıyor" Bu her iki projeyi de bir başlangıç olarak görmemiz gerekiyor. Çünkü hem Türkiye'de hem de dünyada şirketler bu tür projelere çok küçük adımlarla başlıyorlar ve yavaş yavaş hareket etmeyi tercih ediyorlar. İlk etapta, "enerji verimliliği sağlanmış bir banka şubesi nasıl I i olabilir7 " sorusuna cevap arıyor ve bu konuda araştırma yapıyorlar, sonrasında ise şube sayısını artırıyorlar. Bu projede asıl kritik nokta şu; TEB elektriği sadece güneşten elde eden bir şube yaratmadı, aynı zamanda verimli cihaz ve aydın latma ürün lerinin kullanılması ile hem enerjiyi doğadan elde ederken enerji tüketimini de düşürmüş oldu. Böylece TEB'in tüm bu işlemler sonucunda yapmaya çalıştığı iki şey vardı, birincisi; o şubenin tüm enerji sarfiyatını düşürmek ikincisi ise; düşük enerji sarfiyatına uygun olarak da enerjiyi yenilenebilir enerji kaynağından almış olmak. Bu projeleri banka açısından bir ön çalışma olarak değerlendirmek gerekiyor. Ama bu ön çalışma neticesinde, önümüzdeki yıllarda belki beş şubeye, sonraki yıllarda ise, hızla gelişerek her yere yayılacak. Ama ilk etapta böyle küçük adımlarla başlanması bana çok doğal geliyor. Bir anda bunu yaymak yerine, önce deneme yoluyla başlanması daha anlamlı olsa gerek. Her şey bir tarafa, bu tarz çevreci uygulamaların kamuoyu nezdinde bankaya sağladığı çok ciddi pozitif bir algı var. Örneğin bizim yaptığımız bu uygulama, 34'ten fazla medya kuruluşunda haber olarak yer aldı. Bence insanların kendine "Neden biz daha temiz ve çevreyi kirletmeyen ürünleri seçmiyoruz7" sorusunu sorması gerekiyor. TEB için yaptığımız mobil ATM uygulamasında bile araç İstanbul'dan çıkıp güneye doğru gidiyor ve orada insanların para çekip yatırmasını sağlıyor ve bunları yaparken de çevreyi kirletmiyor. Bankacılık işlemleri yapan bu aracın altında çok ciddi çevresel bir hikaye yatıyor aslında. "Bankalar artık enerji verimliliğinin peşindeler" Bunların hepsini bir başlangıç olarak değerlendirmeliyiz. Eskiden bir banka şubesi düşünüldüğünde, yatırımcı şubenin en işlek caddede olmasına , bir vitrini olmasına dikkat eder, sistemini iyi kurmak için uğraşırdı. Ancak bankalar artık bunları zaten sağlayabiliyor ve bunlar bir bankanın olmazsa olmazları haline geldi. Şimdiler de ise, bu şubeyi çalıştırırken nasıl daha az enerji harcarız sorusuna yanıt aramaya çalışılıyor. Belki şu an müşteriler için bu çok ciddi bir öneme sahip gözükmeyebilir ama zamanla öneminin artacağına ve müşterilere yansıyan bankacılık giderlerinde düşüş yaratacağına inanıyorum. Aslında insanlar zenginleştikçe, ekonomi geliştikçe, doğada önemli bir karbon ayak izi yaratıyorlar. İstanbul'dan Antalya'ya bile uçarken bir ayak izi yarat ıyoru z. Ancak bu noktada kimseyi ya da hiçbir şeyi engelleyemeyiz. Buna bağlı olarak birçok şirket de bu karbon ayak izini azaltmak için çeşitli çalışmalarda bulunuyorlar. Daha az enerji tüketmenin yolları ya da enerjinin kaynağının nereden gelmesi gerektiği tartışılıyor, yani bu enerjinin kaynağı temiz mi, yoksa kirli mi? Artık bu tartışılmaya Tesisat Dergisi Sayı 178 - Ekim 2010 121
RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=