Tesisat Dergisi 117. Sayı (Eylül 2005)

"' o o N a >, w -.. ,,, 'iii ~ t Konu ile ilgili olarak, teknik müşavirlik sivil toplum kuruluşlarının Türkiye'nin ilerlemesi için yaptıkları çalışmalar ve uygulanmasını önerdikleri dünya yöntemleri, anlaşılmaz bir biçimde ilgililerce hala dirençle karşılanmakta ve ülkenin ilerlemesi yönünde birkaç gelişme dışında önemli adımlar atılamamaktadır . .Türkiye, ilerleme koşullarının devlete kabul ettirilmesi için çaba harcanması gereken nadir ülkelerden biridir. Örneğin, Profesyonel Sorumluluk Sigortası sistemi teklifinin, aslında müşavirlerden değil işverenlerden gelmesi gerekirken ülkemizde tam tersi olmakta, nitelikli müşavirler "bize gerçek sorumluluk verilciddi bir yaptırımı bulunmayan sorumlulukları , sorumluluk kabul etmek olası değildir. Bir örnekle açıklarsak: tasarım hizmeti veren bir firma gerçekte banka teminat mektubu karşılığı olarak, hizmet ücretinin % 6'sı kadar bir sorumluluk sahibidir. Tasarım hizmetleri, Türkiye'de gerçek yapım maliyetlerinin ancak % 1'i seviyelerinde tutulduğu için ise, müşavirin tesise verebileceği zararın ancak tesis maliyetinin % 0.06'sı (0.06 X 0.01 = 0.0006) kadarı teminat mektubu ile karşılanabilir. Üstelik müşavirin tasarımı bittikten hemen sonra teminat mektubu kendisine iade edildiğinden, genellikle bu kadar yaptırım bile hayata geçirilemez. Halbuki tüm gelişmiş ülkeler, hatta bazı az gelişmiş ülkeler bile, Teknik Müşavirlik hizmetleri verenlerden proje bazında "Profesyonel Sorumluluk Sigortası" yaptırmalarını talep etmektedirler ve olabilecek gecikmeler, noksanlar, hatalar nedeniyle önemli tazminatlar alabilmektedirler. Özel sektörün kendi kendini kontrolü olan bu sistem, tüm gelişmiş ülkelerde geçerlidir ve Avrupa Birliği üye ülkeleri, Ocak 2006 sonuna kadar mevzuatlarına -halen pek azında yoktur- Profesyonel Sorumluluk Sigortası koşulunu yerleştirmek zorundadırlar. Sonuç olarak Türkiye'de kimse "kaliteden" ciddi olarak sorumlu tutulmadığı için iyiler kötülerden, kaliteliler kalitesizlerden bir türlü ayırılamamakta, hepimizin bildiği yanlış, eksik ve bozuk işler yapılagelmektedir. Örneğin, makina tesisatı dalında, tasarımlarda bulunması gereken asgari bilgilerin neler olması gerektiği işveren tarafından liste30 lenmemiş olup -Bayındırlık Bakanlığının eski tarifleri artık son derece yetersizdir- teknik müşavirler de bu konuda aralarında anlaşamamaktadırlar. Bu durum, "en ucuz"un "en uygun" sayıldığı ülkemizin mühendislik dalında kaliteli firmaların giderek küçülmelerine, saygınlıklarını yitirmelerine, eleman kaybetmelerine ve sadece sürümden kazanan düşük nitelikli firmaların çoğalmasına neden olmaktadır. t Teknik Müşavirlik hizmetlerinin bedelleri, mevcut yeni İhale Yasamız'ın da elverdiği, hatta teşvik ettiği gibi çoğu zaman "en düşük bedel"dir, çünkü söz konusu yasa, mühendislik hizmetlerini temizlik hizmetleri ile aynı kategoride, yani "genel hizmet" sınıfında değerlendirmektedir. İleri ülkelerde, % 80-100 kalite + % 20-0 aralıklarında bedel ağırlıklı değerlendirme yapılırken ve örneğin tasarım bedellerinin, direkt harcamalar hariç inşaat maliyetlerinin % 6-10'u seviyesinde olması yeğlenirken, ülkemizde