Tesisat Dergisi 116. Sayı (Ağustos 2005)

"' o o N .. B .. ::ı ,en <( ·;;; 'a, t C -.. .. ·;;; ~ kilde de büyük bir olas ı lıkla büyük çaplı temel elektrik kullanıcı la rı için son derece yüksek bir rekabet ortamı sağlanacaktır. Bu ortamda genel olarak temel elektrik yükü veya gazın rekabet gücünün daha da yükselmesi doğald ı r. Pik elektrik veya doğal gazın maliyetleri daha da yükselecek, orta derece kullanıml ı enerjilerin maliyetleri ise arada bir yerlerde bulunacaktır. Bu, doğal gaz yakıtlı serinletici klima, kurutma ve soğutma ekipmanlarından yararlananlar için gelecek ile ilgili olarak iyi bir haberdir. Serinletici klima, kurutma ve soğutma; elektrik fiyatlarının zirveye çıktığı, doğal gaz talebinin ise minimum düzeye indiği pik elektrik kullanımı dönemlerinde talep edilen temel hizmet kalemleridir. Teknolojinin önemi burada ortaya çıkmaktadır. Gerçekten de gerekli donanıma sahip olunmadıkça, pazar ne kadar büyük ve pazarlama teknikleri ne kadar gelişmiş olursa olsun bir fayda sağlanmamaktadır. Günümüzde ön plana çı kan, ticaret amaçlı absorbe çillerler ve kurutma teknolojileri sayesindedir ki, doğal gaz yakıtlı serinletici klima, kurutma ve soğutma ekipmanlarıyla insanların ihtiyaçları ideal bir şekilde karşılanabilmiştir. Motorlu ve absorbe çillerle kurutma teknolojileri, yerleşim yerleri ile ufak çaplı ticari sektörler pazarı için de yine cazip bir seçenek oluşturmaktadı r. Ticari binalardaki uygulamalar için, gazlı soğutma teknolojilerinin Ar-Ge programının bir parçası olarak, çeşitl i sistem seçeneklerinin teknolojik değerlendirmeleri yapılmaktadır. Bu değerlendirmelerin ana gayesi, rakip sistemlere göre gaz yanmal ı teknolojinin potansiyel ekonomik faydalarını gerçekçi olarak irdelemektir. Buradan çıkan sonuçlar, daha iyi sistem seçeneklerini ve ilk maliyet, performans ve sistem geri ödemesi için hedef tayininin belirlenmesi ile Ar-Ge'ye yön verecektir. Gazlı soğutma sistemleri, tercihli ödeme oranları ile nispeten kısa geri ödeme sürelerine sahiptir. Gazlı soğutma teçhizatındaki Ar-Ge gelişmeleri, uygulamaların daha geniş bir pazarda şans yakalanmasına yardımcı olacaktır. Elektrik fiyatlarındaki artışlar, gaz yanmalı iklimlendirme sistemlerinin ticari pazara yeniden sunulması fırsatını sağlayacaktı r. 86 2.2. Montreal Protokolü'nden Günümüze 1985 yılında Viyana bildirgesi ile başlayan ilk girişimlerden sonra, 1987 yılında Montreal Protokolü gerçekleştirilmiş ve bugüne kadar 150 ülke, çevre korumasına yönelik olarak ozon tabakasına zarar veren maddelerin üretimini ve kullanımını sınırlandırmak ve yasaklamak üzere imza atmışlardır. 1990 yı l ında Landon Conference Of The Parties Carbon Tetra Chlorit vr Metyl Chloroform'a karşı komitelerin yetkilerini genişleterek güçlendirmiştir. Kopenhag Konferansı 1992 yılında HCFC gazlarına karşı daha sert yaptırımlar getirmiştir. Son olarak Kasım 1996'da yapı lan Saint Jose of Costarica Konferansı ozon tabakası nı korumak için bilimsel çalışmanın gerekli olduğunu belirtmiştir. Bu konferansta ayrıca ozon tabakası na az zarar veren veya vermeyen, ancak küresel ısınmaya neden olan gazlarla ilgili de sın ı rlayıcı kararlar alınmıştır. Tehlikeli gaz sınırlandırılması aşağıdaki üç temel özelliğe göre yapılmaktadır; a. Ozon tahribat potansiyeli, b. Atmosferdeki yaşam süresi, c. Küresel ısınma potansiyeli. 