Tesisat Dergisi 170. Sayı (Şubat 2010)

GÜNCEL Türkiye 'de ilkleri yapan birisi. En önemlisi,e ski T.B.M.M. binasının arka bahçesinde, üzerinde taş kaplı küresel bir kümbet vardır. Bu kümbet harp senelerinde Cumhurbaşkanı ve hükümet üyeler i için zehirli gaz sığınağ ı olarak yapılmış. Sistemin kabulünün nasıl yapılacağı hakkında kabul heyeti karar verememiş. Sığınağın içine değişik hayvanlar konarak dışarıdan sığınak içinde zehirli gaz basılmasında da tereddütler hasıl olmuş. Parumak, "Bu işin kabulü yapıla maz ise, ben zaten öldüm demektir, onun için beni sığınağa koyup kap ıları kilitleyip, içeri gaz basın. Bir süre sonra ben sağ çıkar sam kabulü yaparsınız" demiş. Kabul bu şekilde yapılmış. Sonradan te si sat konu sunun temel taşların dan Vehbi Eksan abimizden de kabulün Parumak'ı sığınağa sokarak yaptıklarını duydum. Vehbi Abi'den bahsedince birkaç hatıra daha dile getirmek gerekir. Esenboğa'ya havaalanı yapılması için bilirkişi olarak araziyi tetkik eder ken, meraklı yaşlı bir köylü yan larına yaklaşıp ne yaptıkların ı sormuş. K öylü, "Beyler, buranı n si si, rüzgarı varken buraya tayyare mey danı yapmazsınız" demiş. Karabük'ün üzerinde hava boşluğu olduğu ve Karadeniz'deki Rus harp gemilerinin top menzilinin dışında olduğu için seçildiğini de, hocam Lütfullah Ulukan'dan dinlemiştim. Vehbi Bey'in Bayındırlık ve İskan Bakanlığı'nda müsteşar yardımcılığı döneminde bir gün ona uğradım. Mesai bitiminden sonra Sıhhiye'de, orduevinin karşısındaki Mühendisler Birliği Binası'na kadar yürüdük. Bakanlığın hukukçu larından çok dertli idi. Bir af kanunu çıktığında, en çok sevinenlerin, masalarında bekleyen binlerce dosyanın yüzlere düşmesinden dolayı temyiz mahkemeleri hakimleri olduğundan bahsetti. Dertli konuya geldi. Kalorifer tesisatı taahhüdü yapan bir mühendisin işinin geçici kabulünde, kabul heyeti hidrometre ve ter mometrenin noksan olduğunu, iki ay sürede nok sanların giderilmesini kabul zaptına yazmış. Bir süre sonra, müteahhit kabul noksanlarını gideremeden ölmüş ve 1/3 gecikme cezası iş lemeyebaşlamış.Müteahhidin varisler iteminat mektubunu geri almaya geldiklerinde tahakkuk eden 1/3 gecikme cezası toplam ı a damların öz var lıklarını aşm ış. Vehbi Abi, konuyu bakanlık hukukçularıyla görüşüp, "Yapacağımız bir şey yok" cevabını aldığı için çok dertlenmişti. 36 Tesisat Dergisi Sayı 170 - Şubat 2010 Geçenlerde bir radyo programında, İTÜ Gemi İnşa ve Denizcilik Fakültesi Dekanı Prof. A. İhsan Akdoğan'dan dinlemiştim. İsviçre'ye gittiklerinde, "Sizde deniz yok ama denizcilik bakanlığı var nasıl oluyor?" diye sordukları zaman adamların cevabı "Sizde de adalet bakanlığı var " olmuş. Firma sahipleri, yabancı firma temsilcileri ve elemanlarının meslekten ve bilgili kişiler olduğunu ifade etmiştim. Domestik kalorifer kazanlarında da çelik boru kullanılmasında ısrarlı olduğumuzdan, bizleri ikna edebilmek için Sabahattin Sunguroğ lu, koltuğunun alt ın da yabancı kazan katalogları ve yabancı sta ndart larla tesisat bürosuna taşınmıştı. ECA'cılar, Ekrem ve Cahit Elginkan ile Kristoforo Moretti, yerli imkanlarla pirinç döküm imalat ya pacaklarını söyleyerek,bun lar ıinşaatlarımızda kullanmamız için her gün karşımızdaydılar. Rafineriler faaliyete geçtikten sonra da, Petrol Ofisi'nden bir emekli general binalarımızda fuel-oil yakmam ız için sık sık bize uğra dı. ECA'n ın, inşaat mühendisi Ekrem ve Cahit 'in