Tesisat Dergisi 114. Sayı (Haziran 2005)

sorumluluğu zorunludur. Ayrıca zorunlu standartlar ve imar yasaları nedeniyle yerel yönetimlere kayıtlı mühendislerin sorumluluk alarak kontrol ve denetimi yararlı olmaktadır. Dikkat edilecek nokta, bu hizmetlerin teknik sorumluluk altında yapılması, hiçbir şekilde rant, çıkar, yandaşlık ve yetki ile bezenmiş onay amaçlı yapılmamasıdır. Ülkemizde temel sorun mühendislik hizmet sektörünün önemsenmemesi, uzman katkısının dikkate alınmamasıdır. Temsil etmiş olduğumuz tesisat sektörü analiz edildiğinde görüleceği üzere; ısıtma, havalandırma, klima, sıhhi tesisat dışında yangın, deprem, otomatik kontrol, çevre, enerji, özel tesisat gibi ihtisas dallarına ayrılmakta; her branşın eğitim, tasarım, üretim, uygulama, pazarlama, malzeme tedarik ve işletme uzmanları bulunmaktadır. Dolayısıyla bir yapının tesisat hizmetini bir makine mühendisinin omuzlarına yüklemek, onun yaptırımlarına güvenmek, ekip üretiminden kaçmak en büyük yanlışlığımız sayılmalıdır. Ayrıca bir yatırımın % 12 mertebelerine erişen tesisat işlerinin mühendislik hizmetini, tesisat bedelinin % 1 'i mertebelerinde bir bedelle projelendirmek yerine ucuzluğa dönük, önüne gelen mühendise proje yaptırılması ekonomik olmayan bir yatırıma sebebiyet vermekte, işletmede büyük savurganlık yaratmaktadır. Bu nedenle mekanik tesisat sistemlerinde yatırım ekonomisinin doğru sistem seçimleriyle başlayıp, standartlara uygun üretimle sağlanabileceğinin bilincine varılması gerekir. ►5. Kuvvet: Sivil Toplum Kuruluşları Gelişmekte olan Türkiye'de, demokrasi ilkelerine uygun sivil toplum kuruluşları, birlik ve dernekler, yasama, yürütme, yargı ve medyadan sonra beşinci kuvvet olarak kendini güçlü bir kurum olarak göstermeye başlamıştır. Bireylerin anayasal hakkı olan örgütlenme sonucu, ülkemizde on binlerce dernek ve birlik kurulmuş, bunlar kendi hak ve menfaatlerini korumanın yanı sıra toplum yönetimine katkıda bulunmaya başlamışlardır. Anayasal kuruluşlar olan odalar, sendikalar, federasyon ve meslek odalarının yanı sıra belli bir amaca yönelik, ortak amaçları olan bireylerin kurduğu dernekler sözlü, yazılı, görüntülü etkenlikleri ile kendilerini toplum önünde sergilemekte, toplum ve kamu nezdinde etkili olmaktadırlar. Yıllar önce büyükşehirlerimizde görülen bütün dernekler bugün bütün il, ilçe ve köylere sıçramış, bütün yurda yayılmıştır. Amacı topluma yararlı olmak olan bu örgütlerin, konuşan bir ülke içinde yer almaları çok önemli olup, beraberlik ve birliktelik içinde güçlerini sergilemeleri de çok yararlıdır. Yıllardır siyasi partilerin araç olarak kullandıkları bu kuruluşların, sc:ın yıllarda kendi görüşleri ile ortaya çıkması çok sesli demokrasi uygulamaları yönünden faydalıdır. Ancak toplumun yönetime katılımcı olma yaklaşımlarındaki sahip olduğu atalet, bireyleri katılımcı olmaktan uzaklaştırmış, buna karşın örgüt yönetimlerinde aynı liderlerin yöntemleri sürekli gündeme gelmiş, birçok sivil toplum kuruluşu aynı başkanlarla uzun süreli hizmet vermiştir. Bu yöntem ister istemez toplumlarda ikilem yaratmakta, örgüt hizmetlerini demokrasiden uzaklaştırmaktadır. Ayrıca siyasi partilerin de bu tür örgütlerle ilişkisi bireyin özgür haklarını sınırlamakla kalmayıp, katılım arzularını köreltmiş bulunmaktadır. Özellikle üye sayıları on binleri aşan, yüz binlere yaklaşan örgütlerde bu durum daha açık görülmekte, üyelerinin % 