Tesisat Dergisi 167. Sayı (Kasım 2009)

TEKNİK BİLGİ % 2'1ik bir paya sahiptir. Bölgesel soğutma sistemlerinin artış oranı ülkeden ülkeye çok büyük farklılıklar göstermektedir. Ancak dünya genelinde son on yılda kurulu güç miktarında (özellikle körfez ülkelerindeki yeni tesislerle) yaklaşık on kat artış yaşanmıştır. 3. Bölgesel ısıtma İle İlgili Yasal Düzenlemeler Bölgesel ısıtma sektörleri için yapılan yasal düzenlemeleri iki farklı ülkeyi ele alarak inceleyebiliriz: Bölgesel ısıtma sistemlerinde öncü olan iki ülke, Danimarka ve Finlandiya, bölgesel ısıtma politikalarında çok farklı yaklaşımlar göstermişlerdir. Her ikisi enerji üretiminde yüksek oranda kojenerasyona sahiptir: Danimarka'da % 53 ve Finlandiya'da % 36 oranında enerji kojenereasyon ile elde edilmektedir. Bölgesel ısıtma her iki ülke için de ısıtma talebinin yarısından fazlasını sağlamaktadır. Finlandiya'daki ısıtma sezonunun çok daha uzun olması ve nüfus yoğunluğunun daha düşük olması, pek çok bölgesinde, bölgesel ısıtmanın ekonomik olmasını sağlamıştır [5). Danimarka açıkça belirlenmiş bir bölgesel ısıtma politikasına sahiptir. Danimarka lsı Tedarik Yasasına göre, belediyeler binaların bağlantı yapmasını zorunlu kılacağı ayrı bölgesel ısıtma veya doğalgaz dağıtım bölgeleri belirleme hakkına sahiptir. Fiyatlar ve yatırımlar yasa ile korunmaktadır ve genelde belediyenin veya toplu yerleşim birimi yönetiminin sahibi olduğu bölgesel ısıtma şirketlerinin kar beklentisi yasal olarak engellenmektedir. Hükümet, bölgesel ısıtma ve kojenerasyonu teşvik etmek için çeşitli teşvik mekanizmaları uygular ve her yerel yönetimin kendi "ısı tedarik planları"nı km 10 yapmalarını sağlar. Yerel yönetimler ve bölgesel ısıtma şirketleri yasa kapsamında güvenilir bölgesel ısı kaynaklarını, bölgesel ısıtmanın bulunduğu alandaki tüm binalar için sağlamaktan sorumlu tutulmuştur. Bölgesel ısıtma şirketleri, sisteme besleyecek oldukları ısıyı orta ve uzun vadeli kontratlar yaparak, kojenerasyon tesisleri veya çöp yakma tesisleri gibi yerlerden rekabetçi esaslara uygun olarak temin eder [6]. Danimarka hükümeti bu zonlama politikası ile verimi artırdığını ve gereksiz altyapı yatırımlarını azalttığını savunmaktadır. Diğer taraftan Finlandiya, bir ulusal bölgesel ısıtma yasasına sahip olmadığı gibi, bölgesel ısıtma fiyatlarını da düzenlememektedir. Yerel ısı tedarik planı veya bölgesel ısıtma alanları belirleme zorunluluğu da yoktur. Bunun yerine, bölgesel ısıtmanın direkt olarak diğer ısı kaynaklarına güçlü rakip olduğu ve pazarın arz ve talebi bu yönde dengeleyeceği felsefesi hakimdir. Prensip olarak bina sahipleri için bölgesel ısıtmadan, bireysel ısıtma veya elektrikli ısıtmaya geçiş pahalı bir seçimdir ve bu yüzden özel bölgesel ısıtma şirketlerinin adil olmayan fiyatlar uygulaması riski mevcuttur. Fakat uygulamada, hükümet ve Bölgesel ısıtma Birliği, şirketlerin adaletsiz fiyat uyguladığını düşünmemektedir. Binalar