Tesisat Dergisi 152. Sayı (Ağustos 2008)

■ Havalandırma ve i klimlendirme Sistemlerinde (EN 13779) (1) Daha İyi Hava Kalite Kontrolü Sayesinde Enerji Etkinliği Açık ve belirgin olarak hava kalite kontrolü sık sık gündeme alınır ancak gerçek anlamda nadiren uygulamaya konulur. Bunun yanı sıra bu kontrol işlemi, havalandırma ve iklimlendirme sistemlerindeki işletim masraflarının azaltılmasında önemli bir katkı sağlamaktadır. Belirtilen hedeflere varabilmek için 1916 yılından itibaren C02 kontrolüne yönelik öneriler sunulmasına rağmen, günümüze kadar gelen süreç içerisinde enerji fiyatlarının düşük ve teknolojilerin sürekli çok pahalı olması, bu yönde yapılacak olan girişimlerin gerçekten değmeyeceğ i bilincini taşımışt ı r. Günümüzde ise yüksek enerji fiyatları C02 kontrolünü gerçek bir gereklilik haline getirirken, modern teknolojiler özellikle basit bir uygulamanın gerçekleşmesi için devreyegirmektedirler. Bu şekilde yeni tesisatların yanı sıra var olan tesisatlar da yeniden teçhiz edilebilmektedir. Avrupa Birliği yönetmeliğine yönelik binaların toplam enerji etkinliği (EPBD) (2) ve daha başka yeni standartlar bu sistemlerin fevkalade tasarruf potansiyellerinin uygulanmasını desteklemektedir. Kullanılmış olan atık havanın enerji içeriğin ve hava nakil enerjisinin masraflarına istinaden, binalardaki temiz hava temini çok yüksek maliyetlidir. Eski Bir Konu mu? C0 2 kontrolü yeni bir konu değildir. Amerikalı mühendisler 20. yüzyılın başlarından itibaren bu duruma yönelik büyük tasarruf potansiyeli konusunda bilinçliydiler. "Eski" Standartlar ve Yeni Olan EN 13779 Havalandırma sistemlerinin geliştirilmesinde kural gereği standartlar ortaya çıkmaktadır. Özellikle ise temiz hava oranı bir tasarı çizim kriteri olarak sistemin toplam büyüklüğüne etki etmektedir. Avrupa Birliği yönetmeliği EN 1946 kısım 2 ve ASHRAE 62-1989 Amerika standardı temiz hava miktarını halen, alan ve sabit bir personel sayısına göre hesaplamaktadır. EPBD'nin temeline dayanan yeni Avrupa Birliği standardı, temiz hava sevkini hava kalitesi ile birlikte kontrol edilebilir olarak oluşturmaya ve ticari olarak işletilen bir iklimlendirme sistemine hava kalitesi açısından en büyük anlamı veren opsiyonu barındırır. 70 Tesisat Dergisi Sayı 152 - Ağustos 2008 ı• ---•..-•ın 1916 Mühendis El Kitabı -.. - ...... .,u:::::-ır•--.. ==-'=-='- ... =- ..- ==:- �g �;; �f�. ["C02 Testlerine bağlı olarak, ... mekan içindeki havanın temizlenip yenilenmesi ve dağıtımı kontrol altında tutulmalıdır. . . . C02 oranı her !Dbinde 8 ila 10 arasındaki parçayı aşmamalıdır.") Resim 1. 1916'dan kalma mühendis rehberi (3). Ölçme Teknolojisi Modern C0 2 Sensörleri, aşağıda sıralanmış olan bileşimlerden meydana gelmişlerdir: • Patentli dalga kılavuzu içinden ışınım yaymakta olan bir kızıl ötesi kaynağı, • Sadece gerekli olan dalga uzunluğunu geçirmekte olan optik bir filtre, • Kızılötesi ışınımın miktarını ölçmekte olan bir detektör, kabin veya odada C02 oranı ne kadar yüksek ise, kızılötesi ışınımlar detektöre bir o kadar az ulaşmaktadır. Küçük uygulamaların direkt olarak sensör kumandası üzerinden işlem görebilmesi için bu sensörler, oranlı regülatörler ve/ veya basit bir durdurma şalterini de içerebilmektedirler. Her türlü durumda ppm (milyon başına miktar) olarak C02 konsantrasyonunu meydana getiren O. . . 10 Vveya 4. . .20 mA doğrusal bir çıkış sinyali bulunur. Bu çıkış sinyali, sensör doğruluğu ve talep profiline göre farklı ölçüm alanlarına ıskala şeklinde dönüştürülebilmektedir. Kural gereği, sensörlerin O . . . 2000 ppm aralığında bir ölçüm alanını karşılamalıdır. Ölçüm, C02'nin

RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=