Tesisat Dergisi 17. Sayı (Eylül-Ekim 1995)

* Habitat projesinin, 1 . 2. ve 3. dünya ülkelerinde yansımaları başarılı mıdır? Ne gibi sonuçlar alınmıştır? Birbiri ile kıyaslama mümkün müdür? * istanbul'da yapılacak Habitat il toplantısına neden gerek duyulmuştur? Amacı, anlamı, önemi, hedefleri nelerdir? * Habitat nezdinde Türkiye'nin dünyadaki yeri nedir? Sorunları nelerdir? Bunlara şu ana kadar nasıl yaklaşılmıştır? Türkiye'nin kendine özgü durumunda ne yapılmalıdır? Niteliklerin yükseltilmesinde projenin yaklaşımı nasıl olabilir? * Ülke bazında alınacak önlemler, uluslararası düzeyli kıyaslama sonucu, topluma, bireye, siyasi otoriteye düşen görevler nelerdir? Nasıl yapılmalı, nasıl başlatılmalıdır? * Habitat projesinin, Habitat toplantısının hem Birleşmiş Milletler, • hem ülke yönünden önemi nedir? Ülke bazında tanıtım ne gibi yararlar sağlar, ne tür yaklaşımlar yararlıdır? Çok yönlü temsilde birbirine destek ve işbirliği nasıl olmalıdır? Genel olarak HABİTAT projesinin başlangıcından günümüze kadar oluşan süreç incelendiğinde konunun çok büyük boyutlara eriştiği görülür. Özellikle ikinci dünya savaşı sonrası, XX. asrın ikinci yarısında yaşanan evreler soruna olumlu çözümler yanı sıra birçok etmen ve bunlara bağımlı binlerce parametreler ortaya koymuştur. Dünyanın son 50 yıl içinde geçirdiği atom çağı, uzay çağı, bilgi işlem devri ve son olarak girmiş bulunduğu biogenetik mühendislik evresi, şekil ve biçim olarak gelişen teknoloji ile birlikte globalleşen dünya sorunlarına çözüm bulur görünmekte ise de, 21. yüzyıl gelişimi ile karşılaşılacak sorunların büyüklüğü HABİTAT il dikkate alınmalıdır. Hedefleri 21. yüzyılı kapsayan Habitat projesinde belirlenecek ilkelerin zamanla değişeceği aşikardır. Bu denli bilinmeyenler içinde projenin yaklaşımı en doğru ve hiç değişmeyecek odağı "İNSAN" olmasıdır. 21. yüzyıl sonunda nüfusu 1 O milyara ulaşacak dünyanın en iyi amaçlarla barışçı yaklaşımı gene insan olmaktadır. Bu yönleriyle HABİTAT projesi uluslararası düzeyde en önemli bir proje olmak durumundadır. XX. asrın sonunda uygarlığın eriştiği bugünkü düzeyde ülkelerin yaşam kalitesi incelendiğinde büyük farklılıklar görülmektedir. Birçok etmene bağlı bu farklılık doğu ve batı gibi iki ana bölümden öte, ülkeleri geri kalmış ülkeler, gelişmekte olan ülkeler, ileri ülkeler, ileri ülkelerin ilerisindeki ülkeler olarak sınıflara ayırmıştır. Her ülke kendi önündeki ülkeyi yakalama yarışı içindedir. Bu çaba bilim, teknoloji ve ekonomik gibi somut değerlerde açıkça görülür. Somut ve soyut bütün değer yargıları zamanla değişmekle beraber evrenin oluşundan bugüne kadar insan yaşamına dönük temel ilkeler, kalite ve nitelik hedefleri çok farklılık göstermemiştir. Bu nedenle bütün ilkelerin insan yaşamına dönük maddi ve manevi haklarının temel olanaklar üstüne oturtulması, geliştirilmesi gerekir. 3-14 Haziran 1996 tarihleri arasında istanbul'da yapılacak olan Birleşmiş Milletler İnsan Yerleşimleri Konferansı'na (Habitat 11) ev sahipliği yapacak olan ülkemizin Ulusu! Rapor ve Eylem Planı hazırlıklarında elde edilmiş olan "Türkiye'de Yerleşim Sisteminin ve Konut Durumunun Gelişimi" üzerine genel bir değerlendirme raporu incelendiğinde konunun yaklaşım yönünden çok olumlu olduğu görülür. Raporun sonunda açıklandığı üzere öncelikli konular ve Eylem Programı kısmına 8 geçmeden önce bu programın dayanağını oluşturacak projeksiyonları ve genel programlama ilkelerini çok iyi saptamak, analiz ve kriterlerini bütün açıklığı ile ortaya koymak gerekecektir. Katılımcı bir ihtisas derneği olarak Tesisat Mühendisleri Derneğimiz, milli komiteye katılım raporunu sunmuş bulunmaktadır. Genel değerlendirme raporunda özetlendiği üzere görüşlerimiz "bu ülkenin yerleşimlerinde doğanın hava, su, toprak gi bi temel unsurl arı nı n korunmamı ş, ekol ojinin temel bi ri mi ol an enerji bi l inçl i kullanılmamış, çevre kirl i l i ği, yapı i çi enfeksiyon, i ç hava kal itesi , sağlık, hijyenik sorunlar, güvenlik, yangı n, sağlık kural l arı dikkate alınmamıştır." belirlemesinden çok daha geniş bir alanı kapsamaktadır. Bu sonucun nedenleri olarak, bilim ve teknolojiye dayalı bir toplum olmamamız, insan yaşam kalitesini asgari sınırlara ulaştıramamız gösterilebilinir. Gerçekte bu faktörlerin kendi içinde de nedenleri doğru bir şekilde analiz edilmelidir. Bunda yapısal, sosyo ekonomik nedenlerden başlayarak eğitim, nüfus, kültür, sanayi, yapı teknolojisi, alt yapı imkanları, zaman faktörü gibi bir çok etkenler belirlenebilir. Dernek olarak amacımız kendi ihtisasımız çerçevesinde ulusal rapora katkıda bu l unmak olduğundan, yerleşim ve konutlarda nitelik ile kalitenin önemini belirtmek görevimizdir. Bu sonuca etkili ana başlıklar aşağıda özetlenmiştir. Nüfus: Türkiye'nin en büyük sorunu haline gelmiştir. Geniş bir ülke olmamıza karşın mevcut imkanlar, insanları rahat ettirecek olanaklara sahip değil, ayrıca nüfusun ülkede dağılımı da dengesizdir. Kırsal kesimden şehirlere göç, çarpık, yetersiz, alt yapısız yaşanılamaz şehirleri

RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=