3. Doğalgazlı Soğutma Sistemlerinin Teknik Özellikleri ve Uygulama Alanları 3.1. Klima Sistem Sınıflandırması 3.1.1. Uygulama alanlarına göre a. Bireysel klimalar: Bireysel kullanımlarda pencere tipi klimalar, portatif klimalar ve split klimalar kullanılmaktadır. b. Kat bazında klimalar: Bu uygulamada kanallı tip klimalar, basit ve değişken akışlı multi split klimalar, hidrolik kat klimaları ve modüler tip absorpsiyonlu grup ile birlikte kullanılan çoklu iç üniteli kat kliması uygulamaları mevcuttur. c. Merkezi klimalar: Merkezi su soğutma gruplarının fancoil ve/veya klima santralleri ile birlikte kullanıld ığı sistemlerdir. 3.1.2. lsı taşıyıcı akışkana göre a. Sulu sistem: Merkezi su soğutma grubu ile şartlandırılan iç mekanlarda fancoillerin kullanıldığı sistemlerdir. Fancoillerden dolaşan su, merkezi bir su soğutma grubunda soğutulur/ısıtılır veya ısıtma bir kazandan da temin edilir. b. Havalı sistem: Merkezi su soğutma grubu ve/veya bir merkezi kazan ile klima santrallerinin birlikte kullanıldığı ve klima santralinde ortam havasının şartlandırılarak havalandırma kanalları vasıtası ile tekrar ortama taşı nd ığı sistemlerdir. c. Sulu ve havalı sistem: Havalı ve sulu sistemin birlikte kullanıldığı sistemlerdir. Merkezi bir su soğutma grubu ve/veya kazanın klima santrali veya VAV ile fancoil ünitelerinin birlikte kullanıldığı sistemlerdir. d. Direk genleşmeli sistem: Kondenser ünitesi ile DX iç ünitelerinin birlikte kullanı ldığı sistemler ile paket tip klimaların kullanıldığı sistemlerdir. Bu sistemde soğutucu akışkan gaz, doğrudan havayı soğutmak amacıyla kullanılan doğrudan ekspansiyon bataryada buharlaştırılır. 3.1.3. Kullanılan enerji kaynağına göre a. Kompresörlü sistemler: Bu sistemler ana enerji kaynağı olarak elektrik enerjisi kullanılırlar. Elektrik motoru ile tahrik edilen çeşitli tipte (pistonlu, scroll, vidalı, santrifuj, rotary vs.) kompresör vas ıtasıyla buhar sıkıştırmal ı çevrimin kullanıldığı sistemlerdir. b. Absorpsiyonlu sistemler: Bu sistemlerde ana enerji kaynağı olarak doğal gaz, LPG, fuel oil, kerosen, buhar, sıcak su, egzoz gazı (kojenerasyon sistemi) kullanılır. Doğal gaz, LPG, fuel oil gibi yakıtların yakılmasıyla elde edilen ısı enerjisinin kullanıldığ ı direk yanmalı soğutma grupları olduğu gibi, sıcak su, buhar ve atık ısının kullanıldığı absorpsiyonlu su soğutma grupları da mevcuttur. 4. Doğal Gazlı Su Soğutma Sistemleri Üç tip doğal gazlı soğutma sistemi vardır. a.Doğal gazla çalışan absorpsiyonlu çillerler, b.Motor tahrikli çillerler, c.Nemi gideren kurutma sistemleri. 4.1 . Doğal Gazla Çalışan Absorpsiyonlu Çillerler 4.1.1. Absorpsiyonlu sistemin çalışma prensibi Bu sistemde soğutucu akışkan su absorbent akışkan ise lityum bromittir. Soğutucu akışkan su olduğundan do-

RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=