Daha önce yurtdışı ve yurtiçine fason otomobil parçaları ve makine parçaları dökümü yapıyorduk. Kazan sektörüne girdikten sonra, özellikle son 5-6 senedir fason imalatı bırakıp, markamız olan RİMA ile tamamen kazan imalatına yöneldik. Şu anda döküm kazan olarak Avrupa’da, belki de dünyada model çeşitliliği en fazla olan üreticiyiz. Kazan çeşitliliği derken; mesela katı yakıtlı kat kaloriferi tarzındaki kazanlarımızın 4 tipi var ve tamamı yurtdışına satılmakta. Aynı şekilde atmosferik brülörlü kazanlarımızın da merkezi sistem ve kat kaloriferi tarzında 4 tipi bulunuyor. Yurtiçinde ise, doğalgazın yaygınlaşmasıyla birlikte, üflemeli brülörlü kazanlarımız, özellikle kamu sektöründe oldukça yaygın kullanılmaktadır. 

 

Üretimimizde, gerek teknoloji açısından, gerek idari açıdan dünya standartlarını takip ediyor ve bu konuda sürekli kendimizi geliştiriyor, her şekilde belgelendirme işlemlerini yapıyoruz. T.S.E. , CE, İSO belgeleri ve Rusya’dan da GOST ve THETNAZOR belgelerimiz bulunuyor.  

 

İyi Bir Tesisat ve Bilinçli Kullanıcı ile Uzun Ömürlü Kazan Kullanımı

Döküm kazan iyi bir tesisat ve bilinçli bir kullanıcı istiyor. Eski binalarda bina içi tesisatlara müdahale edilemiyor, ama kazan dairelerinde gerekli şartların sağlanması için, müşterilerimizi, taahhütçülerimizi, kullanıcıyı sürekli olarak bu konuda bilinçlendirmeyi, satış öncesi ve sonrasında sürekli olarak yapıyoruz. Kullanıcılara tesisatlarının ne kadar iyi ve tekniğine uygun olursa, kazanlarından o kadar iyi verim alacaklarını, az enerji harcayacaklarını ve sistemin ekonomik ömrünün ne kadar uzun olacağını  bakım masraflarının ne kadar az olacağını anlatmaya çalışıyoruz. Müteahhitlerimize, servislerimize montaj ve devreye alma sırasında kullanıcıyı mutlaka eğitmelerini söylüyoruz. Mesela, çelik kazanlarda kazan terlemesin diye 40-45 dereceye gelene kadar sirkülasyon pompalarını çalıştırmazlar, kazan bu derecelere gelince çalıştırırlar. Döküm kazanda ise asla böyle bir şey istemiyoruz. Kazanla birlikte sirkülasyon pompası da çalışmalıdır. İşte bunu bile kullanıcıya anlatmak zorundayız. Tesisat deyince de en basit örneği söyleyeyim. Eski tesisatlarda besleme suyunu getirip kazanın dibine bağlarlar ve kazana su basılır. Döküm kazanda asla böyle yapılmamalıdır. Su kazana değil, tesisata basılır dolayısıyla besleme suyu gidiş kolektöründen verilmeli, binayı dolaşıp, şartlanıp kazana dönmelidir. Tesisatla ilgili en basit uyarı bu.

 

Diğer bir husus, brülör seçimi. Bu hem yakıt sarfiyatını hem kazanın verimini doğrudan etkileyen bir husustur. Mutlaka kazanın kapasitesine ve yapısına uygun bir brülör seçilmeli. Brülör alevi arka dilime kuvvetli vurup duman yollarına dönmemeli, hatalı montaj yapılıp, alev belli bir yüzeye kuvvetli vurmamalı. Brülör konusunda bir çalışmamız da var. Önde gelen bir yerli firma ile kendi markamızla, birebir kazanlarımızda test edilerek, kazanlarımıza uyumlu brülör üretimi yaptırmaktayız.

