Tesisat Dergisi 134. Sayı (Şubat 2007)

GÖRÜNÜM ğımsız dene muştur. 9. tim kurumları kurulDeprem bölgelerinde halk 7 gün süre ile şehir merkezlerindeki yeşil alan altında otoparkların korunma ve iskan amaçlı dönüşümü ile misafir edilmiştir. 1 O. Geçici konaklamada su, elektrik, sıcak su imkanları, tuvalet, duş, se yar mutfak olanakları sağlanmıştyır. 11. Hastanelerde acil durum amaçlı hazır bekleyen 20 yataklı tam teçhizatlı bölümler hizmete açılmıştır. 12. Yangın ve doğa/gaz patlaması olmamıştır. 13. Çadır ve prefabrik evlere ihtiyaç duyulmamıştır. 14. Talan ve hırsızlık olaylarına lanmamıştır. ras15. Gerekli yardımlar devlet afet f nundan karşılanmıştır. o16. Yasalarla siyasi otoritenin, kamu üst düzey yöneticilerinin görev ve yetkilerini sağlıklı ve verimli pabilmelerini teminen toplanytaı, açılış, tetkik, inceleme, tarziye ve benzeri geziler yasa ile sınırlanmış olduğundan 20 Ağustos 2019 tarihinde 1999 deprem kazazedeleri için bir gün süreli anma töreni devlet temsilcilerinin katılımı ile yapılmıştır. 17. Yıkılan 30 evin üretiminde rol alan mimar, mühendis, müteahhit, yapı kontrol ve denetim elemanları sorgulanmaktadır. 18. Hasarlı yapıların onarımı sigorta şir ketleri tarafından yapılmaktadır." Torunlarımıza bu düzende bir miras bırakmak ümidiyle . .. ► Küejükler ve Büyükler İstediğini yapmadığın zaman, 'seni ben sevmiyorum' diyen üç buçuk yaşın daki torunum Cem, bu hareketini an nesine, babasına ve bizlere yapıyor. Kendinden iki yaş küçük kız kardeşi Ceren'e bu anlamda yaklaştığında, Ceren hiç aldırış etmeden yakaladı ğında onun yüzünü gözünü yoluyor. Biri konuşan, öbürü anlayıp henüz konuşamayan torunlar, büyüklerden çok kendi aralarında anlaşıyorlar. Çoğu kez Ceren dayak yiyorsa da, bir kaç aya kalmaz Cem ile başeder 22 Tesisat Dergisi Sayı 134 - Şubat 2007 "Binlerce yılın mirası olan temel bilgiler içinde, arayışlarındaki yenilikçi (inovation) yönüyle insanoğlunun kapasitesini iyi tanımak gerekir." düzeye gelebilir. Çok şükür ikiside güleç, bizlere yakınlar; küçücük olma malarına karşın çok hareketli ve akıllı sayılırlar. Cem'in babaannesi ile ili kisi, konulara yaklaşımında görüleşn titizliği aileyi yansıtmakta; Ceren'in de o doğrultuda geliştiği görünmek te. Cem kitap seviyor; boyama, çıkart ma, yazma en güzel uğraşısı. Daha bu yaşta, 4 ile 5 yaş arası çocuklara hitap eden kitaplardaki bilmeceleri çözüyor. Her hafta babaannesi ile (kendisi anneanne demeyi tercih edi yor) sinemaya gitmek, hobisi haline geldi. Sinema dönüşü yavaş yavaş, düzgün cümlelerle yaptığı yorum çok hoşumuza gidiyor. Sözünü kesersen sinirleniyor. Dede evinde bir yatağı ve odası olmasından çok memnun. Artık bebek yatağında yatmamanın sevinci ile övünüyor. İkili ilişkilerde çok dengeli, iki yaşından beri yuvaya gitmesi, CD'lerle devamlı TV sey mesi çevresinin ilgisi, onu çok deği rşe t t i ­ riyor. Bizlerin, hatta bizim çocukla mızın bu ortamda yetişmediği ina cındayım. r n ıÇocukların kandırılmaması, aldat maması, özellikle korkutulmamaı s l ı çok önemli. Ayrıca birçok şeyi sizden kapıyor. Elini yıkaması, dişini fırçala ması, saçını taramasının yanı sıra yimindeki şekil, biçim ve rengi de g b i u yaşlarda anl ıyorlar. Gazete okuma yan küçücük çocuk, gazete sayfaların dan sinema reklamını bulabiliyor. Yıllar önce Pakistan'da Ağa Ha okulu'nun yuva 'kısmını gördüğ nü İ m lkdeki şaşkınlığımı, bugün ülkemizdeki yuva çocuklarında görüyorum. Yuvayı bir oyun yeri veya oyalanma ortamı olarak görürken, bugün yuvanın cuklar için ilk eğitim yeri olduğu ç n o u daha iyi anlıyorum. Çocukların kendi aralarındaki ilişkilerin ötesin likte yaşamı tanıması, aile eğ d it e im , b i i v r e görgüsü kadar önemli; bebek yaşta bilgisayarı, telefonu, TV'yi tanıyor ve kullanabiliyorlar. Üç yaşında hemen hepsi alfabeyi ve sayı saymasını bili yorlar. Bilgi oyunları onlar için lay; dünyaya geldiği günden itç i o b ka r k e o n ilk yaşlarda bu düzeyde olan insan oğlu, ileri yaşlara kadar uzanan 70- 80 yıl içinde 'NELER' yapamaz, düşü nebiliyor musunuz? Bu anlamda XXI. yüzyılın gelişimini görmek gerekir. Binlerce yılın mirası olan temel bil giler içinde, arayışlarındaki yenilikçi (inovation) yönüyle insanoğlunun ka pasitesini iyi tanımak gerekir. Güzel sanatlarda, bilim ve teknolojide ratıcılık denilen yeni buluşların gyeali şimi, bu yetenek sayesinde mümkün oluyor. Genç yaşlarında sporda, m zikte, resimde kazandıkları başarıla ü r, bizlerin döneminden daha zengin; bugün insanoğlu 20 yaşlarında prof sör, 30-35 yaşlarında devlet başkae nı olabiliyor. Bunun güzel tarafı, bilgi toplumları onları başarılarıyla ödül lendiriyor ve teşvik ediyor. Kanımca, bugünün 30-35 yaşlarındaki gençleri, büyüklerinden daha bilgili, daha azimli hatta daha çalışkan; ayrıca ço cuklarına daha düşkün, kişilikleri da ha güçlü ve başarılı sayılır. İleri yaşın mutluluğu, doğa ginliği kadar, insan denen n v ınar zlıe ğ n ın inanılmaz niteliklerini görmekle olu yor. Benjamin Franklin tarafından ' ratıcı hayvan' olarak tanımlanan yi sanoğlunun, bebek yaştaki yeteneğn ai, büyüdüğünde onu teknolojist varlık haline dönüştürmektedir. İlk yaşlarda görülen yaşam mücadelesinin güzel yönleri, bize insanoğlunun diğer var lıklardan farklı olan düşünce, beyin gücü, fiziki marifetinin yanı sıra, te miz ve saflığını; bakışı ile, kokusu ile yaşamı sergilemektedir. Yüce Tanrı bu yeteneği bütün canlılara vermiş olup, insanların yanı sıra hayvanların da yavrularına gösterdiği ihtima ğanın en güzel görünümü sayıl mab dil o ir. [tJ

RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=