Tesisat Dergisi 14. Sayı (Mart-Nisan 1995)

mg. ise, niye Türkiye srandarcları 400 mg. oluyor. Türk insanı daha mı dayanıklı? Türkiye'deki srandarrların bütünleşmek istediğimiz Avrupa ve dünyasrandl'ırcları düzeyine gelmesi lazım. Birşey ild türlü denetlenebilir; ya polisiye tedbirlerle sopa ele alınıp gösterilerek ya da ekonomik müeyyidelere bağlamak özendirmek su re ti y le denerlenebil ir. Yani denetlemeyi olayın kendi içerüinde bırakırlar ve kişi kendi kendini denecler. Buna göre bir rakım cezalar oluşursa kişi bu cezaları kabul eder. Bence Türkiye'de sopa göscııırmek suretiyle denetlemenin bugünenkadar görebildiğim catbikamı geçerliliği bu işi çözebilecek seviyede değil. Yapı üretiminin denetlenebilme;sinde ekonomik müeyyideler rı ve cezalandırmalar ile bu işin içerisinden çıkılabilir diye düşünüyorum. ,Ancak burada kıstasları cam olarnk yerleştirmek lazım. Sigortacılık mevzuatındaki gibi olmamalı. Bugün arabanız vacsa bu arabayı sigorcalayacaksanız liemen markasına, modeline, değerine bakarlar. Halbuki dünyada bu böyle değil. Bu otomobili kim kullanıyor, evliJmidir, bekar mıdır, kaç yaşındadır, çooukları var mıdır, ehliyetini kaç yıl önce, nereden almıştır? ,rı Bu kadar ekonomik sebeplere d,ayanan sigortacılık olayı nı Türkiydde ele yerleştirip binalara uygulamak gerekir. Bina sigortasını ortaya çıkarmak gerekir. Bugün Avrupa'cla yapıların sigorta ettirilmesi mecburiyeti vardır. ıf}urada yapılar istenirse sigorta ettirilir, istenirse ettirilmez. Halbuki Avrupa'cla y,apınızı sigorta ettirmek mecburiyetindesiniz. Çünkü, bir zarar meydanagelcliğilzaman bu zarar çevreye de sıçrayan bir ıyangın ise bitişik binalara da zarar ver.en bir olaydır. Sigorta bitmiş binaya yapılmaz. Daha temel atıldığı anda sigorta şirketine haber verilir, sigorta şirketi ekohomik olarak kullanılan malzemelerin y'angına dayanımını, dozaj ını, depreme dayanımını ve d iğer risk faktörlerini teker teker inceler. Bu inceleme sonuFunda binaya bir risk faktörü belirler vebu risk faktörüne göre prim belirlenir. li\.u prim hayat boyu ödenecek bir p:ı..ıradır. Dolar.ısıyla binanızı istediğin�1, kadar ;, kalitesiz malzemelerle donatın fakat bilin ki her yıl yüksek miktarda sigorta primi ödeyeceksiniz. Bunu kimse istemediği için, bundan kaçan halk, müteahhit, tüketici, bu binayı satın alacak kişi binanın sigorta risk faktörünü etüd edeceği için binanın üretiminde mümkün olan en iyi malzeme, standartlara uygun şekilde kullanılı r. Herhangi bir kişinin kandırılması suretiyle standartları bulunmayan bir bina elemanının, unsurunun uygunmuş gibi gösterilmesi bu mevzuat içerisinde müsait değildir. Çünkü özel bir sistemdir. Hiçbir sigorta şirketi yüksek riski olan bir yere düşük risk tatbik edip, düşük prim tahsil etmeyi kabul edemeyeceği için bina denetim sistemi bütün di.inyadasigortasistemine bağlanmıştır. Bence elimize sopa almak ve çeşitli kontroller ile müteahhitlerin, ustaların, konut üreticilerinin peşinde koşmakla bu işi belli bir yere getirmemiz mümkün değildir. Ben bu işin çıkışını