 

Diğer bir konu, özellikle ülkemizde dikkat edilmesi gereken bir konu, tesisata basılan suyun sertliğidir. Tesisatınız kapalı sistemse ve iyi bir tesisatsa, su kaçağınız yoksa, tesisatınızda su eksilmesi olmaz. Dolayısıyla tesisatınıza su basmak zorunda kalmazsınız. Kireçlenme probleminiz olmaz. Ama şartlar böyle değilse, sık sık tesisatınıza su basıyorsanız, mutlaka bir yumuşatma sisteminden su basmalısınız. Aksi taktirde tesisatınız ve kazanınız kireçlenecek, verimi düşecek, pompalarınızın ömrü kısalacak ve kazan dilimlerinizde, döküm ile su arasında olması gereken ısı transferi yeteri kadar olamadığından dilimleriniz çatlayacaktır. 

 

Döküm kazanda dilim çatlamalarının sebebi imalattan değil yüzde 95 olarak ya tesisattan ya kullanıcı hatasından ya da hatalı brülör seçiminden kaynaklanmaktadır.  Kullanıcının bilinçlendirilmesi ve iyi bir tesisat şartı ile döküm kazan çok uzun yıllar hizmet eder. 

 

Garanti Politikası

Kazanlarımızda garanti süresi 1992 yılından beri 5 yıldır. Sektörde en fazla garantiyi yıllarca biz verdik. Daha sonra yerli diğer üreticiler de 5 yıla çıkardı. İthal olanların garanti süresi ise 3 yıl. Mevzuata göre ise garanti süresi 3 yıl olmalı. Bizim garanti olayına bakış ve yaklaşımımız biraz farklı. Biz yerli üretici olduğumuz için yedek parça sorunumuz yok. Bunun yanı sıra hep kullanıcının yanındayız. Yani, biz bir kazanda problem çıktığı zaman öncelikli olarak işimiz suçlu aramak değil, o binada yaşayanların konforunu sağlamaktır. Bizim garanti politikamız bu. Sonrasında arızalı parça fabrikaya gelir, kontrol edilir, tesisat kontrol edilir. Hata sebebi araştırılır. Yüzde 100 tesisat, kullanıcı hatası net bir şekilde belirleyemezsek genelde hatayı üstleniriz. Bizim için bir kazan dilim vermek, iki saat mesai harcamak o kadar önemli değil, ama o binada oturan yaşlı teyzenin, hasta amcanın ve bir çocuğun bir saat soğukta kalmaması çok ama çok önemlidir. Bize göre bir dilimin bedeli bu insanların bir saat üşümesine değecek bir bedel değildir. Biz olaya böyle bakıyoruz. Servis hizmetini 24 saat veriyoruz. Servis verilecek yer bir konutsa, tabi ki bu her zaman mümkün olamıyor, ertesi sabah gidiliyor. Ama bir hastane, sağlık ocağı gibi bir yerse mutlaka, gece kaç olursa olsun gidilir.

 

Doğalgaz ile Döküm Kazana Talep Arttı

Türkiye’de doğalgazın yaygınlaşmasıyla birlikte döküm kazana talep oldukça arttı. Bunun iki sebebi var. Birincisi döküm kazanın çelik kazana göre çok daha uzun ömürlü olmasıdır. Diğer neden ise binalarda eskiyen kazanların söküldükten sonra binaya çelik kazanın sokulması zorluğu. Bu durumda, mecburen döküm dilimli kazan alınıyor. Çünkü kazan dairesine dilimler halinde sokulup burada montajı yapıldığı için kolaylıkla kurulabiliyor. 5 Aralık 2009 da yürürlüğe giren Binalarda Enerji Performansı Yönetmeliğinde, 1000 metrekareden büyük alanlarda merkezi ısıtma sisteminin zorunlu hale getirilmesi geç ama doğru bir karardı. Ancak daha sonra, nedendir bilinmez, bu 2000 metrekareye çıkartıldı. Yine de bu kararla birlikte merkezi sisteme dönüş olacak ve dolayısıyla bütün bunların ışığı altında döküm kazan satışları da hızla artacaktır.