90'ı örgüt çalışmalarından uzak, yaptırımlarında ilgisiz kalmakta, dolayısıyla kuruluşlar belirli bir zümrenin hegomanyasında hizmet vermektedir. Sanat, kültür, yardım ve beraberlik amaçlı sivil toplum kuruluşları dışında meslek odaları vakıf ve ihtisas derneklerinin üyeleri arasında çıkar çatışması olmakta, ayrıca hemen hemen bütün örgütlerin yönetimlerinde yer almak kişilere cazip gelmekte, örgüt başkanlığı da birçoklarına beklemediği itibarı sağlamaktadır. Bu tür yanlışlıkların katılımcı demokrasi ilkeleri doğrultusunda düzeltilmesi zorunludur. ►Sektörde Meslek İçi Eğitim • Toplantıları Özellikle Bursa, Samsun, Konya gibi lstanbul ve Ankara dışında kalan bölgeler başta olmak üzere, meslektaşlarımız çok yönlü hizmet vermekte, uygulamada ihtisas dallarında ayrıntılı bilgiye ihtiyaçları bulunmaktadır. Her ne kadar teknik yayınlar, kitaplar, dergiler birçok alanda teorik ve uygulamalı bilgiler aktarmakta ise de meslek içi eğitim toplantılarının çok büyük yararları bulunmaktadır. lgünceı Anadolu'nun birçok yerinde yapılarda sıhhi tesisat, kalorifer dışında nadiren klima uygulanır. Klima sistemleri genellikle split cihazlara dayalı, olsa olsa metodu ve yaklaşık yüklere göre seçilir. Bu nedenle mühendislerimiz tasarım, uygulama ve malzeme satışları ile bir arada uğraşıp geçimlerini sağlamakta, önemli yatırımlarda yatırımcılar mühendislik hizmetlerini deneyimli firmalardan beklemektedir. Bu anlamda, hastanelerin ameliyathane klimaları, hijyenik ve temiz oda teknolojilerini gerektiren tesisatlar ticari amaçIı yaptırımlara yol açmaktadır. Nitekim rasgele hepa filtre, laminer akım, hijyenik santral uygulamaları bunu göstermektedir. Ayrıca otomatik kontrol sistemlerinin tatbikatında da büyük hatalar yapılmakta, akıllı bina yaklaşımı ile sofistike, kullanılabilirliği olmayan uygulamalara yönelmektedir. Zorunlu standartlar yönüyle de Anadolu yapıları uygulamalardan yoksun sayılır. Sıhhi tesisat uygulamaları hiçbir usul ve kurala dayanmamakta; koku, gürültü, akıntı sorunları yaşanmakta, kaliteye önem verilmemektedir. Birçok yapıda yangın önlemi alınmamış, yalıtıma önem verilmemiştir. Yapılarımızın çoğu fiziksel engellilerin gerekli ihtiyaçlarından yoksundur. Hijyen ve sağIık standartlarından uzak yapılarda konfor sorunları ile karşı karşıyadır. Yatırımlar çoğu kez ucuzluğa dönük sayılır. Bu uygulamaların temelinde bilgi, teknoloji ve deneyim eksikliği görülebilir. Bu anlamda sektörün gelişiminde Anadolu'ya öncelik verilmeli, bilgi ve teknoloji transferi sağlanmalıdır. Bu amaçla kongre, seminer, sempozyum uygulamalarını lstanbul, Ankara, izmir, Antalya dışında diğer illere kaydırmak ve bu yörelerde hizmet veren meslektaşlarımızla yakın ilişki kurarak işbirliği yapmak gerekir. iç hava kalitesi, gürültü, akustik, hijyen, sağlık, yangın, deprem sorunlarının, kalite ve şartname norm ve standartların bu bölgelerde tartışılıp değerlendirilmesi faydalı olacaktır. Ancak bu tüt gelişimlere karşı çıkacak kesim oldukça güçlü sayılır. Alıştıkları sıradan uygulamaların sağladığı ticari kazançlardan kolay kolay vazgeçmeyecek, gelişimleri önleyeceklerdir. Bu nedenle toplumun bilinçlenmesi, tüketicinin uyanması ucuz mal yerine kaliteli malzemeyi tercih etmeleri gerekir. Bu amaçlı ihtisas derneklerinin başta TTMD olmak üzere müştereken bir 19 J L_ CC >> .. ii .. .. ·;;; · e, ·;;;

RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=