sel riski, elektrik üretimi, gemi işlemesi (nehirlerde vs.), kirlilik kontrolü, rekreasyon, habitatlar ve ekosistem hizmetleri için ne gibi sonuçlar doğurabileceği konusunu incelemektedir. Tabii ki uygulamada iklim değişmesinin asıl etkileri, su yöneticileri değişmeye uygun olan kademeli veya özerk adaptasyonları eksik bilgilerle olsa bile gerçekleştirecekleri için, oldukça farklı olacaktır ve değişmenin etkisi, adaptasyon maliyetlerinin ve artık etkilerin işlevi olacaktır. Adaptasyonu değerlendirmeyen etütler, iklim değişimi sorununun büyüklüğünün değerlendirilmesi için bir "vaka tabanı" sunmaktadır. Daha da önemlisi, bazı etütler, su kaynaklarının _yönetim şeklinde veya sistemlerin işletilmesinde meydana gelen iklime bağlı olmayan değişmelerin hesabını vermemişlerdir. Geleceğin iklim senaryosunu, günümüzün yönetim sistemi için uygulamışlardır. Bu yaklaşım gerçekçi değildir, fakat pek çok su yöneticisinin ne kadar adapte olabileceği de belli değildir. Önemli olan, iklim değişmesinin etkisini (örneğin 2050'Ii yıllara kadar), o zamana kadar iklim değişmesi olmaksızın (yani, iklim değişmesini yok sayarak) ortaya çıkacak su yönetim sisteminin çerçevesinde değerlendirmek, örneğin talepteki veya hukuki şartlardaki değişmeleri ele almak gerekmektedir. Bu su kaynak sisteminin iklim değişmesine karşı olan hassasiyeti, birkaç fiziksel özelliğin ve daha önemlisi, toplumsal karakteristiğin işlevidir. Azami hassasiyetle ilişkilendirilen fiziksel özellikler şunlardır: t Tarım ve hayvancılık için yürürlükte olan marjinal bir hidroloji ve iklim rejimi, t Mevsimsel yağışın sonucu olan aşırı mevsimsel veya kar erimesine bağlı olan bir hidroloji, t Haznelerde depolanan suda yüksek ölçüde sedimantasyon, t Toprak erozyonu ve ani sel baskın şartlarını özendiren topografi ve arazi kullanım eğilimleri, t Ülkenin topraklarında iklimsel şartlarda bir değişkenlik eksikliği ve bunun sonucu olarak, faaliyetlerin başka bölgelere kaydırılmasının imkansızlığı. iklim değişmesine karşı hassasiyeti artıran bazı toplumsal özellikler de şunlardır: t Mevcut alt yapı bakımının yapılmaması, sonuç olarak onun bozulması , 134 t Su idare alt yapılarının eksikliği, t Hane düzeyinde uzun vadeli planlama ve tedariki önleyen yoksulluk ve düşük gelir düzeyleri, t Sistem planlaması ve yönetimi için eğitimli ve uzmanlaşmış personel eksikliği, t Amaca uygun, yetki sahibi olan kurum/kuruluşların eksikliği, t Amaca uygun arazi kullanım planlaması eksikliği, t Yüksek iskan yoğunluğu, nüfusun hareketliliğini engelleyen başka unsurlar, t Hızlı nüfus artışından kaynaklanarak büyüyen su talebi, t Risklere karşı tutucu tavırlar (yani, daha fazla mal ve hizmet karşılığı meydana gelen bazı risklerle yaşamaya karşı gönülsüzlük), t Su yönetiminde rol oynayan taraflar arasında resmi bağlantıların eksik olması. Bu bölüm, ilk olarak iklim değişmesinin su kaynakları ile ilgili alınacak önlemlerin üzerindeki olasılıklı global etkilerini, sonra bunun belli sistemler üzerindeki etkisini değerlendirmektedir. Su kaynağı sıkıntısının birkaç göstergesi vardır. Kişi başına mevcut su miktarı, potansiyel olarak mevcut su hacmi/kullanım için çekilen su hacmi oranı buna dahildir. Çekilen miktarlar, toplam yenilenebilir kaynakların % 20'sini aştığı zaman, su sıkıntısı sık sık kalkınmayı sınırlayan bir unsur olmaktadır [20]. Eğer çekilen su hacmi, bunun % 40'ını aşarsa, büyük sıkıntı mevcuttur. Aynı şekilde, eğer bir ülke veya bölge kişi başına 1,700 m3/yıl'lık bir su miktarına sahip değilse, su sıkıntısı sorun olabilmektedir. Ancak su sıkıntısının sonuçları suyun nasıl yönetildiğine bağlı olduğu için, basit sayısal göstergeler bir ülke veya bölgedeki su kaynağı sıkıntısını sadece kısmen gösterebilmektedir. Küresel çapta su sıkıntısı değerlendirmeleri, su kullanımı ile ilgili verilerin ,, genellikle bulunduğu birim olduğu için, ülke bazında yapılmaktadır. 1990'da dünya nüfusunun yaklaşık üçte biri, su kaynaklarının % 20'sinden fazlasını kullanan ülkelerde yaşıyordu. 2025'e kadar ise daha büyük bir toplamın % 60'ı ise, iklim değişmesi olmaksızın su sıkıntısı çeken ülkelerde yaşıyor olacaktır [21]. Nehir akışında meydana gelen değişmelerden yola çıkarak, su kaynaklarında benzer bir eğilim mevcudiyeti neticesini çıkarmak mümkündür. Birkaç nedenle iklim değişmesinin etkileri hakkında nicel sonuçlar varmak zordur. Farklı çalışmalar, farklı yöntem ve senaryolar kullanmıştır ama en önemli olanı, farklı sistemlerin iklim değişmesine farklı bir şekilde intikal etmeleridir. Ama yine de, aşağıdaki bazı nicel genellemeleri çıkarmak mümkündür. t Büyük su haznesi kapasitesine sahip olan sistemlerde kaynak güvenilirliğinde meydana gelen değişmeler, nehir akışındaki değişmelerden oransal olarak daha küçük olabilir. t iklim değişmesinin· potansiyel etkileri, su yönetimini etkileyen başka değişimler çerçevesinde değerlendirilmelidir. Pek az etüt, spesifik olarak iklim değişmesi ile başka baskıları kıyaslamaktadır. Pek çok çevre ortamında, 20 yıldan az bir zaman içinde iklim değişmesi etkilerinin, başka baskıların yanında küçük kalması mümkündür. Bu tabii ki sisteme bağlı olacaktır. t İklim değişmesinin ihtimalli etkileri, günümüzde sıkıntıda olan sistemlerde en büyük olacaktır. iklim değişmesinin su kaynakları üzerindeki etkisi hakkında yapılan çalışmaların ezici çoğunluğu, su çevresini insana bağlı unsurlara odaklamışlardır. Dünyanın pek çok yerinde su kaynağı sistemleri, gittikçe nehir/göl ve sulak alanlarının idamesini sağlamak için yönetilmektedir. Bu uygulama, efektif su talebini artırır veya suyun mevcudiyetini azaltır. iklim değişmesinin �
RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=