Tesisat Dergisi 16. Sayı (Temmuz-Ağustos 1995)

Sorunlar'ın üzerine yoğunlaşmak. Bu yöntem biraz W. Churchill'in "havuza düşen yüzüğünü bulma" yöntemine benzemektedir ama sonuç kesindir. Hikaye şöyledir: Churchill, yüzüğünü havuza düşürünce derhal piposunu havuza daldırıp suyunu boşaltmaya başlar. Yakınındaki birisi gülerek, "Bu yolla arayacağınıza elinizi sokup arasanız daha çabuk bulabilirsiniz" deyince, Churchill boşaltmaya hiç ara vermeden şu cevabı verir: "Ama bu yol garantilidir!" Bu yazının amacı, toplumumuzun Kaynaktaki Sorunları hakkında analiz yapmak değildir. Bu konuya ilgi duyanlara önereceğim bir kaynakta (EKO-LİBERAL POLİTİKA) bunlar incelenmiştir. Bununla beraber, bilişim alanında yapılabileceklerin öneml i bi r bölümünün yapı lamayışına neden olan bir "kaynak" üzerinde d e d urmak gerekir. Bu sorun, toplumumuzun diğer Kaynaktaki Sorunları ile çeşitli bileşikler yaparak bilişim sektörünün -çağın dikte ettiği- normlara ulaşmasını engellemektedir. Bu, "toplumumuzun, sorunlarını bilgi edi nme dışındaki yol larla çözmesi"dir. Bilişimin hammaddesi "bilgi"dir. Yardımcı maddeler ise bilgisayar, yazılım, personel, standartve bu gibi mal ve hizmetlerdir. Bu girdilerin başlıcasını oluşturan "bilgi"ye_ yol açan ihtiyaçların kaynağı, toplumu oluşturan birey ve kurumların çeşitli konulardaki sorunlarıdır. Bu sorunlar "bilgi" ile değil de başka yollarla (rüşvet, aracılık, zorlama ya da aksine boyun eğme, rıza gösterme gibi) çözülmeye başlanınca, bilişimin ana malzemesi ortadan kalkmaktadır. Köylümüz, hayvanının hastalığına veya yeni rastladığı bir tarım zararlısına çare ararken; kentlimiz, TOPLUM işsizliğine karşı bir yeni beceri kazanmaya çalışırken; ev kadını, az bütçeyle yeterli ve dengeli nasıl beslenme yapılacağını ararken bilgi tüketmeye başlarsa, bilişim sektörünün işlemesi söz konusu olacaktır. Bugün henüz tam işlemeyen bir sektörün sorunlarını tartışıyoruz. Sorunlar "bilgi" ile çözülmeye başlanınca, ortaya çıkacak bilişim sorunları bugünkünden çok farklı olacaktır. Bilgisayar kullanan kuruluşlarımızın varlığı, son yıllarda büyük artış göstermiştir. Ancak daha dikkatli bir bakış, bilgi işlem'den hala en büyük yararlanma alanının "sekreterlerin bayramlarda birbirlerine tebrik yollaması", "yazıların daktilo yerine bilgisayarla yazılması", "faturaların basımı", "alacak listelerinin bilgisayarda tutulması" gibi hiçbiri bilgisayarı mutlaka gerektirmeyen işler olduğunu gösterecektir. "Stok kontrolu", "üretim planlaması" gibi etkileyici (adlı) uygulama paketlerinin ise sadece düşük seviyeli modüllerinin kullanıldığı, yüksek seviyeli modüllerinin ise henüz Türkiye'de pazarlanmadığı unutulmamalıdır. Yüksek seviyel i yazılımları profesyonel olarak -ama gerçek anlamıyla-kullanan kuruluşlarımızın sayısı inanılamayacak kadar azdır. Yani, bilgisayarlarla bu denli içli-dışlı yaşayan kuruluşlarımız sorunlarını bi l işim yard ımı yla çözememektedirler. Bunun nedenlerine bakıldığında, bilişim örgütlerinin başa çıkabileceği ölçüde bir seri neden görülecektir. Mikro ölçekte yapılması gereken de bunların çözümü için çaba 9 harcamaktır. Bütün bunlar biraraya getirilince, sağlam bir hareket tarzı olarak 4-5 kişilik bir "özel görev ekibi" kurulmasının yararlı olacağını düşünüyorum. Bu ekip, yukarıda belirttiğim şekilde sektörün Görünen Sorunları'nı, Kaynaktaki Sorunlar açısından analiz etmeye, daha sonra da o Kaynaktaki Sorunlar için çözümler üretmeye çalışmalıdır. Yapılması gerekenlerin yanısıra yapılmaması gereken şeyler d e vardır. Bunlardan başlıcası, Bilişim Kurumu gibi bir ad altında bir kurum oluşturulmasıdır. Tecrübeler, kalabalık kamu kurumlarının, işlevlerini yapmak bir yana yanlış kavramlar ve tutumlar oluşmasına yol açtığını göstermektedir. Bu, hiç olmazsa şimdilik böyledir. Kalabalık kamu kadroları seyredildikçe bu sorun da tedricen ortadan kalkacak biz de kurumlaşmanın külfeti yer ine nimetlerini görebileceğiz. Ama bugün durum tam aksinedir. Kurulacak özel görev ekibinin yapması gpeken, Görünen Sorun ve Kaynaktaki Sorun yaklaşımını hiç unutmadan resme bakması ve toplumumuzun niçin az bilgi tükettiğini ve buna karşı neler yapılması gerektiğini belirlemesidir. ("Evet-Hayı r Demokrasisi" kitabından. Haziran 1993)

RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=