oluşturmuştur. Nüfusun yoğunlaştığı yerler, çevrede bir kirlenme ve kirletme kaynağı haline gelmiş, sağlıksız ve hijyenik olmayan yapıların büyük bir hızla üremesi, nüfus artışı ile birlikte göçlerle yerleşim bölgelerimiz yaşanmaz hale gelmiştir. Eğitim: Eğitimde düşünen, tartışan, eleştiren kuşaklar yetiştirilmemiş; öğretmek ve öğrenmek sevdirilmemiş, mesleğe yönelik eğitimde hedefler gösterilmemiş, bilimsel kaynaklar belirtilmemiştir. Yaşam Düzeyi: Teknolojik geriliğimiz ülkemizde hayatın niteliğini etkilemiştir. Yeni yeni sanayileşmeye başlayan bir toplum olmamıza rağmen üretim bilimsel ve teknik kurallara uygun yapılmamış, tüketim malzemeleri dayanıksız, sağlıksız, norm ve standartlara aykırı üretilmiştir. Bu koşullar özellikle yerleşim alanlarında, konutlarda dünya standartlarına uygun olmayan ortamları doğurmuştur. Ayrıca yeterli alt yapı üzerine inşa edilmeyen yapılaşmanın kötü etkileri geçerlidir. Alt Yapı: Kırsal kesimdeki yerleşim bölgelerimizden büyük şehirlerimizin en iyi köşelerine kadaryerleşimlerde gerekli alt yapı elemanları eksik ve yetersizdir. Su, kanalizasyon, elektrik, yol, ulaşım, iletişim, çevre sorunları bu hususta örneklerle doludur. İşsizl ik ve İstihdam: Kırsal kesimde yaşayanlar arasındaki gerçek işsizliğin yanı sıra mevsimlik çalışanların işsizliği, her türlü hizmette zaman içinde çalıştırılmaları, uzmanlaşamamaları farklı anlamda büyük bir işsizlik sorunu ortaya çıkarmıştır. Ayrıca kamu kesiminde HABİTAT il çalışanlarda görülen gizli işsizlik sonucu Türkiye'de verimlilik ve üretimde kalite aranmaz hale gelmiştir. İçinde bulunduğumuz sağlıksız ortam içinde inşaat sanayiinde düz işçi kısa bir sürede serbest sektöre kaymış; tahsil, deneyim, tecrübe ve uzmanlık aranmadan imalatçı, sanayici ve müteahhitlik sektöründe etkili yerlerini almışlardır. Diplomalı mesleki kesimin de durumu bundan farklı sayılamaz. Diploma yetkisi ile bir mesleğe erişenlerin çoğu kısa bir süre sonunda mesleği terkedip başka işlere yönelmiş, kalanlar ise genellikle mesleğine yeter l i önemi verememiştir. Ülkemizde yapabilirlik, sorumluluk, denetim gibi zorunlu kurallar, hizmet sektörü için geçerli kılınmamıştır. Bu sorunları büyük şehirlerin yerleşiminde, yapılaşmasında mimarlık ve mühendislik hizmetlerinde kolayca görmek mümkündür. Yukarıda birkaç başlık altında özetlenen sorunlar çerçevesinde HABİTAT eylem raporu ele alındığında görüleceği üzere öncelikli konuların tesbiti ve eylem programının oluşmasında katılımcı mesleki kuruluşlara önemli görevler düşmektedir. Sonuç: Bir ihtisas derneği olarak Tesisat Mühendisleri Derneği, Avrupa Birliği'ne girme aşamasında ülkemizin geçerli mevzuatını batı standartlarına adapte etmesi ve çağımız yapı teknolojisi biliminin kurallarını uygulaması zorunluluğuna inanmaktadır. Bu amaçla meslekte profesyonelliğin benimsenmesi, hizmetlerde uzman mühendislik yapabilirliği ve sorumluluğu aranması, tüketici ve üretici sigorta sisteminin uygulanması gerekmektedir. Bu amaçla acilen yapı mimarisinde, yapı statiğinde, yapı 9 mekanik ve elektrik tesisatında, alt yapı sistemlerinde, yangın, güvenlik, sağlık ve hijyenik koşulları belirleyen sistemlerde yapı kodlarının imar yasalarımızın temelini oluşturması gerekmektedir.
RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=