Tesisat Dergisi 14. Sayı (Mart-Nisan 1995)

Germiyan SAATÇİOĞLU: Köyden kente göç ile birlikte gecekondu gerçeği de bir sorun olarak ortaya çıktı. Yurdumuzda yıllık nüfus artışı %21 olmasına rağmen şehirleşme hızı % 5 'tir. Bu durumda yurdumuzda 250.000 adet konur üretimine rağmen 150.000 adet konur açığı görülmektedir. Kimsenin sokakta yarmadığını ve evsiz olmadığını kabul edersek demek ki senede 150.000 adet gecekondu yapılmaktadır. Bu gecekonduların siyasi iktidarların çeşidi dönemlerinde al ınmış karacJarla yasallaşcırılması, iskana müsait• hale getirilmesi ileride gecekondu yapanların da konuclarına yasal olarab kavuşabilecekleri ümidini doğurmuştur. Dolayısıyla bu prob-1 lem devam ermektedir. Takdiri ederseniz, gecekondularını yalıtılması veya gecekondu yapanı bir kişinin yalıtım bilincine sahip olması mümkün değildir. Yalıtım ana unsur olarak, hem enerji tasarrufu sağlamaktadır, hem de! çevre kirliliğini önlemektedir. 1 Diyel im ki, o kişinin çevre kirliliğiyle yakın ilgisi yoktur fakat cebiyle çok yakın ilgisi vardır., Biicçesi ile çok yakın ilgisi vardır,r Az miktarda enerji sarfecme!Q, suretiyle ısınma giderleri düşecektif fakat buna rağmen bu bilince, bu,l.şuura kavuşmamış kişilerin yapmış oJ,duğu konur yacırımlarıncla yhıl ıcım malzemeleri kesiJJll ikle kullanılmamakraclır. Hacca gecekonclularcladeğil yalıtım malzemesi sıva bile kullanılırıaclığını görebili.ı;siniz. Sami SARI: Teşekkür ederiz. Fethi Bey, uzun yıllardan beri inşaat sekcö�ünün içinde bulunuyorsunuz. 1995 yılından neler bekliyorsunuz, müceahhiclerıeveya cükecicilerle ilgili sorunlarınız nej.erclir? O' Fethi HİNGİNAR: Teşekkür �gerim Sayın SARI. Esasen bu konultt her açıldığında, çok samimi söyleyeyim içim ürpererek konuşuyorum. qinkü Türkiye'deki inşaat konusunun, yapı konusunun bu kadar çağdışı, bu kadar düzensiz olması artık dünyanın gç,\işmiş ülkeleri arasına girmeye çalışan biç ülke diye gördüğümüz Türkiye'nin,. yapı açısından ne kadar geride kaldığını görmek inanın beni çok üzüyor. Ve de yurt dışına her gidişte bu üzüntüm bir kat daha artıyor. Avrupa'nın, dünyanın gelişmiş ülkelerinde yapı sorunu tümüyle çözülmüş, hiçbir çirkin yapılaşması olmayan, insanları sağlıklı konuclarcla yaşayan, iş yerleri, sanayii belli düzenlerde kurulmuş ülkeleri gördükçe üzüntüm kar kar artıyor. Ama ülkemizin bireyi olarak, hem çalışmalarımızla hem görüşlerimizle bu aksaklıkları düzel emek içi n çalışmamız gerektiğine de inanıyorum. Türkiye'cle yapı sektörünü önce ikiye ayırmak lazım; özel sektör ve devlecle ilgili yapı faaliyecleri diye. Bizim devler sektörü ile ilgili çalışmalarımız doğrusunu isterseniz oran olarak biraz daha az. Bunun sebebi de, devlerin yapı faaliyetinin düzenlenmesinde, devler yapı işlerinde ki bozuk düzenin belli seviyede, belli kalitede üretim yapan sanayi ürünlerini daima safdışı bırakmasından kaynaklanıyor. BayındırlıkBakanlığı'nın gerek ihale sistemi gerek fiyat ve rayic belirleme sistemi tümüyle çağdışı ve yapıda kaliteyi , düzenli faaliyeti sağlamaya yeterli olmadığı için, devler ihalelerinde, device yapılarında malzememizin kullanım oranı daha azdır. :2886 sayılı yasanın di.izel cilmesi gerektiğini şu anda Cumhurbaşkanımız Sayın Süleyman DEMİREL dahil herkes söylüyor. Son iki yıldır bunun düzeltilmesi ile ilgili belki yüzlerce coplancı yapıldı. Birçok kuruluştan görüşler alındı. Ancak heni.iz ortaya bir yasa çıkmış değil. Ortaya çıkan yasa taslağı ela büyük ölçüde bu alınan TESiSAT DERGiSi SAY\ 14 görüşleri içermiyor. Ama yine de körünün iyisi. O bile çıkmıyor. Bir başka nokra var; Avrupa Topluluğu ile bütünleşme diye uzun vadeli bir hedefimiz var. Bunun birinci adımına da gümrük birliği eliyoruz. Ancak, Avrupa Topluluğu'nun özellikle yapı işleriyle ilgili bölümlerinin bu yasaya girip girmediğini bilmiyoruz. Avrupa Topluluğu normlarının, kurallarının Ti.irk yapı düzenine nasıl gireceğini devler bilmiyor herhalde, çünkü hiçbir açıklama yok. Ben, bunun büyük bir eksiklik olarak ileriye dönük Türk yapı sektörünün önemli bir clarboğazı olacağını görüyorum. Çünkü, bacı ile bütünleşeceğimiz zamanlarda bu uyuma muclaka ihtiyacımız var. Şimdiden bu hazırl ıklar yapılmadığı cakcircle nasıl uyum sağlanacak bilemiyorum. Yine clevlecin konur ve yapı pol itikasıyla ilgil i önemli göreli.iği.im başka bir konu da Toplu Konur İclaresi ' nin faaliyecleri. Toplu Konuc İdaresi, kurulduktan sonraki yıllar içerisinde kısmen ele olsa yapılaşmaya katkıda bulundu, kredi verdi. Ancak idarenin geçmiş yılların bir bölümünde bu parayı cam kullanamaması, devlerin roplu konur fonuna aktarılan paraların bir kısmını yine bu konuc faaliyetinden ayırıp diğer bütçe açıklarında kullanması dolayısıyla yeterli katkı sağlayamadığına inanıyorum. Son yıllarda kısmen bir düzelme ve sistemli para akışı oldu ancak '95 bütçesi içerisinde Toplu Konut İdaresi'ne 1.000.000 lira gibi komik bir tahsisat ayrıldı ve ne acıdır ki bu ayrılan tahsisatın gerçek amacı hala açıklanmış değil. Kimse de bunun gerçek amacının ne olduğunu sormuyor. Bir de Toplu Konut İdaresi'nin geçmiş yıllarda biriken fonlarıyla kullandırdığı krediler var. Bu kredilere oldukça yüksek faizler tahakkuk ettiriliyor. Ve kooperatif inşaacları geç bittiği sürece bu konut kredilerinin kullanıcıya maliyeci de oldukça yükseğe çıkıyor. Yani 30.000.000 lira kredi alan bir vatandaş eğer konutu üç sene sonra birmiş ise bugün 120-130 milyon lira kredi borcuna u laşıyor. Ve bu borç hemen

RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=