 

Fakat yeni yönetmelikle birlikte, merkezi sistem kullanımında çelik kazan satışlarının döküm kazana göre biraz daha fazla artacağını düşünüyorum. Çünkü müteahhit firmalar maliyeti mümkün mertebe düşük tutmaya çalışacaklar. Ama bunların da dönüşümü mutlaka döküm kazana olacak. Bu yüzden biz döküm kazancıların sanırım biraz beklemesi gerekecek. Ama boş durmayacağız yeniliklerle geleceğiz. Diğer avantajlarımızı kullanacağız. 

 

Yurtdışı Pazarına Açılmak  Daha Önemliydi

Doğalgazın henüz çok az bir bölgede kullanıldığı zamanda biz yurtdışına fason olarak döküm dilimler gönderiyorduk. Orada dış sacı yapılıyor, toplanıyor, kazan haline getirilip satılıyordu. Bu konuda oldukça da talep alıyorduk. Doğrusunu söylemek gerekirse, yurtdışına satmak yurtiçinden daha önemliydi. Bu kısa dönem içinde doğalgaz yurtiçinde hızla yayılmaya başlayınca, yurtiçi piyasasına ve şartlarına dönmek biraz gecikerek mümkün oldu. 

 

Yurtdışı ihraç fiyatlarımızla, yurtiçi fiyatlarımız arasında çok fazla bir fark yok. Yani yurtdışı fiyatımızı da yurtiçi fiyatımızı da genel piyasa şartlarına ve rakiplerimize göre oluşturuyoruz. Bir de şu var ki; yurtdışına daha çok yayılmak, daha çok satan bir marka olmak, “burada Türk kazanı kullanılıyor” demek ve dedirtmek istiyoruz. Bir kaç sene öncesine kadar, yurtdışına fason dilim gönderiyorduk demiştim. Şimdi artık bitmiş kazan gönderiyoruz. Hem de çoğunlukla kendi markamız olan RİMA olarak. Buna çok önem veriyoruz. Son yıllardaki yatırımımız genelde hep markamıza. Neredeyse yüzde 70’ler oranında markamızla satıyoruz ve tanınır hale geldik. 

 

Üretim Kapasitemizin Yüzde 65-70 Kadarı Yurtdışına

Kazan piyasasının gelişimine bakınca, biz son 5 senede, her sene üzerine en az yüzde 20 koyarak satışlarımızı artırdık. Örneğin 2009 senesinde bile krize ve bazı kamu yatırımlarının kısılarak yapılmasına rağmen, en az yüzde 15’lik bir artış yakaladığımızı söyleyebilirim. Bizim kendi satışlarımızın yanı sıra yurtiçinde büyük ve köklü bir markaya da fason olarak kazan yapıyoruz. Özellikle yurtdışında büyük firmalarla anlaşmalarımız var. Doğu ve Orta Avrupa ülkelerine, Azerbaycan’a, Rusya’ya, Yunanistan’a, İngiltere’ye, İspanya’ya, Alman-ya’ya ve Ortadoğu’ya kazan gönderiyoruz. Kazanlarımız sıvı yakıtlı olarak genellikle küçük kapasitelerde kat kaloriferi tarzında yurtdışında fazlaca kullanılmakta. Yunanistan’a bu tip kazanlardan çok gönderiyoruz. Üretim kapasitemizin yüzde 65-70 kadarını yurtdışına gönderiyoruz. Bizim Şili, Meksika hatta Avustralya’da bile çalışan kazanımız var.

 

Üretimin Her Aşamasını Kendimiz Gerçekleştiriyoruz

Üretici firma olarak; esnek, hızlı, çabuk karar verebilen ve uygulayabilen bir aile şirketi yapısında olduğumuz için imkanlarımız ve teknolojimizle üretimin her aşamasını kendi içimizde yapabildiğimizden dolayı çok avantajlı bir durumda olduğumuzu düşünüyorum. Modellerimizi bile kendi modelhanemizde yapmaktayız. Bir örnek vereyim, Yurtdışından bir firmadan gelen bir değişiklik talebi veya farklı bir modelde kazan imalatı talebi gelirse değerlendirilir; fizibilitesi, maliyeti, satış hedefi değerlendirmesi yapıldıktan sonra hemen modeli, numuneleri yapılır, gerekli testlerden geçer, belgelendirilir ve müşterinin satışına sunulur. Bu yüzdendir ki kazan çeşidimiz bu kadar fazla.

