Tesisat Dergisi 136. Sayı (Nisan 2007)

imkanlar çok kı ıtlıydı ve ithalat yoktu. Mesela Adana ve Antalya terminal binalarını aldık. Burada mekanik odada yer sorunuyla korşılaştık. Bu defa kanal tipi nemlendirici kullanma gereksinimi ortaya çıktı. Bu kez nemiandirma imalatına girdik. Türkiye'de ilk nemlendimıe cihazlan imalatı yapan şirket olduk. ihtiyaçton kaynaklanan taleplerle taahhüt işine girdik, taahhütçü olduk ve taahhütten dolayı girdiğimiz işler nedeniyle imalatlar yaptık ve sanayici olduk. imalatın sıkıntıya girme yıllannda da Temsilcifiğe başladık. Sanınm çok fırma bizim gibi bu imkansızlıklar ile karşılaştı. Ankara Fabrikası 197 6 yılında firmanın genel merkezini istanbul'a taşıdık. Televizyonda büyük bir yangın haberi izliyordum. Ankara'da bir kimya fabrikasında yangın çıktığı, Ankarai tanbul yolunun trafiğe kapatıldığı belirtiliyordu. 'Acaba bu hangi fabrika' derken telefon çaldı. Fabrikamızın yandığı haberi geldi. Bu durumda insan büyük bir şaşkınlık içinde kalıyor. Fabrikanızın yanışı nı izliyorsunuz ve çaresiz kalıyorsunuz. Bunlar gerçekten acı şeyler. Bütün bunların ardından sigortadan tek bir kuruş dahi olamadık. Fabrikada ve bütün ürünler yandı, çok zararımız oldu ve sigorta şirketi de bunu karşılamamak için elinden geleni yaptı. Yanan malzeme ve makine listesinde yeni alınan 23 tezgah da bulunuyordu. Sigorta şirketinin elindeki listede ise bu tezgahlar kaydadilmemiş olduğundan bu tezgahiara ait sigorta primi yatmadığı ve eksik prim ödendiği yaklaşımı ile tazminat ödenemeyeceğine karar verildi. AlacakBorç davası yıllarca sürdü. Netice de tazminat alınamadı. Hendek'te Hollandalılarla çok modern bir fabrika kurmuştuk. Açılışından 8 ay sonra Marmara Depremi oldu. Biz ise yeni bir fabrika olduğu v her ş yin dört dörtlük yapılmasından ötürü kendimizden çok emindik. Hemen Hendek'e gittik. Tabii fabrikayı ayakta göreceğimiz düşüncesiyle gidiyorduk oraya; bir de baktık ki fabrika diye bir şey kalmamış, herşey yıkılEmekli Sandığa 1953 yılında üniversiteden mezun oldum. Mezun olduktan sonra Nato'ya girdim ve orada çalışırken Hilton Otelleri, Tarabya, Maçka, Ankara Büyük Otel'in yapımiarına başlandı. Emekli Sandığı da teknik bir kadro kuruyordu, beni de çağırdılar. 1957 yılında Merkezde işe başladım. Oradaki tek tesisat mühendi iydim. Bir gün Tarabya Oteli' nin projelerine bakıyordum ve düzeltmeler yapıyordum. Bu sırada çok muhterem bir kişi olan Emekli Sandığı Genel Müdürü Nuri Kınık geldi. "Ne yapıyorsun" dedi. Tarabya Oteli'nin projelerine bakfığımı ve gerekli düzeltmeleri yaptığımı söyledim. Düzeltmeler yaptığım banyo ve tuvalotleri daha önce kullanıp kullanmadığımı sorduğunda, şaşırmıştım tabii hayır cevabını verdim. 2-3 aat sonra özel kalem müdürü telefon etti ve AJmanya'ya gideceğimi söyledi. Şaşırdım ve nedenini sordum. Genel Müdür, oradaki kişilere durumu mış. H ndek't kıi fabrikayı yeni- anlatmış ve "Gençl ri yurt dışına den yaptıktan 1 y,ıl sonra tekrar bir yangın oldu. Hiçbir zaman kaybettiğimizin 1/1 O'unu bile olamadık. Bunlar her sanayicinin başına gelebilecek şeyier. Sonuç olarak; eğ r bir sanayiciyseniz, mutlaka bir sigorta danışmanı tutmanız gerekiyor. Aksi taktirde başınıza gelecek olan şeyleri hiç tahmin edemezsiniz. böyle yerlere gönderelim, bilgi sahibi olsunla,.. demiş. Bana on gün boyunca hiçbir şey yapmamamı, sadece Almanya'daki otelde kalarak her yerini ineelememi söylediler. Tabii ki, görgü çok önemli bir ş y. Bu b nim ufkumu çok geliştirdi. Benden sonra teşkilatta ne kadar mimar, mühendi varsa hepsini Almanya ve isviçre'ye gönderdiler. Te sı sat Oergıs Sayı 136 - Nisan 2007 4 7

RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=