Tesisat Dergisi 123. Sayı (Mart 2006)

güncel f u U) C) C) N t: .. � M N -.. uı Burada ülkemiz ile ilgili bazı gerçeklere değinmek istiyorum.1927 yılı nüfus sa yımında kırsal kesim nüfusu yüzde 76 iken, bu oran 1997 yılı nüfus sayımın da yüzde 35'e düşmüştür. Bu demektir ki, Türkiye nüfusunun yüzde 65'i şu an da şehir alanlarında yaşamaktadır. Ül kemizde bu gelişmeler hızla yaşanır ken; ne yazık ki çarpık kentleşmenin önlenememesi, kalitesiz malzeme ve ya uygulamalarla hızlı ve denetimsiz yapılaşmalar niteliksiz konut sayısında artışa neden olmaktadır. Gecekondulaş maya karşı yapılan mücadelenin yeter sizliği, Türkiye'deki konut sorununun niteliğini etkilemekte, ruhsatsız konut sayısının fazlalığı nedeniyle bugün Tür kiye'de nitelikli konut oranı düşmektedir. 2000 yılında DİE tarafından tam sayım yöntemiyle gerçekleştirilen 4. Bina Sa yımı sonuçlarına göre; Türkiye gene linde 7,8 milyonu belediye sınırları içinde olmak üzere toplam bina sayısı 8, 1 milyon, bu binalarda bulunan top lam konut sayısı ise 16,3 milyon olarak belirlenmiştir. Sonuçlar incelendiğinde dikkat çeken hususlar şu şekildedir: 0,8 Yalıtım (m3/kişi) 0,7 0,6 0,5 0,4 0,3 0,2 P,ya 0,1 /:♦ ♦ Macaristan � .. . o o 5 10 • Binaların yaş dağılımına bakıldığın da yapılaşmanın 1970 sonrası hız landığı, tespit edilen binaların yüzde 77,3'ünün 1970 sonrası inşa edilmiş olduğu belirlenmiştir. • Konutların ısıtma sistemi yüzde 86,5 soba, yüzde 6,1 kalorifer olup, yüzde 1 3'ünde çift cam, yüzde 1 0'unda ise çatı yalıtımı bulunmaktadır. Hızlı nüfus artışı ve şehirleşme ile ar tan yapılaşma, yılda yaklaşık 40 bini aşkın yeni yapının, 150 bini aşan yeni dairenin tamamlanmasıyla gelişme sine devam etmektedir. Ülkemiz bu hızla gelişmesini sürdürür ken, ne yazık ki ilgili standart ve yönet melikler aynı hızda çıkarılamamış veya yenilenememiş, kontrol mekanizmaları çalışmamış; güvenlik, konfor ve tasar ruf bilinci olmaksızın projelendirilmiş, inşaa ve kontrol edilmiş yapılarımız; sağlıksız, konforsuz, güvensiz ve enerji savurgan olmuştur. Yaşantımızın önem li bir bölümünü geçirdiğimiz konfor, gü ven ve huzur aradığımız konutlarımız artan şehir gürültüsüne karşı koruma sız detaylandırılmış, plansız yapılaşma ile yüksek yangın riski yüklenilmiştir. Soğuk ka ♦Fi an ıya Orta ♦Almanya ♦Fransa Sıcak ---- ------_,• Japonya .-ispanya 15 20 25 30 Kaynak: lsover, Saint-Gobain GSMH (1000 /kişi Grafik 2. Fert başına milli gelir ile yalıtım kullanımı ilişkisi. 60.000.000 .-----------------� 50.000.000 .2 40.000.000 ,:::, Z 30.000.000 20.000.000 1 0.000.000 0L--------------�--_J � � o � o � o � o � o � o N � � � � � ın ın � � ro ro m m m m m m m m m m m m m m T""" T""" T""" T""" T""" T"" Grafik 3. Şehir-Kırsal Nüfus Değişimi 132 --Toplam--Şehir . - - - -Köy--· Yıl Giderek bozulan çevre şartları, azalan fosilyakıtlar, özellikle petrol krizleri so nucu enerjinin her geçen gün pahalı laşması, enerjinin etkin kullanımını tüm ülkelerin gündemine sokmuş ve ısı yalıtımı zorunluluğunu ön plana çı karmışken, enerji talebininyüzde 60'tan fazlasını ithal ederek karşılayan ülke mizde; ne yazık ki düne kadar hem yö neticiler hem de kamuoyu tarafından yalıtımın önemi ve faydaları yeterince anlaşılamamış, enerji tüketimimizin ve bağımlılığımızın azaltılmasına yönelik kalıcı ve etkin önlemler alınmamıştır. Doğal gaz kullanımı ise, petrol kökenli yakıtların giderek azalmasının yarat tığı yakıt sıkıntısı ve alışılmış yakıtların kullanımı ile ortaya çıkan çevre kirliliği sorununa çözüm getirmesi nedeniyle dünyada olduğu gibi ülkemizde de yaygınlaşmakta, enerjide dışa bağım lılığımız daha da artmaktadır. Enerji güvenliğimizin sorgulanması gerek lidir. Bina sayımının gerçekleştiği 2000 yılı esas alınırsa; hızla azalan Türkiye enerji talebinin yerli üretimle karşılan ma oranının yüzde 34 olduğu 2000 yı lında, konut sektörü 21 milyon TEP enerji tüketimi ile toplam enerji tüketimi içinde yüzde 34 paya sahip olmuşt ur. Sadece CO2 açısından emisyonun 60 milyon ton/yıl olduğu tüketilen bu enerjinin yaklaşık yüzde 85'inin ısıtma amaçlı kullanıldığı hesap edilmektedir. 2000 yılından itibaren yapılmış bina ve konutlar esas alınırsa ve iyimser yaklaşımla "Toplam bina stoğunun yüzde 4, 1 'i, toplam konut stoğunun yüzde 6,5'i, TS 825-Binalarda lsı Yalıtım ku ralları Standardı'na uygundur kabulü" ile ülkemizde mevcut binalar önemini korurken, ne yazık ki; bu binaların enerji korunumlu olup olmadıkları ne doğalgaz bağlanırken, ne de elektrik verilirken sorgulanmamaktadır. Yurt dışındaki benzer kuruluşlara para lel olarak ülkemizde de (doğal gaz, elektrik dağıtım kuruluşları gibi) enerji sağlayıcılarının enerji tüketimini azalt maya yönelik teşvik veya destek un surlarını bulundurması, daha fazla tü ketimden öte, verimli tüketen daha faz la aboneye hizmet anlayışında çalış malarını sağlayarak enerji tasarrufunu tanıtıcı, teşvik edici destek programları sunması, hem ülke ekonomisine bü yük fayda sağlayacak, hem de yalıtım

RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=