Tasarım Esasları Büyük şehirlerin simgesel özel yapıları grubunda yer alan kongre, konser, tiyatro, kültür merkezi, sergi salonları ve spor salonları gibi binaların tasarımında mimari çok önemlidir. Bu tür yapılar özgün bir mimari tasarımı gerektirdiğinden tasarımda yaratıcılık ön plana çıkar. Ayrıca şehir planlarına, çevreye uyumu, teknolojik imkanları yapı tesisatı ile de profesyonel, ihtisası gerektiren zor bir tasarım ve imalata dönüşür. Bu yönleri ile tasarım bir ekip urunu olmalıdır. Ancak ekip koordinasyo nunda teknolojik çözümleri bulmak, mimariyi bozmamak esas olmalıdır. Tabiatıyla mimari tasarı mında, teknolojik verileri göz ardı etmesi düşünülemez. • Bahse konu yapıların yardımcı servisleri, bölümleri yapıyı değişik fonksiyonlu çok amaçlı yapı komplekslerine dönüştürür. Özellikle idare bölümleri, giriş ve sergi holleri lokanta, mutfak, büfe, vestiyer gibi servis alanları, garaj,depo,ateiye,teknik servisleri ile yapı sürekli servis veren, boş ve dolu haliyle çalışan yapılara dönüşür. Bu değişken fonksiyonlar çerçevesinde doğru yatırım ve uygun işletmeye dönük çok yönlü ekonomik analizler tasarımda yapılmalıdır. Genellikle yardımcı servislerin, salon tesisatından ayrı müstakil ısıtma, havalandırma ve klima sistemleri ile konforunun sağlanması yararlıdır. • Genelde toplantı salonları, münferit havalandırma ve klima santralları ile ısıtılıp, soğutulur ve iklimlendirilir. Bu uygulamada tek ve çok zone ile değişken hava debili sistemler kullanılır. Çoğu kez müstakil cihazlar ayrı ayrı zanlara hizmet eder. Ancak bu alternatiflerin içinde multizone, dualduct veya reheat tip sistemler proses etüdlerine göre belirlenir. Büyük yapılarda giriş, l o b i v e servis alanlarının ayrı ayrı klimatize edilmesi zorunludur. Bölünebilir salonlarda farklı zanların UYGULAMA kullanılması ekonomik sonuçlar verir. Çok büyük tek hacimlerde (lobi, giriş, atrium v.b.) statik ısıtma, statik soğutma dışında yüklerle değişken birbiri ile kilitlemeli, birbirine destekli klima cihaz ve santralları kullanılabilinir. Ayrıca bu yöntemin seçiminde mimari olanaklar, cihazların fiziki ebatları; enerji kullanımı, talep (demand) ve ayrım (diversity) faktörleri önemli rol oynar. • Yapı kabuğu elemanlarının; servis öncesi mass etmiş olduğu sıcak ve soğuk etkileri kullanım öncesi ön soğutma veya ön ısıtma sistemleri ile giderilmeli, yüzey sıcaklıkları ortam konfor sıcaklıklarının biraz altına getirilmelidir. Bu amaçla düşünülen ön ısıtma ve ön soğutma amaçlı santralları yapının pik yüklerinde konfor sağlayan ana santrallere destek ısıtması veya soğutması olarak yardımcı olurlar. Bu santrallerin kapasite tayinlerinde statik ısıtma ve soğutma süreleri (en az 1 saat) pik yüklerde destek süreleri (en fazla 2 saat) alınarak çok iyi dizayn edilmelidir. Ön ısıtma ve ön soğutma sistemleri extrem dış hava koşullarında kullanılmalıdır. • Yapıların strüktürel özellikleri ve tavan yükseklikleri nedeniyle, iklimlendirmede dış hava şartlarından, tavan aydınlatma yüklerinden oluşan tavan ısı kazanları çoğunlukla tavana yakın düzeyde kümeleşir. Salonun ısı kazancı bu sıcak bölge ile alttaki salon arasında ısıl radyasyonla oluşur. Bu durum kullanılabilir hacim ile kullanılmayan hacim arasında konfor ve konfor dışı zone teşkiline olanak sağladığından uygun dizayn ve hava dağıtım sistemleriyle büyük bir enerji tasarrufu sağlanır. Dikkat edilecek husus hacme verilecek havan ın b u zone altından sıcak hava ile karışmadan belirli yükseklikten veya döşemeden verilmesi, resirküle havanın sıcak zone altından emilmesi; egzoz havanın sıcak zone üstünden emilerek tepe lambalarının soğumasını sağlayarak 20 atılması olmalıdır. Bu sistemle hacmin konfor dışı zan kazanç ve kayıpları ihmal edileceğinden klima santrallerinde ve soğutma guruplarında büyük bir kapasite düşmesi nedeniyle işletme, yatırım ekonomisi, enerji tasarrufu sağlanmış olmaktadır. Kış aylarında salonda az insanın bulunması halinde salonun üst tabakasında iç kazançlar dolayısıyla ortaya çıkan sıcak hava kitlesi de aynı yöntemle fanlar vasıtasıyla emilip egzoz edilmelidir. Tavandaki aplik, lamba ve projektörler bahse konu sıcak hava kütlesinin oluşumunda ve sıcaklığın artmasında etkilidir. Özellikle flüorasanlı aydınlatmada aydınlatma ısı kazancının %50'si, enkodesan lambalarda %53' ü güneş radyasyonunda %77'si busıcak kitlenin yükünü teşkil eder. • Konferans salonlarında insanlar sabit bir noktada sürekli kalmaktadırlar. Bu yönden hacmin iç hava akımlarından kendilerini soyutlayamazlar. Bu nedenle hava dağıtımlarının çok uygun doğru ve yeterli tarzda yapılması gereklidir. Kışın ısıtma nadiren salonlarda sorun yaratır. Ancak girişlerde ve kullanılmadığı sürelerde sürekli ısıtma düşünülmelidir. Uygulamada salonlar lobi ve girişlerden ayrı dizayn edilir. Genellikle salonlarda verilen hava tavandan yapılmakta, aydınlatma ısısını yalayıp ısınarak kullanmazonuna intikal etmektedir. Bu sistemde üfleme sıcaklığı ile oturma kısmında baş hizasına kadar olan etkinlik sıcaklığı önem kazanır. Aksi yönde döşemeden, koltuk altlarından yazın yüksek sıcaklıkta (1 9-20 °C) düşük hızla verilen hava konfor zonunda etkin işlevini tamamladığından tavandan 29-30 °C dönüşümünün bir sakıncası olmadığı gibi büyük bir enerji tasarrufu temini söz konusudur. • Döşemeden verişlerde hava hızının 0.15 m/san. geçmemesi tavandan verişlerde ise oturma düzeyinde 1 .2 m/ san. altında olması gereklidir. Bazı
RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=