elektrik, fuel oil veya odun yakmayı tercih edebilirler; zira halen bu üçü toplam hacim ısıtma talebinin % 48'ini sağlamaktadır. Yeni inşa edilen binaların hemen hemen tümü, uygun fiyatlar ve yüksek kalite nedeniyle gönüllü olarak bölgesel ısıtma şebekesine bağlanmaktadırlar. Ayrıca Finlandiya'daki fiyatlar komşu ülkelerin çoğundan daha düşüktür; ortalamada fiyatlar Danimarka tarifelerinden % 40 daha aşağıdadır [7]. D CTR b61geıel ısıtma alını - VEKS b61geHI ısıtma alanı - VF ç:i5p yakma b61g♦HI ısıtma alanı ,-,l.-ç•p_yak_m -,t -eslı -l �I- KEbuharalını ■ KoJenerasyon tulıl ■ AMVAmager elıktrik ımtrııN - h.tım boru hattı ■ HCV H.C. Oerıted elektrik santrali -Btltdl'ye sının ■ AW Avedoere elektrik ıı:ntnıN Danimarka'nın en büyük bölgesel ısıtma şebekesinin bulunduğu Büyük Kopenhag Bölgesel ısıtma Sistemi şeması (Kaynak: DBDH) 1 14 Tesisat Dergisi Sayı 167 - Kasım 2009 Finlandiya ve Danimarka örnekleri bölgesel ısıtma sektöründe arz ve talebi dengelemenin pek çok farklı yolu olduğunu göstermektedir. Fakat yasa yapıcılar ulusal koşulları göz önüne almalıdırlar. Örneğin, Finlandiya modeli yolsuzluğun fazla olduğu yerlerde başarısızlığa uğrayabilir ve benzer şekilde Danimarka modelindeki karsız çalışma zorunluluğu, Türkiye gibi liberalleşen enerji piyasalarında yatırımcı ilgisini ortadan kaldıracak bir girişim olabilir. 4. Sonuç Günümüz koşullarında çevresel ve ekonomik sürdürülebilirliği sağlamada öne sürülen yöntemler içerisinde en makul görüneni, kuşkusuz kombine ısı ve güç ile bölgesel ısıtma ve soğutma sistemlerinin yaygınlaştırılmasıdır. Özellikle son yirmi yılda ülkemizde otoprodüktörlük yatırımlarında gerçekleşen büyük artış, enerji verimliliği konularında devlet teşvik mekanizmalarının her ülkede olduğu gibi ülkemizde de başarılı olduğunun bir göstergesidir. Bunun devamı olarak, tesislerin sadece kendi proses ısı veya hacim ısıtma ihtiyacında değil, ayrıca yakın bölgedeki konut alanlarına ısı sağlamada da kullanılmasının önü açılmalıdır. Enerji verimliliği ile ilgili yakın zamanda yürürlüğe giren düzenlemeler ve yaygın bireysel doğalgaz kullanımı nedeniyle, şimdilik bu sistemlere karşı oldukça az görünen ilgi, gün geçtikçe artmaktadır. Kaynaklar [1J Avrupa Komisyonu, The Renewable Energy Progress Report [21 European Construction Technology Platform [31 Ecoheatcool (EIE/04/110), 2005,www.ecoheatcool. org [41 Ecoheatcool, 2005, EU27, lceland, Norwar, Switzerland, Croatia, Turkey [51 Euroheat and power (2003) [61 Danimarka /sı Tedarik Yasası; Petersen (1 996); Ekonomi ve İş İlişkileri Bakanı (2003); Manczyk ve Leach (1998). [11 Kostama (2003), Finlandiya Bölgesel !sıtma Birliği, Ağustos 2003; /EA (1999); Finlandiya Ticaret ve Sanayi Bakanlığı (2003); Silvonen ve Makela (1991); Transparency lnternationa/ (2003). ■ *Yazan: Yusuf ARSLAN Logstor AS Satış Sorumlusu, Antares Ltd. Şii.

RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=