"' o o N a ~ ~ cıı 'iii -~ ., o nİ en 'iii ~ •• •• •• GORUNUM ► Avrupa Birliği'ne Türkiye Açısından Bir Bakış Lozan Antlaşması Avrupa Birliği'nin güçlü bir birlik olmadığı gün geçtikçe açıkça anlaşılmaktadır. AB'nin kurucu ülkelerinin anayasa referandumunda gösterdikleri tepki bunu gösterir. Özellikle üniter devlet anlayışından uzaklaşmak istemeyen Fransa, Danimarka ve benzeri ülke toplumlarının birliğe yaklaşım politikaları birlikteki çatırdamaların başlangıcı sayılabilir. Avrupa ekonomisi Anglo-Amerikan kapitalizmin hızlı gelişiminden rahatsız olmuştur. Ayrıca ekonomideki küreselleşme girişimlerine ülke toplumları sıcak bakmamakta, ekonomik stratejilerin yanı sıra AB askeri bir güç sağlayamamaktadır. İtalya, İspanya ve Portekiz'in topluma katılımı ile yaratılan iyimser gelişim , Yunanistan, Polonya, Kıbrıs Rum kesimi ile duraklamış; Romanya ve Bulgaristan'ın kısa bir dönem içinde katılım kararları ile karamsarlığa dönüşmüştür. Ufukta görülen Kosova, Bosna-Hersek, Hırvatistan, Makedonya, Sırbistan-Karadağ sorunları, bu ülkelerin hukuk devleti ve demokrasi ilkelerindeki endişe verici durumları, toplumsal yaşamlarındaki suç ağları, uyuşturucu ve kaçakçılık olayları Avrupa Birliği'ni tedirgin etmektedir. XX. asrın dünya savaşlarına sahne olmuş milyonlarca insanını kaybetmiş, imparatorlukları yıkılmış olan Avrupa'da; insanlar savaş sonrası daha bencil, acımasız ve çıkarcı bir toplum haline dönüşmüş, kendi ülkelerinde dahi aralarındaki ilişkilerde sevgi, saygı ve beraberlik azalmıştır. Her ne kadar son elli yıl içinde bilim ve teknolojide, eko20 Celal OKUTAN nomi ve sanayide, kültür ve sanatta ya- ye'nin AB kapısını zorlaması batılı devka ladı klar ı düzey kendilerine güven !etleri rahatsız etmekte, zamanla Avruvermekte ise de; küreselleşme ve Ame- pa Birliği müzakerelerde inanılmaz rikan ekonomisinin etkisi karşısında yetersiz kalmışlar, Avrupa Birliği'nin kuruluşu ile beklenilen sonuca ulaşılamamışlardır. Bugün AB gündeminde; 70 milyon genç nüfusu, girişimci ve çalışkan toplumu ile Türkiye bulunmaktadır. Jeopolitik yönleriyle dışlanamaz bir aday olmasına karşın, coğrafi konum ve dini inançları yüzünden farklı bir ülkedir. Her ne kadar laik bir ülke görünümünde ise de, örf, adet, kültür yönleriyle Avrupalılardan farklı bir toplumdur. Ayrıca Türkiye üniter ve güçlü bir ülkedir. Kopenhag kriterlerine yasa ve mevzuatıyla uyum sağlamış, insan hakları ve hukuk devleti kurallarına uymuş, belirli tavizleri vermiş, gelişimi sağlamış bir TürkiAvrupa Birliği'nin güçlü bir birlik olmadığı gün geçtikçe açıkça anlaşılmaktadır. AB'nin kurucu ülkelerinin anayasa referandumunda gösterdikleri tepki bunu gösterir. Özellikle üniter devlet anlayışından uzaklaşmak istemeyen Fransa, Danimarka ve 1, benzeri ülke toplumlarının birliğe yaklaşım politikaları - birlikteki çatırdamaların başlangıcı sayılabilir . oyunlar ile karşımıza çıkmaktadır. Türkiye stratejik konumu, genç toplumu, kültürü ve insan gücü ile çok güçlü bir ülke durumundadır. Uzun yıllar alan batılılaşma ve bilgi toplumu olma çabaları Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşu ve Atatürk devrimleri ile büyük hız kazanmış ve beklentilerin çok üzerinde başarılı olmuştur. Dış ve iç güçlerin ülkeyi parçalama çabaları, PKK'nın terörist girişimleri ülkenin üniter devlet anlayışı ve beraberliğini bozmamıştır. Bütün eksik, noksan ve geri kalmış yönleriyle Türkiye, sürekli yeniden yapılanma ve çağdaş ülke olma yolunda potansiyeli büyük bir ülkedir. Düne kadar batı ülkelerini taklit eden ülke vatandaşları, bugün aydınları ile Avrupa ülkelerinin hemen hemen hepsinden farksız düzeydedir. Bünyesinden bir Belçika, Portekiz, Lüksenburg çıkarabilen Türkiye; Polonya, Yunanistan, Kıbrıs Rum Cumhuriyeti gibi üye ülkelerin çok üstünde özelliklere haizdir. Bu görünüm her alanda kendini göstermektedir. Genç nesil, ülke çapında sayısı yetmişlere ulaşmış üniversitelerde eğitim görmekte, binlerce genç Avrupa ve Amerika üniversitelerinde başarılı olmaktadır. Ülkede yabancı dil ister istemez zorunlu hale gelmiştir. Eğitimli gençlerin büyük bir bölümü İngilizce, Almanca, Fransızca , Rusca bilmekte Japonca, Arapça, Farsça, İtalyanca bilenlere sık sık raslanmaktadır. Meslek içi eğitime önem veren bir ülke haline gelmiş durumdad ır. Her iş kolunun kendine özgü hizmet alanında uzman sayılan elemanlar yetişmekte, bu uzmanlar hizmet sektöründe başarılı olmaktadır.
RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=