E ve C'si, babaları Ahmet Elginkan'ın A'sından ge ldiğini çok kişi bilmez. Elmor 'un E L 'inin Elginkan, MOR'unun K.Moretti 'den geldiği de pek bilinmez. "Tesisat ustalarından çok şey öğrendik" Devrimizin tesisat ustaları da Macarların, Almanların yetiştirdiği çok tecrübeli, bilgili, terbiyeli, ukala olmayan kişilerdi. Bunlardan biri İbrahim Şenkal; Pepeme İbo. Kendi sine u sta diye hitap edemedim, hep İbrahim Bey dedim. Tesisatını yaptığı bir binadan bahsede rken, "Muammer Bey,bu binanın tesisatınıyirmi beş sene ön ce ben yaptım, daha suyu boşalmadı" dedi, yani benim yaptığım tesisatta akma, sı zıntı olmaz diye övündü. "İbrahim Bey,çatıdaki genleşme deposunda buhar laşma kaybı da mı olmaz" dediğim zaman aldığım cevap "Püf! Ben, yaptığım tesisatın imbisat deposuna 3-4 litre yanık yanık yağ, karter yağı döker, suyun hava ile temasını önlerim" oldu. Süreyya Paşa Sanatoryumu 'nun tesi satını ya pan Pa la B ıyık Nuri ve üç kardeşine,y önü doğr u olmadığı için gasil masasını monte ettiremedim. İki yüzü fayans kaplı büyük bir du var yıktık. Ce naze yıkama dini bir t ören olduğu için, ga sil masasının y önünün uygun olması ve gasil ma sasında cenazenin mezara yattığı gibi, başının batıya, sağının kıbleye bakması gerekiyormuş. Ankara'da Diyanet İşleri'nden sordum, Pala Bıyık doğru biliyordu. Meslekten tesisat taşeron firması çok az sayıda idi, bu bakımdan müte ahhitlerimiz usta taşeronlar ile tesisat işlerini götürüyorlardı. Bu yüzden tesisat ustaları ile içli dışlı idik. Onlardan pratik yönden, cihaz montajı yönünden bazı bilgiler öğrendik. Meslektaş taşeronlar arasında Farettin Arel'in Karel Ltd. Şti., Sungurlar, Tokar, İzmir'de Hay rettin Yorgancıoğlu, İstanbul'da birkaç Rum tesisatçı, elektrik işlerinde Adnan Golar ve Hüseyin Arabul'un Emek Elektrik'i sayabiliriz. Tesisat proje bürolarının sayıları da çok azdı. Hatı rımda kalanlar: Orhan Çiner (TİB), Yavuz Sey, Engi n Kenber, FikretTaşangil, Necdet Uran, Turhan Yaşlıca, Selçuk Samu rtaş,elektrikçi Naci Sarısözen, son senelerde Mehmet Turgut'un Şantes'i, devlet dairelerindeki bazı meslek taşlarımız da piyasaya proje yapıyorlardı. O tarihlerde işçi sigortalarına para girişi çok fazla, ödemeleri ise çok azdı. Apartmanlar, iş hanları dispanserler, hastaneler, oteller, inşaat işlerine ayrılan para da Bayındırlık Bakanlığı bütçesi ile yarışacak sevideydi. Tesisat bürosu kadrosu olarak oldukça tecrübeli hale gel miştik. Bilhassa hastane tesisatı konusunda çok iyiydik. Dünya Sağlık Teşkilatı'nın doktor, mimar ve tesisat mühendisi olan üç elemanı, zaman zaman bizlerle mesleki bakımdan temas halindelerdi. Ayrıca çok meşhur İsviçreli bir mimarın (Jean Walter olabilir)eseri olan cebe ci Ankara Hastanesi tesisat cihazları bakımından mükemmel bir okuldu. Ha stanenin ayna t ırnağına varıncaya ka dar bütü ntesi sat malzemesi ithal ma l idi. Hastane çok müteahhit değiştirmişti. En son müteahhit liğini Vehbi Koç, tesi sat işlerini Sami Yazıncılar yapıyor du. Bir de Alman tesisat şantiye şefi Mak. Müh. Pesler vardı. Ankara hastanesinde yoğurt mayalama do labı, süt kaynatma kazanı, tambur g övde etüv, soğuk o da kapıları gibi birçok cihazı kopyalayarak projelendirdik. Yerli mal edinilmesini sağladık. Şantiye şefi Pesler cihazı kopya ettirdiğimizi görünce beni hastane şantiyesinden kovdu. Ondan sonra Bayındı rlık

RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=