PERSPEKTİF Prof. Dr. Nilüfer EĞRİCAN ABD eski Başkan Yardımcılarından Al Gore'un, rr ianki küazyebrei nt 2me0ee0sği0ni l iydnıi l ğaı iBr, daı nş kd aa nn l yı kosğeuçni mo ll ae küresel ısınma ve etkilerinin konu edildiği "Uygunsuz Gerçek" {An lnconvenient Truth) filmi, "görebileceğiniz en ürkütücü film" dmaa ds aa sdel eoncgi ena ens i ı nbi l eoe myguaönsl aat er tdr ai al dr tdi ı . şeKı ğl üdi l rı , evmseeetl daı syr ı tanı şılıyor. Ürkütücü olarak gösterilen başlıklardan bazıları: •t YkKaıüktrııecnsıaek laçı ısskıı rtnıg.ma al anr ıı nn ms ai lyyı os ın3l a0r cyaı l di nas iak i vnl üeı ynöoi lrkü. l imml egröeç nü en <e. r e, snaol gl aı nc ahğa ıs töanl ıgköl ar rüa • yKc aeü nrçel aı stl ıeüş l rı yüı os kır n,u mat unapcdl aaarknak udk aot uğç par ul na ir lydeüar zl eıl esmır nceıe • • y 2 t D ü o 0 e r r 5 ü n 0 vi n z ' e ü y s n e e e r k y vi a y i o y d o k e a r s . o r i nl a1 i cnma bi ğl yi ı roömnnueg taör şer küı ynl üü yckaos rne. l ı • v l g 2 e a 0 ö c s 0 r e a ü 5 ğ l b i ü , d u y Gü z o n r u r y ö l . a n k l ü t a a t n l r e d ih l e vin r e i d n k e i u n t k u e a p r y i l y d a e e r c d d e a il ğ e k i i n ö d e n e n • • Y ys K a ı a u c z n a r l a g k a k ı r y n l ı s ı l k l a ı c l or a a ı l d k a b u v r e t . e r aadcbaaekhr. ao ur mz uann g veeç eçcaeykı r. •• EsS uğu ekk rar ikyzüni raiel eks l eakl raı ı snr ı şnı nı mkk aau rrbşuıuymahaı zsk l ı aay l l aas ücdraüeknr . syea, dbüenliyrlaeynaiyşoarn.maz hale gelecek olarak Geçtiğimiz günlerde Paris'te açıklanan Birleşmiş Milletler Hükümetler Arası İklim Değişikliği Uzmanlar Grubu Raporu'nda, küresel ısınmanın son 50 yılda yüzde 90 oranın24 Tesisat Dergisi Sayı 134 - Şubat 2007 Uygunsuz Ger�ek da insan eliyle yaratıldığı ve asırlarcc;ı süreceği belirtilmiş ve 21 00 yılına kadar sıcaklığın 1.8 ila 4 derece artacağı, okyanuslardaki su seviyesinin 18 ila 59 santimetre yükseleceği vurgulandı. Küresel ısınmaya karşı ivedi önlem alma gerekliliği sanırım hepimizin as ar tl ıı kn ıkma bı nudl ae t tki ğı si ı tbl ai rmoal g uh. eSdeerfal egyaeznı Kyoto Protokolü' nün altına, başta ABD ve Avustralya olmak üzere bazı ülkeler imza atmadı. Türkiye imza atacak olursa, ne getirmek için 20t amaihlyhüatrle droinlia yrelrıki yatırım yapması gerekiyormuş. Kyoto Protokolü'ne imza attığı için sera gazı salınımını azaltacağım, diye uğraşan bazı ülkelerin, aslında çevreyi kirlettikleri ile ilgili örnekler de var. porda, Hollanda'nYıany bıniylaonyaank ıbti kr urallanımını hızla artırarak kendi karbon salınımını azaltırken Endonezya ve Malezya'dakiyağmur ormanlarını katlettiği ortaya çıktı. yüNarae' dst ıialmnmgt ı ee? st iiHrs i loleel rl nai nnddea ' Gd aü nbeayzdı oeğl ue k At r si k palmiye yağı ymbaui yk dıeta)y eEbtnei şdl ltioi r nmoerezakynail çaivrned aM ka ul el zl aynaı 'l dı ya{ ob pri yavoel yağmur ormanlarının tahrip edilmesine ve aşırı gübre tüketimine rıca raporda, palmiyenaeğdaecnı eoklumyeokr.iAçiyn, toprağın tamamen kurutulması ha sonra da yakılması nun da atmosfere serag egraekztıi ğyia, yb dı a u lmasına neden olduğu belirtiliyor. Böylece Endonezya'nın ABD ve Çin' in ardından dünyada en çok sera gazı üreten 3. ülke durumuna geldiği bildiriliyor. Gereken önlemler alınmazsa, kuşkusuz torunlarımızdan önce bizler mağdur olacağız. Zira, Almaya'da yayınlanan "Gizli İklim Rapor"unda, 2020 yılına kadar yani 13 sene sonra iklim felaketinin yaşanacağı belirtilmiş r•e ktYıeel mnn i al 1el Oın. ea bc ii ll i rö en nl eemr j i ş köayvyl eenaaal kçı nlı akmlraaı nys ıamgr ıeaş : •t GOs aütnontmer aşol l bve ierl l i erkrüudz raguhal mar ask aül ı nç. üt rkavl l ee rhi a, fai ft yo am t t p a H Ev l ı y m ll m b e a r r a i d l i ıl y . ı o . i tiozloarle, beednizlmineli loi.toların yerini t• UmD çaeahl ika. sae zy aeht at tül ek er i tni el mkeı sl iı ,t l amme at agne gt iar izl ı • Ö ç dn i a e l z e h l e m r a l e o e k a t , l o i z . t m o üopr ebl uti li lktmauşlelıaml i n. ı amrıançdl aa nr ı nv aa z yg öe t sEl ı an, eks tlraaj i nnt amdsaba lryı r.'ul ıf el al emkbt raol an ri ık kaul lel at lneı rl my aa t tDmeaekhkl etaen aomzl aegnl iü.übl kr eel ekrud l el aknuı rl mu taal rı ,ı mg ed el i şs Sonuç olarak; bu dünyayı paylaşan "düşünen bireyler" olarak "kendi adıma yapabileceğim ne var" diye sorup, harekete geçebiliriz. Bu dünyayı, daha uzun süre yaşanabilir kılmak için hepimizin yapabilecekleri var. Biz, siz, hepimiz... Çocuklarımız, kendimiz için... Yaşanabilir bir dünya için, elele. . . . o. 'Y\. �cQ..--.. egrican@yeditepe.edu.tr �
RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=