Türkiye Döküm Kazan Pazarı

Türkiye’de döküm kazan pazarı yıllık 5 bin - 6 bin arasındadır. Toplam kazan satışında da çelik kazan ile döküm kazan arasındaki satış farkı döküm kazan lehine gittikçe kapanmakta. Yine de şu anda yüzde 65-70 çelik kazanın, yüzde 30-35 döküm kazan satışlarından bahsedebiliriz. Bunu sadece doğalgaz olan bölgeler için söylüyorum. Yani katı yakıtlı çelik kazanlar bu miktarın dışındadır.

 

Yurtiçi pazarda yerli üretici olarak, lider görünüyoruz. Genelde ise ithal döküm kazanlarla yerli döküm kazan piyasa payının yüzde 50-50 olduğunu düşünüyorum. Bu oran son kararlarla birlikte yerli üretici lehine değişecektir.

 

Kazan Satışında Bayilik Sistemi

Yurtiçi satışlarla ilgili olarak İstanbul’da aracı olmadın genelde diret olarak müteahhit firma bizden kazanı alıyor. Anadolu’da ise bazı bölgelerde bayiliklerimiz var. Bayilik sistemi kazan satışında sıkıntılı bir oluşum. Çünkü ya taahhütçü bayi olacaksınız, ya da satıcı bayi. Taahhütçü bayiler müşteriye doğrudan hizmet veriyor. Sistemini kuruyor, kazan dairesini yapıyor, gazını açıyor. Yakıp teslim ediyor. Hiç kimse kazanı vitrinde görünüp beğenip almıyor. Dolayısıyla bu işte, sistemi kuracak. o kazanı oraya bağlayacak kişi önemli. İnsanlar kazanlarını değiştirecekleri zaman bu kişilere gidiyorlar. Yani bir mağazaya gidip kazanı beğenip almıyorlar. Eğer o müteahhit güvenilen, işinin ehli biri ise, hangi marka kazan tavsiye ederse müşteri onu kullanıyor. Diğer taraftan, bir taahhütçü firmayı bayiiniz yaptığınız zaman, diğer taahhütçü firmalar doğal rakip olduğundan gelip de ondan kazan almıyorlar. Bu sebeplerle bu iki gurup arasında dengeli bir yaklaşımı gözeterek bayilik sistemini yerleştirmeye çalışıyoruz ama bunun sağlam bir sistem olarak oturması biraz zaman alacak. Daha önce de söylediğim gibi satış sonrası hizmet konusunda asla tavizimiz yok. Bu konu çok önemli.  Her şehirde, bilgili, eğitimli ve konusunda uzman servisler oluşturuyoruz.

 

Alüminyum, Silisyum, Magnezyum Alaşımlı Döküm Yoğuşmalı Kazanı Yaptık 

Günümüz dünyasında enerjinin bedelinin yüksek olması insanları yeni enerji kaynakları bulmaya yönelttiği gibi mevcut enerjiyi de en verimli olarak kullanma araştırmasını zorunlu hale getirdi. Bu sebeple teknolojinin her imkanı kullanılmaya başlandı. Konvansiyonel sistemlerde, enerjinin bir kısmı bacadan dışarı atılıyordu. Bu bir şekilde geri kazanılmalıydı ve bu yapıldı. 175-210 derecelere varan baca gazı sıcaklıklarının bir kısmı geri kazanılarak 50-60 derecelik sıcaklıklara düşürüldü. İşte yoğuşma teknolojisi dediğimiz bu. Son birkaç yılda Avrupa’da bu konuya çok önem verildi. Bütün fuarlarda ilgi  çekti ve hızla yaygınlaştı. Hatta bazı ülkelerde zorunlu hale getirildi. Bizde de yeni yönetmelikle birlikte bazı yerlerde zorunlu hale gelmiş durumda. İşte o günden beri geleceğin bu olduğunu düşünerek biz de çalışmalarımıza başladık. Çünkü teknolojinin gerisinde kalan üretici ayakta duramaz. 2009 yılı ortalarında tüm projeleri tamamladık ve üretime başladık. Ürün testlerimiz gerek laboratuar, gerekse sahada 2010 Nisan ayına kadar sürdü. 2010 İstanbul Sodex fuarında ürünümüzü sergiledik ve büyük ilgi gördük. Çünkü Türkiye’de ilk ve tek üreticiydik. Alüminyum, Silisyum, Magnezyum Alaşımlı Döküm Yoğuşmalı kazanı yaptık. Avrupa’da belgelettik. CE belgesini aldık, T.S.E. belgesini aldık. Ağustos 2010’da Türk insanının kullanımına sunduk. Avrupa’ya sattık. 69 kW – 187 kW aralığında 5 modeli bulunan bu kazanımız tam yoğuşmalı ve tam modilasyonlu, ayrıca 16 kazana kadar kaskad yapılabilmekte. 