bu değer özellikle son yıllarda, müşavir seçiminde kalite hesaba katılmadığı için gerçek inşaat maliyetinin% 0.5- % 1'i seviyelerine kadar inmiştir. Ayrıca bu bedellere dahil olarak, müşavire defalarca ve karşılığını vermeden tasarım değişiklikleri yaptırmak da adeta "işverenin hakkı" haline gelmiştir. t Ülkemizde "belgelendirme" alışkanlığı yaygındır. Kamu veya yarı kamu kuruluşları yıllardır her fırsatta ilgililere belge verirler (doğal gaz belgesi, yapı denetimi belgesi, uzmanlık belgesi, yeminli mühendis belgesi, müteahhitlik karnesi vs. vs.) ve tüm bu belgelerin kısa zamanda yozlaştığı, bugün Yapı Denetim Şirketleri'nde görüldüğü gibi açıkça görüldüğü halde, söz konusu uygulamalardan bir türlü vazgeçilemez. Belge yerine, ciddi sorumluluk ve denetim araçlarını hayata geçirmek; üstelik pek yakınımızdaki ülkelerin denenmiş ve iyi sonuçları alınmış çağdaş uygulamalarını, ülkemiz koşullarına küçük değişikliklerle adapte etmek mümkünken, nedense belgeyi kalite garantisi yerine koyarız, belge vermeye devam edip gideriz (İnşaat Mühendisleri Odası'nın, geçtiğimiz günlerde Oda'dan tamamen bağımsız ve kendi finansmanını sağlayacak bir kurulu, gelişmiş ülkelerdeki "Profesyonel Mühendis" karşılığı "Yetkin Mühendis" unvanı verilmesiyle ilgili olarak görevlendirmesi, yukarıda sayılan belgelerden biraz farklıdır ve dünya uygulamaları doğrultusudan sapma olmaz ise, en azından inşaat mühendisliği dalında olumlu sonuçlar verebilecektir). t Özel .sektör işverenleri de (inşaat müteahhitleri, yatırım sahipleri, işletmeciler vb.}, uzun yıllardır devlet uygulamalarını izlemektedirler. Bu nedenle onların da teknik müşavire bakışları devlet için anlatılanlardan farklı olmamaktadır. Hatta özel sektör işverenlerinin çoğunluğunun teknik müşavirlik hizmetlerini hiçe saymasının, devletinkinden daha da fazla olduğunu söylemek yanlış değildir. t Sorumluluğu, yetkisi ve dolayısıyla da saygınlığı olmayan bu iş dalında sin" diye yıllardır mücadele vermektedirler. t Kamu ihale Kurumu, sivil toplum örgütlerinin de önerilerini dinleyerek ikincil mevzuatta halen birtakım iyileştirmeler yapmaktadır. Fakat ikincil mevzuat; Devlet İhale Kanunu, Sözleşmeler Kanunu ve benzeri yasalara aykırı olamayacağı ve parlamentomuzda da yasalar üzerinde henüz köklü bir değişim yapılamadığı için somut bir sonuç alınamamaktadır. t 2005 yılı içinde, yurt dışında hizmet anlaşması yapacak olan teknik müşavirlik firmalarına, olumlu bir gelişme olarak Kurumlar Vergisi muafiyeti sağlanm ıştır ki, bu olanak Türk mühendislerinin yurt dışındaki rekabet gücünü arttıracaktır. Ne var ki, sadece çok az sayıdaki müşavirlik firmasının yurt dışına gidecek ve iş arayacak, bir iş alana kadar da çeşitli defalar büyük masraflara katlanarak teklif hazırlayacak gücü kaim ıştır. t Türkiye'de uzun yıllardır yaşanmakta olan piyasa istikrarsızlığı , sürekli iş akışının olmayışı, uzun süren kriz sonrası bunalımlar, yine krizler nedeniyle piyasalara yerleşen yozlaşma ve yolsuzluklar, siyasi kayırmalar, zaten henüz kuvvet kazanamamış olan teknik müşavirleri birinci derecede ve olumsuz olarak etkilemektedirler. ~

RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=