sigorta sisteminin iyileştirilmesi, globalleştirilmesi ve bina inşaatlarına uygulanması ve mecburi kılınmasında görüyorum. Bina kalitelerinin yükseltilmesi ve Avrupa normlarına uygun bir hale getirilmesi gerekiyor. Sami SARI: Çok teşekkür ediyoruz. Haydar Bey son turu sizinle tamamlayalım. Haydar GÜRBÜZ: Tartışmamız güzel bir zemine geldi oturdu. İlk turda ela ifade ettiğimiz gibi temelde toplumun örgütsüzlüğü bilinçsizliği sorunları ortaya getiren unsur. Yapı sektöründe sektörün üreticileri, o sektöre malzeme üreten sanayici, o işin pazarlamasını yapan tüccar belli bir bilinç düzeyinde iôrgi.itli.i değilse iyi sonuç almak hatta bir �akım yasalar yönetmelikler getirerek onları uygulayıpsonuçalmaktamümki.in değil. Ancak yönetmelikler yasalar çıksa dahi büyük kentlerin yaklaşık olarak 2/ 3'ü gecekondu, kalanların yarısının ise kaçak olduğu bir ülkede yalnız ekonomik tedbirlerle olursa çıkardığınız yasaların yürümesi mümkün değil. Elbetteki zorunlu yapı sigortası bazı ekonomik müeyyidelere bağlanmalı ama bunun yanında cezai müeyyideler de olmalı. Bu TESİSAT DERGİSi SAYI 14 cezai müeyyideler ekonomik olabilir, başka idari tedbirler olabilir. Bunların ikisini birlikte düşünüp uyguladığımız taktirde herhalde en azından 20 yıldır yürürlükte olan Isı Yönetmeliğimizi hayaca geçirme imkanı olurdu. İkinci konu; inşaat sektörüyle gerek üretici olarak gerek pazarlamacı olarak, gerekse yapımcı olarak ilgilenenlerin bir platformda toplanıp gerekli yasal altyapı çalışmalarını başlatması mümkündür diye düşünüyorum. Kitlenin mutlaka yapı konusunda bilinçlendirilmesi ve gecekondu denen işgalci olayın omıdan kaldırılması için hem ekonomik hem idari cezaların getirilmesi zorunludur. Bu cezaların uygulanabilmesinin birinci şartı ela önce devletin kendi fiziki planlamasını yapmasıdır. Zira Türkiye'cle gecekonduların oluştuğu hiçbir bölgede plan çalışması yoktur, yapılmamıştır. Yapılmadığı için gecekondu olmuştur. Bunun yapılması lazım. Biraz öncede söylediğim gibi üreticisinden, yapımcısına sektörün örgütlülüğü hem halkın yapı konusunda bilinçlenmesini sağlayacaktır hem de o yapıda çalışan insanların yani işçinin, ustanın eğitimini sağlayacaktır. Bugün Türkiye'cle usta eğitimi yapan hiçbir kuruluş yoktur. Gördüğüyle yetişmektedir, gördüğüyle yetişen insanın da copraklarının %90' ı deprem bölgesinde olan bir ülkede deprem endişesi duymasını beklememiz mümkün değildir. Bu konuda örgürlenme ihtiyacı nı n diğer konuşmacılar tarafından da ifade edilmiş olması ndan memnun olduğumu söylüyorum. Ti.im katılımcılara teşekkür ediyorum. Sami SARI: Teşekkür ediyoruz Haydar Bey. Sektör çok dertli bir sektör. 1995 yılında beklentilerimiz ve bu konuda yapılabilirleri tarcışcık. Bu tartışmalar, coplancılar devam edecek. Yaşanan bu olayların aşılması için sıkıntıların içinde bulunan insanlar ol anık elimizden geleni yapacağız. Bu konuda da herkesten yardım istiyoruz. 1995 yılının daha iyi geçmesini diliyorum. Katıldığınız için teşekkür ederim.

RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=