 

Otomasyon

Otomasyon konusuna gelince, hala bakir ve özellikle halk arasında önemi tam olarak anlaşılmış bir konu değil. Günümüzde enerji kullanımının olduğu yerlerde artık manuel kullanımlar hızla terk edilmeli ve otomasyon kurulmalıdır. Dolayısıyla bazı sistem ve insan hatalarına karşı insan faktörü devre dışı bırakılmalıdır. Yalnız burada dikkat edilmesi gereken önemli bir husus var. Otomasyon, kullanılacağı sisteme ve amaca uygun seçilmelidir. 3-4 fonksiyonunu kullanacağınız bir otomasyonda, 50 fonksiyonu olan bir otomasyon sistemi almanız pek de ekonomik ve akıllıca olmaz. Düşünün ki bir kazan alıyorsunuz, üzerinde bir sürü fonksiyonu olan bir paneli var mecburen alıyorsunuz, sonra bunun çok az bir kısmını kullanıyorsunuz verdiğiniz para boşuna. Biz kazanlarımızın üzerine iyi bir markanın ekopanelini koyuyoruz. Normal bir bina için son derece yeterli ve makul fiyatlı. Eğer kazan dairesi şartları daha komplike ve daha çok ekipman kontrol edilmek isteniyorsa, oraya uygun bir otomasyon projelendirmesi yapılmasını öneriyoruz.

 

Konunun diğer bir yönü ise, otomasyonu kullanacak kişilerin eğitilmesi, her aklına gelenin kazanın başına giderek ayarları değiştirmesinin önlenmesi gerekir. Sadece bu sebepten dolayı binalara ekopanellerin en az yarısı şu anda çalışmıyor. Bu bir milli servet kaybıdır. 

 

Ayrıca binanın gerçekten otomasyonlu denilebilmesi için sistemin farklı zonlara göre kurulması gereklidir. Katların farklılıkları, kuzey - güney yönü, açık -  kapalı cepheler göz önünde bulundurularak ve bunlar üç yollu vanalarla kontrol edilerek bir otomasyon yapılırsa gerçek otomasyon olur.

 

Döküm Dilimli Kalorifer Kazanı Kullanımında Dikkat Edilecek Hususlar

 

• Kazan seçimi mutlaka amacına uygun tipte ve kapasitede belirlenmelidir.
• Kazan ile birlikte kullanılacak brülör mutlaka kazanın kapasitesine ve yapısına uygun olmalıdır.
• Tesisat besleme suyu temiz ve yumuşak su olmalıdır.
• Tesisat su beslemesi mutlaka gidiş kolektöründen yapılmalıdır.
• Sirkülasyon pompaları kazan ile birlikte aynı anda çalışmalı, kazan kapatıldıktan sonra soğuyana kadar kapatılmamalıdır.
• Sistemde, kullanımları süreli ve fazla ısı farkı oluşturan  zonlar varsa, mutlaka 3 yollu vana ve otomasyonla kontrol edilmelidir. 
• Kapalı genleşme sistemi kullanılmalıdır.
• Kazan sıcak iken asla soğuk su basılmamalıdır. 
• Genleşme deposu sık sık kontrol edilmelidir. 
• Brülör yanma ayarları mutlaka düzgün olmalıdır. En az senede bir sefer bakım yapılmalıdır.